Önce bacağını kır, sonra koltuk değneği ver…
ABD’nin Ortadoğu interlandında İsrail’e tehdit unsuru olabilecek ülkeler için uyguladığı yöntemin ana mottosu bu.
Yukarıdaki başlık yani.
Irak’ta, Mısır’da, Libya’da, Suriye’de yaptıkları bu.
Bul bir isim… Kimyasal silah fabrikası, Arap Baharı, Tahrir, Gezi… Olmadı darbe yaptır. 15 Temmuz gibi… Ne dersen de ama sonuca giden yol hep aynı olsun.
Önce bacağını kır, sonra koltuk değneği ver.
Irak’ta yaptığı bu oldu. Kimyasal silah fabrikası var yalanı uyduruldu. Gelinen nokta kukla devlet ve Irak Kürdistanı… Mısır’da darbe yaptırdı, devirdiği Cumhurbaşkanı’nı cezaevinde öldürttü, arkasında 10 milyar dolar destek verdi. Bölgedeki piyonu Suudi Arabistan var gücüyle destekledi. Alman Siemens 10 milyar Euro’luk anlaşma yaptı, Alman Şansölyesi Angela Merkel diktatör darbeci Sisi’yi kırmızı halıda karşıladı. Türkiye’ye o sırada demokrasi dersi verirlerken üstelik.
Libya’da Kaddafi’ye yaptıkları ortada. Ayaklandırdıkları çetelere vahşi biçimde öldürttüler.
SIRADAKİ ÜLKELER
Suriye’de de aynını yaşattılar. İÇ SAVAŞ çıkardılar. Şimdi parçalanmış bir ülke üzerinde PKK devleti kurma çalışması içindeler.
Geriye iki ülke kaldı. Türkiye ve İran.
İran şimdilik işlerine yarıyor. Daha doğrusu ortadaki kayıkçı kavgasının meyvelerini toplayan İsrail, tehdit algısının İran sayesinde ete kemiğe bürünmesi sonucu, Amerikan iç kamuoyunun tepkilerine rağmen ABD’nin tüm yardımlarını hortum gibi emmeye devam edip desteğini alabiliyor.
Sırada Türkiye’nin olduğunu bilmemek için kör olmak gerekir.
TÜRKİYE’YE GÖSTERİLEN İÇ SAVAŞ SOPASI
Şimdi bakıyoruz küresel sermayenin sesi Bloomberg önümüzdeki yıl “İç çatışma” yaşanması muhtemel ülkeler sıralaması yapmış ve bilim bakalım ilk sıraya hangi ülkeyi koymuş?
Bildiniz, Türkiye!
İkinci sırada Ukrayna ile savaşmakta olan Rusya.
Üçüncü ise Amerika Birleşik Devletleri.
ABD’yi de en üstten 3. sıraya yerleştirmelerinin sebebi, Küreselcilerin deli gibi korktukları Trump’çı ulusalcıların iktidara gelme olasılığı. Sopa gösteriyor onlara. 2016 yılında da aynı ihtimalden söz ediyordu Bloomberg. Oradaki çeşitli Cumhuriyetçilerin “İç savaş” ın gerekliliğine ilişkin radikal ve sorumsuz açıklamaları da Bloomberg’in verilerine “temel” oluşturabiliyor. Adamlar ülkelerini Hollywood ve Netflix aracılığıyla da bu olasılığa karşı dizayn ediyorlar beyin yıkayarak. 2024 yapımı İÇ SAVAŞ ve DÜNYAYI ARDINDA BIRAK adlı filmler bunun en önemli işaretleri.
TÜRKİYE’YE ASKERİ MÜDAHALE Mİ?
Ama ne ilginçtir ABD Silahlı Kuvvetler Akademisi’nin 2017’de hazırladığı raporun ülkemiz ile ilgili bölümlerinde beklentilerinden biri de 10 yıl içinde Türkiye'de bir iç savaş yaşanması ve “askeri müdahale” ile kontrol altına alınması öngörülüyordu!
Tercümesi şu.
Türkiye’de İÇ SAVAŞI çıkartırım ama askeri müdahalede bulunarak önlerim!
Başa dönelim.
Kır bacağını, ver koltuk değneğini.
Şimdi Türkiye’de olup bitenlere bakıyorum da şaşırıp kalıyorum.
Bizler mi çok telaşlanıyoruz yoksa Türkiye Cumhuriyeti Devleti olan bitenin farkında mı?
İşin tuhaf yanı öyle gibi de durmuyor.
DEVLET NE KADAR FARKINDA?
Kayseri’de üç beş çakalın koskoca mahalleyi yakıp yıkmasını baştan önleyemeyip adeta seyrederken alınan önlemler, uygulanan yaptırımlar yeterli mi diye kimse soru sormuyor.
Misal ZP Genel Başkanı Ümit Özdağ, PKK-FETÖ karşıtlığı ile kendine bir dokunulmazlık alanı açıp ülkemizdeki yabancılar üzerinden, sürekli, her gün bir ya da birkaç yalanla insanları kışkırtmaya devam ediyor, Devlet bakıyor. Adam daha önceki gün yine bir yalanı servis etti, Suriyeliler bir Türk gencini bıçaklayıp öldürdü diye. Üstelik tehdit ediyor, “ZP’li gençler beni arayıp kendimizi zor tutuyoruz diyorlar” sözleriyle. Bu bir güvenlik sorunu değil midir sayın yetkili ve etkili bakanlar, hükümet yetkilileri?
Sayın Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan kimden öğrenecek olan biteni?
Sonra futbol. Malzemesi bol. Nedense hep FENERBAHÇE futboldaki çatışmalı olayların göbeğinde yer alıyor ve adeta futbol eksenli çatışmaların yumuşak karnı olarak görülüyor. Bakıyoruz öyle.
Tarımı birileri sabote ediyor, bakıyoruz.
Tedarik zincirlerinde her türlü tezgâh dönüyor, bakıyoruz.
GÜLER SABANCI MUHTIRASI
Sonra Türkiye’de iş dünyasının en baba isimlerinden biri olan Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı Milli Eğitim Bakanı’na gidip “Müfredatı bir yıl erteleyin” diye adeta MUHTIRA veriyor. Geçmişte benzerlerini gördüğümüz bir TÜSİAD MUHTIRASI gibi.
Meraktayım. Ne olacak ki önümüzdeki BİR YILDA?
Güler Sabancı nasıl bir zaman kazanacak bu süre içinde?
Holdinginin Sabancı Üniversitesi dışında eğitim kurumları mı var? Sabancı Üniversitesi de Milli Eğitim müfredatını uygulayacak değil.
O yüzden biz de Bloomberg’e bakıyoruz.
BİR YIL İÇİNDE İÇ ÇATIŞMA…
Renkli bir döneme giriyoruz.