Özel okullarda hizmet alımı ve velilerin hakları! Herkes özel okul açabilir mi?

Bayram öncesinde, 25 Mart 2025 tarihinde, Millî Eğitim Bakanlığı (MEB) Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğü tarafından önemli bir yazı yayımlanarak ilgili birimlere iletilmişti. Söz konusu yazı, 3 Ocak 2025 tarihinde ilgili yönetmelikte yapılan değişikliklere ilişkin bir hatırlatma niteliği taşımakta olup, Bakanlığın bu konuda ciddi bir yaklaşım sergileyeceğinin de açık bir göstergesi.

Millî Eğitim Bakanı Prof. Dr. Yusuf Tekin, özel öğretim kurumlarına yönelik düzenlemeleri hayata geçirmeye devam ediyor. Sayın Bakanın bu konuyu özel olarak önemsediğini yakinen biliyorum. Bilindiği gibi özel okullar, yalnızca sundukları eğitim hizmetleriyle değil, bünyelerinde sağladıkları ek hizmetlerle de veliler açısından önemli bir tercih sebebi hâline geldi. Yemek hizmetlerinden kırtasiye malzemelerine, ulaşım hizmetlerinden ek ders materyallerine kadar birçok unsur, özel okul deneyiminin ayrılmaz bir parçasını oluşturmakta. Ancak, bu hizmetlerin fiyatlandırılması ve sunulma biçimi, zaman zaman kamuoyunda tartışmalara da yol açıyor.

Millî Eğitim Bakanlığı’nın yeni düzenlemeleri, özel okullarda hizmet alımına ilişkin önemli değişiklikler içermektedir. Bu düzenlemeler doğrultusunda getirilen yenilikleri tekrar gözden geçirmekte fayda bulunmakta;

Hizmet Alımı ve Ücretlendirme Şeffaf Olacak

MEB’in ilgili yönetmelikte yaptığı son değişikliklere göre, özel okullar tarafından hizmet alımı yöntemiyle sunulan tüm hizmetlerin ücretlendirilmesi, eğitim ücreti gibi kurallara tabi olacak. Yani okulda sağlanan yemek, kıyafet, eğitim materyali gibi ek hizmetler, artık okul tarafından belirlenen ve ilan edilen ücretlerle sunulacak. Veliler, bu hizmetler için doğrudan üçüncü kişilerle değil, okul yönetimiyle anlaşma yapacak. Böylece fiyatlandırma süreci daha şeffaf hâle getirilecek.

Velilere Seçme Hakkı

Bir diğer önemli nokta ise, okullarda kullanılan yardımcı eğitim materyallerine dair getirilen düzenleme. Yönetmelik, ders kitaplarının Bakanlık onaylı olmasını zorunlu kılıyor. Yardımcı kaynakların kullanımı ise velinin tercihine bırakılıyor. Ancak eğer bu kaynaklar okul tarafından sağlanacaksa, fiyatlarının ilan edilmesi gerekiyor. Aynı durum öğrenci kıyafetleri için de geçerli. Artık bir özel okul, velilere belirli bir firmadan alışveriş yapma zorunluluğu getiremeyecek.

Paranın Takip Edilebilirliği Artacak

Eğitim ücreti dışında kurumda sunulan diğer hizmetler karşılığında alınacak  ücretlerin  de  kurum  adına  açılan  ve  Bakanlığa/valiliğe  bildirilen  banka  hesap  numarasına yatırılması zorunluluğu getirildi. Daha önce, yemek ve kırtasiye gibi hizmetler için ödemeler doğrudan hizmet sağlayıcılarına yapılıyordu. Yeni düzenleme ile birlikte, tüm ödemeler özel okulun banka hesabına yatırılmak zorunda olacak. Bu sayede, ücretlerin okul tarafından takip edilmesi ve kayıt altına alınması sağlanacak. Böylece velilerin karşılaştığı sürpriz ödemelerin ve ekstra mali yüklerin önüne geçilecek. Böylece eğitim ve diğer kalemlerden elde edilen gelir de takip edilecek.

Özel Okullarda Yeni Dönem

Bu düzenlemeler, özel okullarda hizmet alımı konusunda hem şeffaflığı hem de hesap verilebilirliği artırmayı amaçlıyor. Veliler artık neye, ne kadar ödeyeceklerini daha net görebilecek, alternatif hizmetleri değerlendirme şansına sahip olacak. Özel okulların sunduğu hizmetlerin mali boyutu, aileler için önemli bir karar noktası hâline gelirken, bu tür düzenlemeler sayesinde sektörün daha adil ve erişilebilir bir yapıya kavuşması hedefleniyor.

