Öyle ‘aldatılmayız’ füze at!
Sosyal medyanın ilişkiler üzerindeki olumsuz etkisini her zaman konuşuruz fakat bunun sebebi bizim sosyal medyayı bilinçsiz kullanıp tüketmemiz mi yoksa uygulamaların bize sağladığı ‘hep daha fazlasına erişme’ kolaylığı mı?
Whatsapp’ın mesaj gizleme özelliğini duymuşsunuzdur. Bilmeyenler için kısaca özetleyeyim, uygulama bazı mesajları gizleyebilme özelliği getirmişti. Bu güncellemeden sonra istediğiniz mesajları gizleyip bu mesajlara da kelime olarak bir kod belirliyorsunuz. Alakasız bir şey olabilir. Arama kısmına o kelimeyi yazdığınızda gizlediğiniz sohbet görünür oluyor. Ne kadar ürkütücü olduğunun farkında mısınız?
Bizler bunun şokunu atlatamadan Instagram da geri durmamış ve el artırmış. Orada da gelen bildirimlere ‘takma ad’ özelliği getirilmiş. Yani bir kullanıcıya takma ad belirliyorsunuz ve ekranınız açıkken üstten gelen mesaj bildiriminde, mesaj atan kişinin ismi ‘Ayşe’ değil de ‘Ahmet’ olarak görünüyor.
Özel hayatın gizliliği vs. hepsi makul kabul edilebilir sebeplerdir fakat bu yapılan güncelleme alenen ilişkilerde güvenilirliğe darbe değil de nedir? Bütün bu yenilikler, bize uygulamaları ‘geliştiren’ güçlerin çok da masum olmadığını gösteriyor.
Emperyalizmin toplumu yeniden dizayn etme, yönetme yolundaki adımlarında, ilk hedefi aileyi yok etmek. Çünkü toplumu oluşturan en küçük birim ailedir ve aile yok olursa bütünün yapı taşı bozulur. Bir şeyi yok etmenin en kolay yolu, onu önce küçük parçalara ayırmaktır. Bu uygulamalar ilişkilerdeki güveni zedeleyerek öncelikle halihazırda olan ilişkileri parçalamak sonrasında ise güven sorununu kronikleştirerek bireyleri yalnızlaştırmaya itmek için düzenlenmiş araçlar.
Önümüzdeki günlerde bunu takip eden gelişmelerin yaşanması da çok muhtemel çünkü bu uygulamaların sahipleri gücü ellerinde tutmak için bir yarış halindeler. Bundandır ki bir uygulama güncelleme getirdiğinde arkasından diğerleri sürü halinde onu takip ediyor. Daha fazla geliştiren, ilk adımı atan da bir adım öne geçiyor.
Bu satrancın bir parçası olarak bizler de bastırılamaz içgüdülerimizle buna alet olmaktan geri durmuyor, kendi sonumuza bilinçsiz ama son derece istekli yürürken selfie’lerimizi çekmeyi ihmal etmiyoruz :)