Prof. Dr. Demirer: Salgın 8-10 yıl sürebilir

Prof. Dr. Taner Demirer salgının ne zaman bitebileceğini, aşılama sürecini, salgının çocuklara etkisini, 3. doz aşı tartışmalarını, kapanma bitişi hakkında konuştu.

Prof. Dr. Demirer: Salgın 8-10 yıl sürebilir

Salgının ne zaman bitebileceğini, aşılama sürecini, salgının çocuklara etkisini, 3. doz aşı tartışmalarını, kapanma bitince nasıl davranılması gerektiğini kök hücre uzmanı, Türkiye Bilimler Akademisi Konsey Üyesi ve Avrupa Bilimler Akademisi üyesi olan Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Taner Demirer tek tek anlattı.

Uzman isim konuştu: "COVID-19 8-10 yıl sürer, yılda 2 kere aşı olmamız gerekebilir"
Dünyada aşı patentinin kaldırılması tartışılıyor. Niye? Çünkü aşı yetmiyor. Başta Afrika olmak birçok ülke aşılamada çok geri. Avrupa bile istediği aşılamayı yapamadı, oranlar düşük. Dünyada aşı bulamayanlar çok olduğu gibi tersine aşı sırası gelenler ve aşı olmayan aşı karşıtları var. Salgından kurtulmak için neler yapılması gerektiğini ve sürecin ne kadar devam edebileceğini TBMM onur ödülü ve TÜBİTAK bilim ödülü alan Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Taner Demirer, Milliyet'ten Abdullah Karakuş'a anlattı.

Tüm dünyada aşılamanın çok yavaş gittiğini belirten Prof. Demirer, “düşünün Afrika’nın yüzde 1 aşılandı. Orası patlarsa ölüm daha çok olur. Sürekli farklı mutasyonlar karşımıza çıkıyor. Benim görüşüm bu Kovid 8-10 yıl gider. Hint virüsünün mutasyonunun detaylarının çıkmasını bekliyoruz. Bence önümüzdeki yıllarda bu devam edecek. Senede 1 ya da 2 kere aşının türüne göre aşı olmamız gerekecek” diyor. Prof. Demirer şu ifadeleri kullandı:

"Aslında mayıs ayını da tamamen kapatmak lazım. Ama şöyle bir problem var. Vatandaş çok sıkıldı. Hepimiz sıkıntıya giriyoruz. Mevsim değişti, herkes dışarı çıkmak istiyor. İkincisi de bu kapanmadan sonra tedbirler açılınca insanlar bir rehavete kapılıyor."

Kapanmadan kritik çıkış!

"Kapanmanın etkisini azaltan bir rehavete kapılıyorlar. Kapanmalardan sonra hep bir dalga, yükselme görüyoruz. İnsanlar buna dikkat etmeli. Kapanmadan sonra hemen açılmayalım. Kapanmadan sonra aşıya hız verilebilirse o zaman vakaları aşağıya çekmek daha mümkün olacak. İnsanların bilinçli olması lazım. Kapanmadan önce insanlar büyük şehirlerden Anadolu’ya akın etti. Gidenler belirtisiz virüsle gittiyse orada bulaştırdı. Biz kapanmadan sonra vakaların düşmesini beklerken bu giden insanların bulaştırmasıyla tersine artışta olabilir. Bu insan trafiği olmasa daha iyi olurdu."

"Kapanmadan çıkışta maske, mesafe ve hijyene çok dikkat etmemiz lazım. Mümkün olduğunca kalabalıklara girmememiz gerekiyor. Aşı bile tam garanti değil, etrafa da yayabiliyor. Bizim daha açıklayamadığımız, bilemediğimiz birçok konu var. Virüs bazı insanları öldürüyor. Herkesi öldürmüyor. Bakıyorsunuz diyabeti yok, obezitesi yok, hipertansiyonu yok ama 35 yaşında sapasağlam birini öldürüyor. 85 yaşındaki hafif atlatıp çıkıyor. Demek ki bizim daha açıklayamadığımız bağışıklık yollarındaki eksikliği virüs kullanıyor. O nedenle herkesin azami dikkati göstermesi gerekiyor. Bireysel bazda kapanma çok önemli."

"Dünya genelinde aşıda sıkıntı var. Aşı savaşları var. 135 yoksul ülkeye giden aşı oranları çok düşük. 2021 yılında dünyanın en azından yüzde 50’sinin aşılanması beklenirdi. Ama buna ulaşmamız çok zor. Virüsten kurtuluş zor olacak, öyle gözüküyor. Çünkü dünyada aşılama çok yavaş gidiyor. ABD’nin blokajı aşı üretimini engelliyor."

Uzman isim konuştu: "COVID-19 8-10 yıl sürer, yılda 2 kere aşı olmamız gerekebilir"
"Mesela aşının şişesini Hindistan’a ABD gönderiyor. O göndermeyince Hindistan aşıyı yapamıyor. Mayıs ayının sonunda toplamda 2 milyar doz verilmiş olacak. Bu tüm insanlığı yetmez. Yani yeterince aşı yapılamıyor. Hindistan ile Çin’in nüfusu çok yüksek. Hindistan’ın kendi ülkesini bile aşılaması çok zor. Afrika yüzde 1 aşılandı. Orası patlarsa ölüm daha çok olur."

