Özgür Özel, Kılıçdaroğlu ile ne konuştuğunu anlattı: Genel Başkanımıza doğrudan söyledim

CHP Grup Başkanı ve Genel Başkan Adayı Özgür Özel, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ile yaptığı konuşmayı "Ben o seçimin gecesi bir samimi özür dilemenin, takip eden süreçte topyekun bu partinin önümüzdeki döneme ilişkin yenilenmesi ve güçlenmesinin önünü açmasının tarafında oldum. Bu duygularımı, bu sürecin nasıl yönetilmesi gerektiğini hem yetkili organlarda hem Sayın Genel Başkanımıza doğrudan söyledim." sözleriyle anlattı.

Özgür Özel, Kılıçdaroğlu ile ne konuştuğunu anlattı: Genel Başkanımıza doğrudan söyledim

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Grup Başkanı ve Genel Başkan Adayı Özgür Özel, partisinin Mersin İl Kongresi’nde konuştu. 

Özel'in Mersin İl Kongresinde yaptığı konuşmadan öne çıkanlar şöyle:
"Ben bugün partinin grup başkanı olarak, son 8 yıldır grup başkanvekilliği görevini yürütmüş birisi olarak neredeyse çocukluğunuzdan beri tanıdığınız bu partinin bir evladı olarak karşınızdayım. Aynı zamanda Cumhuriyet Halk Partisi'nin genel başkan adayıyım. Bu bir başka partide tansiyon sebebidir, gerginlik sebebidir. Cumhuriyet Halk Partisi’nin en önemli özelliği, genel başkanına rakip çıkılabilen, oradan güçlenerek çıkabilen tek siyasi parti olmasıdır. Bu yarışma kültürü, bu birlikte doğruyu arama kültürü, bu biricik özelliği, partiyi Türkiye’yi, Türkiye’deki sosyal demokratların alnını açık tutarak dünyaya bakmasını sağlamaktadır.

"GENEL BAŞKANA HAKSIZLIKTIR"
Buna katkı sağlayan herkese Genel Başkanımızdan en yeni üyemize kadar minnetlerimi, şükranlarımı sunuyorum. Tabii, bir süreç yaşadık. Bu sürecin sorumluluğunu bir kişiye yüklemek, örneğin sayın Genel Başkana yüklemek Genel Başkana haksızlıktır. Bu sürecin sorumluluğunu, eski, daha yeni çalışma arkadaşlarına yüklemek de bir o kadar haksızlıktır. Bu süreci sadece yazılı metinlerin tartışmasına indirgemek, tüzük yapacağız, önerileri yollayın demek, siz ipe bakın, yerdeki bizleri görmeyin demektir. Programı iyi ama basitleştirelim demek kıymetlidir ama tartışmayı haksız bir zemine çekmektedir.

"DUYGULARIMI GENEL BAŞKANIMIZA SÖYLEDİM"
Değişim diyorsun da, bunu niye diyorsun? Hem vallahi hem billahi, 14 Mayıs günü yaşadığımız o büyük şok, ardından 14 günlük benim için Ege’nin 9 ilindeki 33 miting ve 28’i akşamı yaşadığımızdan sonra, kendi adıma ne değişim diyecek, ne adaylık iddiası koyacak, ne kolumu kaldıracak takatim yoktu. Çünkü Cumhuriyetin 100’üncü yılında cumhuriyete husumet duyanların, cumhuriyetin kurucu değerlerini aşındıran iktidarda olmaması, yine Gazi Mustafa Kemal’in önümüze açtığı aydınlanma yolunda yürümek, o meşaleyi yeniden yakabilmek, devrimlerini sürdürebilmek için emek verdik, gayret sarf ettik. 100’üncü yılın sonunda çok önem atfettiğimiz bu seçimin sonunda başarısız oldum. Ben o seçimin gecesi bir samimi özür dilemenin, takip eden süreçte topyekun bu partinin önümüzdeki döneme ilişkin yenilenmesi ve güçlenmesinin önünü açmasının tarafında oldum. Bu duygularımı, bu sürecin nasıl yönetilmesi gerektiğini hem yetkili organlarda hem Sayın Genel Başkanımıza doğrudan söyledim.

"UMUT VAR DEMEK İÇİN ADAYIZ"
O noktada, farklı fikirlerin gün geçtikçe seçmende bir duygusal kopuşa, bir reaksiyona, böyle giderseniz oy vermeyiz gibi sözlerin hızla yazılışına ve bunun tehlikesine şahit oldum. Dünyanın bütün otoriter popülist liderleri, bütün diktatörleri seçime katılım oranının düşüklüğünden, muhalif seçmenin moral bozukluğundan, sandıktan kopuşundan, siyasi partilere, bizatihi siyasetin kendisine uzaklaşmasından, yabancılaşmasından beslenirler. Burada, yaptığımız itiraz, çıktığımız yol, partinin moralini bozmak, partiyi tartıştırmak değil aksine bir duygusal kopuş içinde olan seçmene, Cumhuriyet Halk Partisi tartışıyor, Cumhuriyet Halk Partisi değişiyor, Cumhuriyet Halk Partisi bundan sonra da dimdik ayakta olacak, senin umudun olacak. Cumhuriyet Halk Partisi varsa, umut var demek için adayız, buradayız, ayaktayız.

"BU TAKIMI ŞAMPİYON YAPARIM"
Bu örgüt bana inanır, yetkilendirirse bu takımın başına geçerim, bu takımı da şampiyon yaparım. Söz veriyorum. Eğer yetki verilmezse partinin evladıyım, başarısı için emek vermeye devam ederim. Ama siz yetki verirseniz, siz ‘Özgür, bu işi sen yapacaksın’ derseniz elimde kitabım var. 1’inci sayfasında Gazi Mustafa Kemal Atatürk var. gencecik bir kadro, inanmış yürekler, başarıya hasret gençliğimiz, borcumuzu ödeyeceğimiz partimiz, güvendiğimiz sizler varsınız. Ben size güveniyorum, size inanıyorum. Bu sürecin sonunda bu partide artık seçim akşamları partinin ışıklarının erkenden sönmeyeceği, kadın kollarımızın tülbenti sirkeli suya basıp başına bağlamak yerine, o tülbent elde hayal çekecekleri, başarıyı kutlayacağımız yarınlara inanıyorum. Siz de inanın, birlikte başaracağız."