“Ölüm hep bana; bana mı düşer usta?’’
Bartın Amasra’daki maden katliamının ardından konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Kader planına inanıyoruz. Bunlar her zaman olacaktır” diyordu.
41 işçinin TTK’nın bir madeninde can vermesinin ardından yapılan bu konuşma, aynı acıları uzun bir süre daha yeniden yaşayacağımızın habercisidir…
Belli ki; Amasra son olmayacaktır!
Zira; dönemin Başbakanı Erdoğan, 2013 yılında yaşanan Soma Maden Katliamı’nın ardından da benzer cümleler kurmuş ve “Bu işin fıtratında var’’ demişti.
HER ŞEYİN ÜSTÜNÜ ÖRTÜYORLAR…
Fıtrat ve kader…
Ne kadar ‘büyülü’ kavramlar değil mi?
Soma’da 301 işçi madende can verir; ‘’Bu işin fıtratında var’’ der, tüm sorumluluğu üstünüzden atarsınız…
Amasra’da 41 işçi hayatını kaybeder; “kader planı’’ der, sorumluların hesap vermesinin üstünü örtersiniz…
Üstüne; madende can verenleri bir de ‘şehit’ ilan ettiniz mi; artık söylenecek, sorgulanacak ve hesap sorulacak hiçbir şey bırakmazsınız…
Ülkeyi böyle yönetmek ne kadar güzel ve kolay değil mi?
Ne hikmetse; bu ‘fıtrat’, ‘kader’ ve ‘kader planı’ sanki sadece işçiler, emekçiler ve yoksullar için var…
Soma’da, Ermenek’te, Bartın’da ölen/öldürülen işçiler, kaderin, fıtratın ve kader planının kurbanı oluyor!
Oysa ki; ortada bir ‘kader’ yok!
Oysa ki; ‘bu işin fıtratı’nda ölüm yok!
Ortada işçilerin canını hiçe sayan ve kârdan başka bir şey düşünmeyen bir zihniyetin işlediği apaçık bir cinayet var!
MADEN İŞÇİSİNE KULAK VERİN
Maden işçisi ve Dev Maden-Sen Genel Başkanı Tayfun Görgün, bu cinayetin kodlarını TV 100’de katıldığı programda tek tek çözdü ve önümüze koydu. Pınar Işık Ardor’un sorularını yanıtlayan Görgün, Bartın Amasra’daki cinayeti şu sözlerle deşifre etti:
“Önlenebilir bir olaydı bu… Sayıştay’ın madenle ilgili uyarısı var. Bu uyarılardan sonra dikkatli üretim ve ek önlemler talep edilmiş. Daha fazla üretim yapabilme sevdasıyla uyarıların dikkate alınmamış olması muhtemel… İhmal olmadan günümüz teknolojisiyle böyle bir katliamın yaşanması mümkün değil.”
Görgün’ün ifadeleri içinde geçen “daha fazla üretim yapabilme sevdası’’na dikkat edin…
41 işçinin ölüme sürüklenmesinin ardında yatan acı gerçek budur…
Artık herkes biliyor ki; havasında yüzde 2’den çok metan gazı saptanan ocaklarda, üretim hemen durdurulur!
O halde bu neden yapılmadı?
41 işçimiz neden göz göre göre ölüme sürüklendi?
ÖLÜM İŞÇİNİN KADERİ DEĞİLDİR!
Şair Refik Durbaş,
“Elim sanata düşer usta
Dilim küfre, yüreğim acıya
Ölüm hep bana
Bana mı düşer usta?”
diye isyan etmişti yıllar yıllar önce…
Durbaş’ın sorusunun ve isyanının üzerinden çok zaman geçti…
Geçen zamanda her şey değişti; emekçinin payına hep ölümün düşmesi ise değişmedi.
Birileri deveyi hamuduyla götürürken, emekçiye razı görülen ölüm, hep ‘kader’le, ‘fıtrat’la, ‘takdir-i ilahi’ ile ve ‘kader planı’ gibi sözlerle süslendi.
Artık yeter; emekçilerin payına ölümün değil, aşkın, mutluluğun ve adil bir yaşamın düştüğü bir dünya istiyoruz!
Amasra son olsun!