Özlem Zengin: Kadın hakları pazarlık konusu olamaz
tv100 ekranında her pazar yayınlanan Pınar Işık Ardor'un sunduğu Pazar Siyaseti'ne bu hafta Özlem Zengin konuk oldu. Cumhur İttifakı'na Yeniden Refah ve HÜDAPAR'ın katılımıyla kadın haklarının tartışılmasıyla ilgili Zengin, "Kadın hakları pazarlık konusu olmaz" dedi.
tv100 ekranında her pazar yayınlanan Pınar Işık Ardor'un sunduğu Pazar Siyaseti'ne bu hafta AK Parti İstanbul Milletvekili Avukat Özlem Zengin katıldı.
Cumhurbaşkanlığı seçiminin iki tur oylamasını "Sayın Cumhurbaşkanımızın kazanacağından eminiz" diye değerlendiren Özlem Zengin, Yeniden Refah Partisi ve HÜDAPAR'ın Cumhur İttifakı'na katılımıyla başlayan kadın hakları tartışmalarıyla ilgili de konuştu:
"Kadın konusunda da muhalefetin yanıldığı kanaatindeyim. Mecliste ben Türkiye'nin ilk başörtülü grup başkan vekiliyim. Partimizde kadın grup başkan vekili olduğum için aynı zamanda kadın konusuna dair ne varsa tüm bunları da geçtiğimiz süre içinde ben çalıştım sonuç olarak. Şunu görmeleri lazım. Türkiye'de kadın hakları denince akla gelen ilk parti AK Parti. AK Parti ile beraber kadın haklarında muazzam ilerleme oldu. AK Parti'yi sanki kadın haklarının karşısında duran bir parti gibi konumlandırmaya kimsenin hakkı yok. AK Parti'yi kadın hakları konusunda kötü göstermeye hiç kimsenin hakkı yok. Kadın hakları AK Parti için pazarlık konusu olabilecek bir konu hiçbir zaman olmadı."
İşte Özlem Zengin'in açıklamaları....
"SAYIN CUMHURBAŞKANIMIZ AÇIK ARA FARKLA SEÇİMİ ALACAKTIR"
Bu değil Türkiye'nin dünyanın en merak edilen seçimlerinden bir tanesiydi. Müthiş bir başarı var. Hem Sayın Cumhurbaşkanımız hem de Cumhur İttifakı büyük bir başarıya imza attı. Çoğunluğu sağlamış oldu. Muhalefetin ortaya koyduğu bütün tezlerin yendiğini görüyoruz. Bu başarıyı küçültecek en ufak bir ifadeyi kabul etmiyor. Biz birinci İttifak ve birinci parti olacağız, Cumhurbaşkanımız birinci çıkacak demiştik. Öyle de oldu. Çok az bir farkla seçim ikinci tura kaldı. Çok büyük bir farkla, açık ara Sayın Cumhurbaşkanımız bu seçimi alacaktır.
"MUHALEFETİ DE İYİ OKUYORUZ"
Cumhur İttifakı'n bütününe baktığınızda bir oy kaybı yok. Partiler arası bir geçişkenlik var. Seçmenimiz İttifakımız içinde kaldı. Biz aynı zamanda muhalefeti de çok iyi okuyoruz. Bu seçimin muhalefet için dönüştürücü olacağını söylemiştim. Ortaya çıkan tablo muhalefetin değişmesi gerektiğini ortaya koydu. Değişeceklerdir.
"BÜYÜKŞEHİRLERDE KİRA MESELESİNİ AYRICA ELE ALMAMIZ LAZIM"
Türkiye'de oy vermek sizin kimliğinizin bir ifadesi anlamına geliyor. Evet, ekonomik sıkıntılara dair İstanbul'da çokça şey işittim. Mesela en çok kira ile ilgili sorunlar olduğunu dinledim. Buna bir çözüm üretmemiz gerekiyor. Burada hukuken yapılan şeyler vardı ama bunun da ötesinde kira meselesini büyükşehirlerde yaşayanlar için ayrıca ele almamız lazım. Çalışanlara kirayla ilgili başka alternatifler sunmamız gerekiyor. Bunu fark ediyorum. Kira meselesi önemli bir mesele. Nihayetinde ekonomi önemli bir mesele ama sandığa giderken birinci mesele değil. Kimlik meselesidir önemli olan. O nedenle seçimler önemli oluyor. Seçmen oy kullanmayı daha kendine dair bir mesele olarak algılıyor.
"CHP İÇİN HAYAL KIRIKLIĞI OLDU"
Seçmen kendini tek bir kavramla tanımlamıyor. Şu anda insanların en önemsediği kavramlardan biri vatanına, milletine sahip olmak. Şu an yükselen değer vatanseverlik. Sonuçta Meclis'e baktığım zaman CHP için, CHP teşkilatları, CHP seçmeni için çok büyük bir hayal kırıklığı yarattı. Aynı masada oturma kafi değil. Yan yana durabilme kabileyetini iyi öngörmek lazım. Bir parti geldiği zaman oraya onunla birlikte kim gelecek ve onun varlığından rahatsız olup gidecek bu dengeyi iyi kurmak lazım. Sadece ve sadece demokratız diyerek aynı masa etrafında oturmak kafi gelmiyor. Çünkü o masa sahici bir masa değilse hem inandırı olmuyor hem de hangi problemlere, hangi cevapları üreteceksiniz? Bu cevapları insanlar işitemediler.
