Covid-19 pandemisi sürecindeki "Koronavirüs Türkleri teğet geçecek" açıklamalarının yanı sıra dönem dönem yaptığı çıkışlarla dikkat çeken Prof. Dr. Oytun Erbaş, Bana Göre TV'deki Katarsis programında Gökhan Çınar'a konuk oldu. Cinsel yaşamına dair açıklamalar yapan Erbaş, cinsel birliktelik öncesi partnerlerinden kan testi yapılmasını istediğini belirtti. Erbaş şu ifadeleri kullandı:
CİNSEL PARTNERLERE TEST
"Hastaneden çok korkarım. Hepatit C, HIV bulaşır, böyle obsesyonlar var ya... Böyle çok iyiyiz, ama yakınlaşalım... Cinsel partnerlerime bile mutlaka bütün testler yapılır. Ne yapayım şimdi? Ne yapayım? Bu sefer poliklinik görmeyeyim dedim. Hasta görüyorum ama sonuçlarını görüyorum. '30 saniye videosunu çekin bir de sonuçlarını atın' diyorum, hasta görmem bu."
"BEN ONLARI RASYONALİZE ETTİRİYORUM"
Bunun üzerine Çınar, Erbaş'a "Cinsel partner ya da hayatındaki kişi belli testlerden geçiyorlar. Buna okeyler mi?" sorusunu sordu. Erbaş şöyle cevapladı: "Yok, onları ben rasyonalize ettiriyorum. Check up yapalım diyorum falan... Eğer anlayacak biriyse anlatıyorum durumu. Çoğu zaman anlamıyor tabii, çok zor bunu anlaması. Ben diyorum 'Check up yapalım', benim orada 10 mililitre kana ihtiyacım var. Tükürük de olabilir ama yanlış negatif ihtimali var, ona güvenemem. Kan daha güvenilir."
"EĞER YANLIŞSA DATALAR DOKUNMAM"
Çınar bu kez "Çok yakın hissettiğin ya da bağlılık hissettiğin birinde de bunu ister misin?" sorusunu sordu. Erbaş şunları söyledi: "Hiç önemli değil. Dünyada tek insan olacak, yine kabul etmem. Sadece sınırlı. Öpüşme, o da french kiss değil, ucundan. O da uçuk, herpes vs dudağında bir şey olmamalı. Genel bir görüden sonra yapıyorum. Bir de backgrounduna bakıyorum. Nelerden geçmiş? Dürtüsel mi, alkol sigara kullanıyor mu, eli ayağının hiperaktivitesi... Kafamda tık tık yüzdelik oluşuyor. Sorular soruyorum, o bilmeden challenge edecek. Oradan data topluyorum. Eğer yanlışsa datalar, hiç dokunmam."
"ÇOK İYİ BİR ANKSİYETE İLACI ORGAZM"
Çınar'ın "Cinsellikle ilgili kalp sağlığı sürdürülebilir bir şey olduğunu söyledin. Diğer yandan libido yaşam enerjisiyle ilgili. Sadece tıbbi boyutu dışında hazzı, keyfi, yaşam enerjisi buralarda yaşadığın hisler mi?" sorusuna ise şöyle cevap verdi: "Bende çok iyi bir anksiyete ilacı orgazm. Ben eğer cinsellik yaşarsam, orgazm olursam anksiyetem şak diye bitiyor benim. Bu benim için çok değerli, yaşanmalı. Gerçek partnerle yaşanırsa daha güzel. Koku var, temas var. Bağlanma, bağlılık da olursa süper, o da işime geliyor. Daha çıkar var esasında. Kalp damar sağlığı var. Bu kadar, bunlarla oluşan bir şey."
YAKINLARININ PSİKOLOJİK RAHATSIZLIKLARINI ANLATTI
Nasıl bir ailede büyüdüğü ve ailesindeki yakınlarının psikolojik rahatsızlıkları ile ilgili soru üzerine Erbaş, ananesi ve diğer yakınlarına dair koyduğu teşhisleri tek tek anlattı: "Ananem ağır OKB idi, sanrıları vardı. Bizim ev kuduz olacağımızı düşünürdü. Onun için iyimser yaklaşımım vardır virüs hastalıklarına karşı. 'Sakin olun, bir durun', çünkü ben çok travmasını çektim. Okuldan gelirdim, ananem derdi ki 'İyi misin', 'İyiyim'... 'Emin misin', 'Eminim', 'Miden bulanıyor mu', bu sefer ben sabah kalkıyorum 'Acaba midem mi bulanıyor' diyorum. O duyguyu ben ondan aldım. Onun da bende telkini var. Ananemin annesi intihar, kendini yakmıştır. Şizofreniymiş. Kaybolanlar var alıp başını gidenler var. Ananemin kardeşi da ağır OKB. Kümülatif bir bölgede insanım. Ananem cam kırılırsa sabaha kadar cam arardı. 'Oytun yutarsa bağırsağı delinirse', ama ben neyi öğrendim? O bağırsağı delmiyor. Onu öğrenmem lazımdı. Hastalık obsesyonlarının tıbbi olarak başa çıkma yollarını öğrendim."
"PATAVATSIZIM. BABAN ÖLECEK, GÜM DİYE SÖYLERİM"
"SEN KIRILACAK MISIN, YOK BEN DE"
Asperger sendromu olduğunu daha önce açıklayan Erbaş'a, Çınar bu sendrom nedeniyle yaşadığı zorlukları sordu. Erbaş şöyle yanıtladı: "Asperger bir patavatsızsın. Sen kırılacak mısın, yok bende. Mesela baban ölecek, güm diye söyleyebilirim. Bana göre bir şey değil o, ölecek yani. 'Öyle denir mi Oytun, yumuşatarak', vallahi öyle bir şey yok içimde. Seni üzmek için de yapmıyorum. Ama patavatsızım, dürtü kontrolüm yok. Çabuk sinirlenebilirsin. Her şeyi yap sinirlenmem, benim mavi bardağımı bir yere kaldır. 'Attık biz onu, kırıkmış', saçma sapan bardak yüzünden 'Neden attınız' ve bütün bardakları kırma... Gören 'Deli bu' der. Alıştığım bir nesne. Bağlanmışım, bağlanmak da değil alışkanlık."