Rahat ol Ablam, es gürle! Nasılsa kolunu kanadını kesip bir tarafından asan yok!
Kucağında köpeği, son moda kareli pijamasıyla boğazdaki evinin kanepesinde Milo Venüsü gibi uzanıp minnoş pozlar vererek ne yazık ki hafızalarımıza kazınan İYİ Parti Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan’ı, biz daha sonraları şehit ailesine ettiği küfürlerle, gazeteci dövdürürken yeniden ve farklı bir yönüyle tanıdık.
Aslında sözünü etmek istediğim o değil.
Mesele, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in Lütfü Türkkan’ın “uygunsuzlukları” ile ilgili olarak tek kelime etmemesiydi. Ama tam tersine burada şehit ailesini ima ederek, "Her dükkânın kapısında pornocu, yavşak yavşak konuşanlara provokasyon yaptırabilirsiniz" diyen tonton Meral Ablanın diğer yüzünü gördük.
Akşener’in Lütfü Türkkan’a müsamahasının sebebini müktesebatından ve verdiği demeçlerden çözebilirsiniz.
Müktesebatına uzun uzun girmeyeceğim, artık ben de sıkıldım.
AK Partili milletvekilleri ve bakanlara yönelik ağır sözlerini de bir kenara bırakalım.
Ama Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan bile kendisinin bayramlık ağzından payını alıyor her gün.
Şöyle bir Google taraması yaptım. Tüm internet haber siteleri ve gazetelerde haberler var Akşener’le ilgili. Hepsi de “Akşener’den Cumhurbaşkanı Erdoğan’a sert sözler” klişe başlığıyla sunulmuş. Göreceksiniz.
-Gittiğin yol yol değil. Ya döneceksin ya ilk seçimde tıpış tıpış gideceksin.
-Erdoğan'a harbiden çok acıyorum. Bu kadar ahmaklar sürüsünü yanına nasıl topladı.
-Adaletsizsin, basiretsizsin ve kifayetsizsin.
-Vatandaşı aç gezerken lüks içinde sefa sürebilen bir vicdansız, sağır bir adam oldun"
-Bu sert, kötü, iğrenç dili başlatan Sayın Erdoğan’dır.
“FETÖ’CÜ ALGORİTMA” VE ABLA’YA ÖNEMLİ UYARI
Akşener’in son “iltifatı”nın devamında bir de şu ifade var:
“Türkiye’de bir algoritma var. FETÖ’cü, darbe, hain… Şimdi ‘sözde’ de dâhil oldu bu algoritmanın içine. Dön baba dönelim.”
Anahtar sözcük burada.
“FETÖ’cü, darbe” gibi kelimelerden rahatsız hanımefendi.
Bu haftanın en çok konuşulan 15 Temmuz gecesi hatıratından biri İYİ Parti Antalya Milletvekili Feridun Bahşi’nin anlattıklarıydı. Pek çok yazar arkadaşımız bu “ilginç” anı üzerine kalem oynattı. Birkaç gün bekledim, bakalım Meral Hanım bir şey diyecek mi diye. Ses çıkmadı. Demek ki bu hatıratın doğru olduğunun düşünülmesini istiyor.
Feridun Bahşi’nin dediklerini özet geçelim. 15 Temmuz gecesi bir tweet atalım demiş. Bakmış ki Meral Hanım da bir tweet yazmış ve orada Fetullah’ı gömüyor. Hemen müdahale edip, “Ablam, şimdi sen de bu tweeti atarsan ve bu herifler de başarılı olursa ikimizin de kolunu bacağını keserler, bir tarafımızdan asarlar. Bunu biraz yumuşatalım” demiş.
Yumuşatmışlar ve “En kötü demokrasi en iyi darbeden evladır” haline getirmişler.
"BİR TARAFIMIZDAN ASARLAR BİZİ"
"Bu herifler başarılı olursa ikimizin de kolunu bacağını keserler…"
Akşener dediğim gibi yalanlamadı bunu.
Korktu mu peki?
İyi de masa ortağı boyuna Cumhurbaşkanı’na "Diktatör" deyip duruyor.
Nasıl oluyor da bu "diktatör" kol bacak kesip kimseyi bir tarafından asmıyor?
