Ne diyon Meral’e…
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in dün hiç ummadığım kadar sert açıklamasını dinlerken aklıma gelen tek cümle bu oldu?
Hemen en yakınımı arayıp “Ne diyon Meral’e” demek istedim ama espriyi anlayacak çok kimse yoktu etrafımda.
Birlikte tv100’de Taksim Meydanı’nda program yaparken Moderatör sevgili Gürkan Hacır ile çok gülerdik bu lafa. Yeni nesil siyasi Stand-up sanatçısı Baturay Özdemir’in hayatımıza kazandırdığı bir soru. İkimiz de onun hastası olup tüm şovlarını YouTube’dan izlediğimiz için lafın önünü arkasını doldurmaya gerek kalmıyordu. Dolayısıyla, CHP lideri ve artık Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nu da desteklediğini bildiğim için ona mesaj attım:
“Ne diyon Meral’e?”
Çok güldü.
Baturay Özdemir bir siyasi komedyen ama ayrıca çok çarpıcı gözlemleri de var. Babasının emekli bir asker ve eski MHP’li olduğunu hatırlattıktan sonra anlatıyor:
“Kafası çok karışık son günlerde, dolaşıyor evde. N’oluyo baba dediğimde de durup ‘Ne diyon Meral’e’ diye soruyor.”
İzlemelisiniz, seyirci kahkahadan kırılıyor.
Ve İYİ Parti’yi şöyle anlatıyor:
“İYİ Parti, hani şöyle giyinip kuşanıp, hazırlanıp bir klaba (Club) gidiyorsun, ama bakıyorsun klap kapalı… Ya da yolda yorulursun, hani şurada bari biraz oturalım dediğin parti İYİ Parti’dir... Asıl gitmek istediğin yer değil de nargile de var, çay kahve de var gibi bir yer.”
Bir şey söyleyeyim, benim diyen siyasi analist bir partiyi böyle güzel çözümleyemez.
Bu uzun girizgâhı neden yaptım biliyor musunuz?
Çünkü herkes bugün aynı şeyleri yazacak da ondan.
Ben önce bilin istedim ki İYİ Parti bir tepki partisidir. Toplama bir Parti’dir. Ruhu yoktur. İdeolojisi yoktur. Hedefi yoktur. Kadroları yoktur.
Bu partiyi var eden ve kurulmasında tartışılmaz bir emeği, çabası olan tek kişi de Kemal Kılıçdaroğlu’dur.
Kılıçdaroğlu, İYİ Parti ve Meral Akşener’i bu noktaya getirirken, Altılı Masa’yı kurar ve elini gerçek manada taşın altına koyarken tabii ki düşündüğü tek şey vardı. Nihayet bir oyun kurucu olarak Türkiye’nin siyasi kaderinde söz sahibi olmak.
Sonuçta Kılıçdaroğlu ilmek ilmek dokuduğu bu sürecin meyvesini yemek istedi ama onun sayesinde bir siyasi partinin lideri olan Meral Akşener hırsının kurbanı oldu ve Altılı Masa’yı dağıttı.
Meral Akşener hırsını eğer düşük profilli tutabilmeyi becerebilseydi şayet, olaya daha stratejik bakabilseydi, bugün geldiği noktada bulunmazdı.
Kendisine sorarsan hiçbir siyasi hırsı yok ve yalnızca başbakanlığa talip. Kazanacak aday olarak da yine CHP’li iki ismi önerdiğini ifade ederek bunu memleket adına yaptığını söyleyecektir.
Meral Akşener bu kurnazlığının kimse tarafından fark edilmediğini sanacak kadar da saf ne yazık ki.
Oysa Akşener’in siyasi ikbali için hedeflediği en tepe noktaya ulaşmada Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’ı kolay lokma olarak gördüğünü bilmeyen yok.
Bu yüzden gösterilen lüzumsuz tevazunun da anlaşıldığı kadarıyla CHP’de bir karşılığı yoktu ki Kemal Kılıçdaroğlu bu kez kesin kararlılığını ortaya koydu.
Sormak istiyorum.
Kemal Kılıçdaroğlu 11 kez seçime katılmadı mı? Başbakan olmak için Parlamenter Sistem’de yarışmadı mı?
Onun ülkeyi yönetmek gibi bir hırsı yok mu?
Olmasaydı şimdiye kadar siyaseti bırakırdı, öyle değil mi?
Peki şimdi neden vazgeçsin? İlk kez kamuoyu araştırma şirketlerinin sonuçları onun kazanabilme ihtimalini yansıtmakta. Daha önceden kazanabilme ihtimali bulunmadığı için Ekmeleddin İhsanoğlu ve Muharrem İnce’yi aday gösterdi. Şaşırdığım nokta şu, herkes Kemal Kılıçdaroğlu’nu ufak tefek görüp Karamürsel Sepeti sanıyor… Mecaz tabii. Onun yumuşak ve mütevazı yanı yanlış değerlendiriliyor demek istiyorum aslında. Niçin bu fırsatı tepsin? Eşyanın tabiatına aykırı.
Siyasi hayatının finalini hangi politikacı cumhurbaşkanlığı adaylığından feragat ederek yapmak ister?
Yaparsa siyasi mevta haline geleceğini bilmez mi?
Ben iki şeye şaşırdım.
Birincisi Meral Akşener’den bu kadar sert bir açıklama beklemiyordum.
İkincisi de bu kadar öngörüsüz olacağını ummuyordum. Bizim tahmin edemediğimiz çok daha sofistike bir hesabı yoksa tabii.
İlginç. Daha neler göreceğiz bakalım.
Ama şu bir gerçek. İYİ Parti şu anda tam da Baturay Özdemir’in yukarıda tarif ettiği bir parti oldu. Gidildiğinde kapalı olduğu anlaşılan bir klap gibi.
Evet, size sorayım:
Ne diyonuz Meral’e?