Yurtdışı Örnekleri

Yurt dışında da özel okulların denetimine dönük farklı yöntemler uygulanmakta. Almanya’da üçüncü taraf hizmet sağlayıcılar sıkı bir şekilde denetlenmektedir. Okullar, yemek, kıyafet ve ulaşım gibi ek hizmetler için özel şirketlerle anlaşabilir; ancak bu şirketler eyalet eğitim bakanlıkları tarafından titizlikle kontrol edilir. Benzer şekilde, ABD’de de ek hizmetler genellikle üçüncü taraf hizmet sağlayıcılar tarafından sunulmaktadır. Okullar, yemek, kıyafet ve ulaşım gibi hizmetler için doğrudan şirketlerle çalışır, ancak bu şirketler yasal denetim süreçlerinden geçirilerek seçilir. İngiltere’de ise özel okullar, ücret politikalarını bağımsız bir denetim kuruluşu olan Ofsted’e (Office for Standards in Education) raporlamak zorundadır. Bu sayede, eğitim kurumlarının mali uygulamaları şeffaf bir şekilde takip edilmektedir.

Herkes Özel Okul Açabilir Mi?

Eğitim sektörü, toplumumuzda önemli bir saygınlık aracı olarak görülmektedir. Özellikle küçük kentlerde, eğitim kurumlarına sahip olmak veya bu alanda faaliyet göstermek, bürokratik güç elde etmede büyük bir etkiye sahiptir. Öyle ki eğitim ile uzaktan yakında hiçbir ilgisi olmayan sadece kazanç ve itibar sağlamak için özel okul açanları da bu gözler gördü.  Ancak altını kalın bir şekilde çizeceğimiz şu gerçeği tekrar hatırlatmakta fayda var; Eğitim , sadece ekonomik bir faaliyet alanı değil, aynı zamanda toplumsal sorumluluk gerektiren bir alandır.

Son yıllarda özel okul sayısında ciddi bir artış yaşanıyor. Ancak bu artış, eğitimde kaliteyi artırmak yerine, bazı okullarda niteliksiz hizmet anlayışıyla öğrenci ve öğretmenlerin mağduriyet yaşamasına neden olabiliyor. Özellikle eğitimle ilgisi olmayan kişilerin yalnızca ticari kazanç amacıyla özel okul açması, öğretmen maaşlarının asgari ücret seviyesine düşmesine ve eğitim kalitesinin ciddi şekilde zarar görmesine yol açıyor. Eğitimin temel unsuru olan öğretmenlerin hak ettiği değeri görmemesi, onların motivasyonunu düşürerek öğrencilerin de bundan olumsuz etkilenmesine sebep oluyor.

Ayrıca, bazı özel okullarda öğrencilere sunulan hizmetlerin kalitesi de sorgulanır hale geldi. Yemekhanelerde hijyen standartlarının düşmesi, öğrencilere kalitesiz ve sağlıksız gıdalar sunulması, spor ve sanat gibi derslere gereken önemin verilmemesi gibi sorunlar, özel eğitim kurumlarının sadece kâr odaklı işletmelere dönüşmesi riskini ortaya koyuyor. Öyle ki tüm kademelerdeki öğrencilerden aynı yemek ücretini alıp sadece anaokulu ve birinci sınıf öğrencilerine bu hizmeti veren dolandırıcılar da aymazlıklarına devam ediyor.

Eğer özel okul sayısındaki artış, eğitim kalitesine değil de ticari kazanca hizmet ederse, devlet bu duruma müdahale etmek zorunda kalacaktır. Özel okulların temel misyonu, kâr etmek değil, kaliteli eğitim sunmak olmalıdır. Öğretmen maaşlarının artırılması, öğrencilere sunulan hizmetlerin belirli standartlara bağlanması ve şeffaf bir denetim mekanizmasının kurulması, bu alandaki sorunların çözümü için elzemdir.

Aksi takdirde, kısa vadeli ticari kazanç hesapları, uzun vadede toplumsal ve akademik başarı açısından büyük kayıplara yol açacaktır. Eğitim, bir toplumun geleceğini şekillendirir; bu yüzden eğitimin kalitesizleşmesine göz yummak, aslında ülkenin geleceğini riske atmaktır.

Başlıktaki sorumu cevaplamak gerekirse eğitim kar amaçlı bir alan değil para kazanmak istiyorsanız başka sektörler size daha rantabl olabilir.