FETÖ söz konusu olunca KORKU DAĞLARI BEKLİYOR öyle mi?
Ben size anlatayım gerçeği.
Meral Akşener kaçın kurasıdır…
Feridun Bey’e “Fetullah Gülen’i gömen” tweetinden söz eden Meral Akşener, dediği doğruysa FETÖ’cü darbecilerin kaybettiğini gördüğü için yazmıştır onu. Bahşi’nin anlattıkları sayesinde “Ben de FETÖ’cü darbecilere karşı mücadele ettim” izlenimi verdiği için aksine mutludur yayınlanmayan tweetiyle.
BEKLENTİSİ FETÖ’CÜ DARBECİLERİN KAYBETMESİ MİYDİ?
FETÖ’cü darbecilerin TRT’yi ele geçirip okuttukları darbe bildirisi, Atatürk’e ait “Yurtta sulh, cihanda sulh” sözleriyle bitmişti. İmzacıların adı ise de YURTTA SULH KONSEYİ’ydi.
Darbe bildirisi okunduğunda milyonlarca insanın gözlerinin önüne aynı görüntüler geldi.
15 Temmuz öncesi yaptığı mitinglerde o zaman anlamlandıramadığımız biçimde durmaksızın “Yurtta sulh, cihanda sulh” diyen Meral Akşener.
Tesadüf müydü?
AŞAĞIDAKİ SÖZLER VE VUKUATLARIN BAŞROL OYUNCUSU MERAL AKŞENER DEĞİL MİYDİ?
-Cemaatin MHP'ye en ağır saldırıları yaptığı dönem, hiçbir MHP'li yöneticinin gitmediği Zaman Gazetesi'nin yıl dönümü resepsiyonuna gidip övgüler yağdıran;
-MHP’de isyan bayrağı açtığı sıralarda Devlet Bahçeli tarafından isim vermeden "İçlerinde birisi vardır ki Fethullah Gülen hareketinin MHP'de görevlendirme girişimidir. Bu ne ona, ne de kimseye fayda getirir" diye işaret edildiği söylenen;
-Bahçeli’nin yukarıdaki sözlerini üzerine alarak "Fethullah Gülen de dahil herhangi bir dini cemaat ya da tarikatla bir irtibatım yok. Olsaydı gururla söylerdim" cevabı veren;
-17-25 Aralık sürecinden sonra Cemaatçileri HAŞHAŞİ diye tanımlayan Erdoğan’ı “Sekiz bine yakın polisin yeri değiştirildi. Bir Başbakanın söylememesi gereken sözlerle 'Haşhaşidir, teröristtir' diye suçlandı. Erdoğan’ın kullandığı çok sorunlu bir dil. Haşhaşi benzeri kelimelerle bir grubu hedef gösterici konuşmaları Allah muhafaza pek çok gerilime neden olur” diye tehdit eden;
-“Önce dershaneler, sonra dışarıdaki okullar ve Bank Asya olayı. Sonra Samanyolu, Bugün TV, Zaman ve Bugün gazeteleri gelecek. Manası seçime tek ses gitmek” açıklamasıyla FETÖ’ye karşı mücadeleyi “muhalif temizliği” olarak lanse eden;
Meral Akşener değil miydi?
BAKAN YAPILDI, BAŞBAKAN DA OLACAK!
Hep bunlar tesadüf diyorduk ki birlikte yola çıktığı ve daha sonra fazla konuşmaması için teşkilatlardan sorumlu kıldığı Koray Aydın “Meral Hanımı Cemaatçiler destekliyor” açıklaması yapmıştı.
Fetullah Gülen'e bir zamanlar en yakın isin olan Nurettin Veren, 1990'lı yıllarda Meral Akşener’i, Gülen'in isteğiyle Çiller'in bakan yaptığını, kendisinin de aracı olduğunu söyledi. Nurettin Veren, Akşener'in kendisine gönderdiği bir mektubu da yayınladı.
Akşener Nurettin Veren'e cevap vermedi.
Kim diyordu şu sözleri?
"Fitne karargâhının patronu, çıktığı kutsal savaşta (!) yeni bulduğu bu füzeden de verim alamazsa, sır gibi sakladığı yeni füzesini artık açıklamak zorunda kalacaktır.”