"VATANDAŞA ANLATTIKLARIYLA YAPTIKLARI ARASINDA CİDDİ BİR MAKAS ARALIĞI VAR"
Parlamentonun yüceliğinden bahseden bir heyet var. Ben buna çok inanan birisiyim. Mecliste çalışmaktan büyük haz duyan, Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne haksızlık yapıldığını düşünen bir vekil ve grup başkanvekiliyim. Meclis çok özel bir çalışma temposuna sahip. Türkiye için çok kıymetli. Siz parlamenter sistemi öne çıkarıyorsunuz ama hiçbir tanesi Meclis'te değil. Neden insanlar kendi Meclis gruplarının başlarında değiller. Genel kurulda şu an hiçbirinin grup başkanı olmayacak. Kendi milletvekillerinin başında olmaları yakışır. Çelişen bir tablo olduğunu göstermek için bunu söylüyorum. Anlattıklarınızla yaptıklarınızın örtüşmesi lazım. Vatandaşlara anlattıklarıyla yaptıkları arasında çok ciddi bir makas aralığı var.
"KILIÇDAROĞLU HİÇBİR ŞEKİLDE KAZANAMAZ"
Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'nun kazanması ihtimalini görmüyorum. Hiçbir şekilde böyle bir ihtimal yok. 13. Cumhurbaşkanı anonsu yapıyorlardı, inanamıyordum. Kazanmadığı, size verilmeyen bir unvanı nasıl kullanırsınız? Biz Sayın Cumhurbaşkanımızın kazanacağından eminiz.
Sistemin daha iyi çalışması için ne yapabiliriz diye zaman zaman konuşuyoruz. Mesela yeni bakanlar kurulunun nasıl teşekkül edeceğine dair daha sarif bir maddeye ihtiyaç var. Bakanlarımız milletvekili olmayacak demiştik, şimdi bakanlarımız milletvekili olduğunda yapılacak daha sarif bir düzenleme gerekiyor. Cumhurbaşkanı yardımcılığında bir sınırlama belki. Sistemle alakalı tamamlanması gereken bazı noktaları görmek ve tamamlamak adına söylüuyorum.
"SİNAN OĞAN BAŞARILI BİR SÜREÇ YÜRÜTTÜ"
Her bir rey çok kıymetli. Her seçmenin reyi aynı değerdedir. 8 milyon seçmenin oy kullanmaması çok normal bir sayı. Onların sandığa gitmesi çok zor. Bazı geçersiz oyların tepki olduğu çıktı. Tepki veya yanlışla oy kullananlar olabilir. Oy pusulasında iki kişi olacak. Daha az hata yapılacaktır. Daha kolay karar verecektir.
Sinan Oğan'ı tebrik etmek lazım. Başarılı bir süreç yürüttü. Oraya giden seçmenin ne anlatmak istediğini anlamak önemli. CHP'ye, Millet İttifakı'na oy veren seçmenlerin çoğu Sayın Kılıçdaroğlu'na oy vermemiş, Sayın Oğan'a oy vermiş. HDP ile yapılan iş birliğinin çok ciddi rahatsızlık yarattığı görünüyor. Bizden de oy geçisi olmuştur. Her iki ittifaka da itirazı olanların gittiği bir yer Sinan Oğan. Hiçbir seçmen çantada keklik değil.
Sinan Oğan'la görüşmeler siyasi nezaket gereğidir. Aynı zamanda ona oy veren seçmeni anlamak için önemlidir. Seçmen sonuçta kendisi karar verecektir. Seçmen mevcut bildisiyle geleceğe yönelik bir karar veriyor. Herkes bir kez daha iradesini ortaya koyacak. Şu an başbakan olacağım diyeni görüyor musunuz? Hayır. Parlamenter Sisteme döneceğim diyeni görüyor musunuz? Hayır. Muhalefetin yapacağım dediği herşeye çarpı işareti kondu. Şimdi sadece Cumhurbaşkanını seçecek.
"KADIN HAKLARI PAZARLIK KONUSU OLAMAZ"
Mecliste ben Türkiye'nin ilk başörtülü grup başkan vekiliyim. Partimizde kadın grup başkan vekili olduğum için aynı zamanda kadın konusuna dair ne varsa tüm bunları da geçtiğimiz süre içinde ben çalıştım sonuç olarak. Şunu görmeleri lazım. Türkiye'de kadın hakları denince akla gelen ilk parti AK Parti. AK Parti ile beraber kadın haklarında muazzam ilerleme oldu. AK Parti'yi sanki kadın haklarının karşısında duran bir parti gibi konumlandırmaya kimsenin hakkı yok. AK Parti'yi kadın hakları konusunda kötü göstermeye hiç kimsenin hakkı yok. Başta başörtüsü yasakları olmak üzere bütün özgürlük alanlarında, kadına karşı şiddetin önlenmesiyle ilgili yapılan bütün çalışmalar, kadınların toplumsal hayatta var olması, çalışma hayatında var olması, yani kadın hakları dediğiniz zaman yapılan bütün çalışmalara baktığınız zaman arkasında AK Parti ve Sayın Cumhurbaşkanımız var. Bakın yine kadınların AK Parti'ye daha fazla oy vermiş olduğunu görererek biz bu seçimden çıkacağız. Çünkü kadınlar AK Parti'nin, bu ittifakın içerisinde kendisine yer ve alan buluyor. Kadın meselesi AK Parti için pazarlık konusu olabilecek bir konu hiçbir zaman olmadı.