Türkiye'de en fazla boşanma sebebi bakın neymiş!

Pandemiyle birlikte boşanma oranlarında geçen yıllara göre artış gözlenirken, 2020 yılında 135 bin 570 olan boşanma sayısı 2021 yılında 174 bin 85’e yükseldi.

Türkiye'de en fazla boşanma sebebi bakın neymiş!

Avukat Serpil Çınar, pandemi döneminde boşanma oranlarında ciddi bir artış yaşandığını, altta yatan sebebin özellikle aldatma olduğunu söyledi. 2021 yılında geçen yıla göre boşanma rakamlarında artış olduğunu söyleyen Serpil Çınar, "TÜİK verilerine göre, evlenme ve boşanma sayıları pandemi sonrasında bir hayli artış gösterdi. Özellikle henüz bir yılını tamamlamayan evli çiftlerin boşanma talebi yükseldi ve son senelerde boşanma sayılarında ciddi bir artış var. Elbette bunun derininde konuşulacak çok fazla sebep var, ama Türk Medeni Kanunu’nda belirtilen boşanma sebeplerinden hangisine dayanılarak dava açıldığını gösteren TÜİK araştırmalarını söyleyeceğim. Bunlar; evlilik birliğinin sarsılması yani şiddetli geçimsizlik, başka birisiyle cinsel ilişki kurma, hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış, suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürmek, terk etmek veya edilmek ve akıl hastalığı ile ilgili problemlerdir" dedi.

"Genel boşanma sebebi, evlilik birliğinin sarsılmasından kaynaklı şiddetli geçimsizliktir"
TÜİK verilerini değerlendiren Çınar, "2017 yılında şiddetli geçimsizlik sebebiyle 125 bin 634, zinadan 97, terk etmek veya edilmekten kaynaklı 131 olmak üzere toplam 128 bin 411 boşanma gerçekleşti. 2018 yılında şiddetli geçimsizlikten 140 bin 549, zinadan 102, terk sebebiyle 163 olmak üzere toplam 143 bin 573 boşanma gerçekleşti. 2019 yılında şiddetli geçimsizlikten 152 bin 570, zinadan 104, terk sebebiyle 127 olmak üzere toplam 156 bin 587 boşanma gerçekleşti. 2020 yılında geçimsizlikten 132 bin 725, zinadan 109, terk sebebiyle 86, toplam 135 bin 570 boşanma gerçekleşti. 2021 yılında ise geçimsizlik sebebiyle 169 bin 39, zinadan 131, terkte 72 olmak üzere toplamda 174 bin 85 boşanma gerçekleşti. Verilere bakıldığında genel boşanma sebebi evlilik birliğinin sarsılmasından kaynaklı şiddetli geçimsizliktir" şeklinde konuştu.

"Aynı evi paylaşmakta zorlanan çiftler mahkemenin yolunu tutuyor"

Boşanma sebeplerine değinen avukat Serpil Çınar, "Kimisinin ilgi alanı farklı olabiliyor, kimisi aslında evliliğe hazır değil, ailesinin isteği ile evleniyor ve seneler sonrasında 'Yaşayamadığım hayatı yaşamak istiyorum' deyip evden ayrılıyor. Hangi sebep olursa olsun işin özünde; birbirinden uzaklaşan ve aynı salonu, aynı yatağı, sonunda da aynı evi paylaşmakta zorlanan çiftler mahkemenin yolunu tutuyor" dedi.

"Boşanma davaların altında yatan sebep yüzde 85’i aldatmadır"

Bazı kadınların özellikle 50 yaşından sonra boşanma davası açamadığını söyleyen Çınar, şu ifadeleri kullandı:
"Son yıllarda genç kadınlar artık ekonomik özgürlüğe sahip olmaları, eğitim alma sayılarının artması ile birlikte şiddet konusunda nereye başvurulacağı ve evliliğin gidişatı konusunda daha bilinçliler. Ancak senelerini evliliğe adamış olan 50 yaş üzerindeki kadınların ekonomik özgürlüklerinin olmaması, alışmış olduğu düzenden ayrılıp yeni bir hayat kurmasının zorlaşması sebebiyle boşanma davası açamıyor. Aslında verilere göre boşanma sebebi olarak en çok evlilik birliğinin sarsılması, geçimsizlik görülmektedir. Bugüne dek aldığım boşanma davalarında tecrübe ettiğim üzere geçimsizlik nedeniyle açılan boşanma davalarının altında yatan sebeplerin yüzde 85’i aldatmadır"

"Hemen hemen 3 dosyadan birisinde mutlaka aldatma var"

Her aldatma eyleminde zina olmadığının altını çizen Serpil Çınar, "Üçüncü kişiyle cinsel aldatma ispatlanması zor olduğundan genel boşanma sebebiyle açılmaktadır. Cinsel ilişki kanıtlanmasa da sosyal arkadaşlıktan öte telefonla konuşma, fazlasıyla samimi fotoğraf çekinme, sosyal medya paylaşımları, sarılma, öpüşme, el ele yürüme, samimi mesajlar duygusal aldatmadır. Özetle, artık ne yazık ki hemen hemen 3 dosyadan birisinde mutlaka aldatma var. Sonrasında aldatılan eşte özgüven yitirme, kendisini beğenmeme, bir daha ilişki kurma motivasyonu kuramama doğuyor. Bu nedenle boşanma sebebiyle menfaatleri zedelenen aldatılan eş, maddi taleplerini de sunuyor. Eşine karşı sadakat yükümlülüğünü ihlal eden eş, sonucunda da zarar verdiği kadar tazminat ödüyor, diğer eşin hakları var ise yoksulluk nafakası da ödüyor. Aldatma, evliliğin onuruna yakışmamaktadır. Bu nedenle gerekçesi ve özrü olmaz. Evliliğin felsefesinde; bir kere yapan bir daha yapar" sözlerine ekledi.