Yılda 2 kez aşı olmak gerekebilir

"Fakir ülkeleri daha çok vuracak. Avrupa ülkeleri Almanya ve Fransa aşılamada yavaş. Dünya aşılamada yavaş. Benim görüşüm bu Kovid 8-10 yıl gider. Bir de mutasyona uğruyor. Bu da lehimize olmuyor hep aleyhimize oluyor. Daha bulaşıcı daha öldürücü gibi oluyor. Hint virüsünün mutasyonunun detaylarının çıkmasını bekliyoruz. Bence önümüzdeki yıllarda bu devam edecek. Senede 1 ya da 2 kere aşının türüne göre aşı olmamız gerekecek."

Aşı bulamayanların yanında aşı tedirginliği ve tereddüdü de var. ABD’de yüzde 25’i aşı olmak istemiyor. Bizim ülkemizde de var ama bilinçlendirmeyle halledilebilecek bir konu. Bizim ülkemizde hazirana kadar yüzde 45’i aşılansa çok iyi olurdu. ABD’de bu oranı yakaladı. 160 milyon insan ilk doz aldı. İngiltere’de bir doz aşı alan yüzde 60’lara yaklaştı. İkinciler yapılıyor. İngiltere rahatladı. Bu da neyi gösteriyor? Aşının etkinliği var. Elimizdeki iki silah tam kapanma ve aşı.

İki şey tartışılıyor. Korona’nın uzun vadeli etkileri. Birincisi yapılan aşıların bir etkisi olur mu acaba? İkincisi korona geçirenlerin birkaç yıl sonra organ fonksiyonları nasıl olacak, ne değişecek? Bunları da ileride göreceğiz. Gördüğümüz şu ki 18 yaş altının da aşılanmalı gerekiyor. Bu konuda çalışmalar var. Çocuklarda da ciddi şekilde korona ağır seyredebiliyor, ölümlü tablo yaratabiliyor.

Aşının etkinliği büyük. Türkiye’de hastaneye yatışlar yüzde 85 azalıyor. Ölümler yüzde 90 azalıyor. Hem Çin hem diğer aşılar pandemide etkinliği olan aşılar. Sıkıntı çıkaran mutasyon. Bu zamana kadar aşıların İngiliz ve Brezilya mutasyonunda da etkili olduğu gösterildi.

Ama Güney Afrika mutasyonunda etkinliği yüzde 50’lere düşüyor. Burada bilinmeyen Hindistan mutasyonu. Hindistan’da rakamlar hızla artıyor. Bu mutant virüsün daha yayılıcı ve daha ölümcül olabileceği belirtiliyor. Onun için Hint virüsüne karşı dünyanın çok daha uyanık olması lazım.

Hatta mutant Hint virüsleri aşıların profilini de değiştirmeyi gerektirebilir. Hangi aşıların? Teknoloji kullanılan Alman aşısının. Ama ölü aşılar için böyle bir şey söz konusu değil. Ölü aşılar burada da belli derecede etkili olur.

Bu rakamlar mümkün görünmüyor

Aslında her yıl aşı olmamız gerekiyor. Çünkü dünya bu aşılanma durumuyla pandemiyi yenemeyecek gibi gözüküyor. Dünyada ayda 80 milyon insan aşılansa bir yılda bu 1 milyar ediyor. Ayda 300 milyon aşılasanız bir yılda 3.5 milyar eder. Bu rakamlara ulaşmak mümkün gözükmüyor. Dolayısıyla pandemiyi ekarte etmek zor. Hele daha 130 ülkeye aşı ulaşmadığına göre.

Bu pandemi kalıcı olabilecek gibi gözüküyor. Çünkü aşılanan aşılanmayanlar ortada. Onun için yılda 2 kez aşıyı yaptırmamız gerekecek. 6 ayda bir. Çin aşısı yaptıranların özellikle 6 ay sonra bir daha aşılanması lazım. Yerli aşının devreye girmesi de bu açıdan önemli. Alman aşısında ise ikinciden 1 yıl sonra tekrarlanabilir.

En basit anlatımla aşı olmayanı ölüm bekler. Yoğun bakıma düşebilirler, gençler de ölüyor. Yakınlarına bulaştırırlar. Onların ağır geçirmesine, ölmesine neden olabilir.

Aşı tereddüttü içinde olmamak gerekiyor. Herkesin aşı olması lazım. Bu aşılarla ilgili uzun vadede kısırlık yapması, otizm gibi birçok spekülasyon yapıldı. Aşılar otizm ve kısırlık yapmıyor.

Bizim ülkemizde ise 60 yaş üstü kısırlıktan çok korkuyor. Bu tuhaf. Anlamak çok zor. Türkiye’de iyi bir örnek gördük biz son 1.5 ayda. Özellikle 60 yaş ve üzeri aşılandığı için hastanelerdeki kompozisyon değişti. Daha genç insanlar hastaneye gelmeye başladı, yoğun bakıma gitti. Aşıdan önce bunlar 60 yaş üstü gruptu. Aşı olmayanlar hastanelerin müdavimi oldu.