Sanatçı Aliye Berger Google'da doodle oldu! Aliye Berger kimdir?
Aliye Berger'in hayatı doodle olmasının ardından gündeme geldi. Özel günlerde ana sayfasını değiştiren Google, Türkiye’nin ilk kazıma ve oyma gravür sanatçılarından olan Aliye Berger'in 117. yaş gününü unutmadı. İşte, Aliye Berger'in biyografisi ve hayatıyla ilgili bilgiler...
Sanatçı Aliye Berger Google'ın ana sayfasında doodle oldu. Kullanıcılarını şaşırtmaya devam eden ünlü arama motoru, Google, Türkiye’nin ilk kazıma ve oyma gravür sanatçılarından olan Aliye Berger'in 117. yaş gününü unutmadı. Google'ın ana ekranında yer alan ve adını geniş sanat çevrelerine ilk kez 1954’te resim yarışması ile duyuran sanatçı Aliye Berger iki sene üst üste eserleri ile ödüle layık görüldü.
Aliye Berger kimdir?
Aliye Berger 24 Aralık 1903'te İstanbul Büyükada'da doğdu. 9 Ağustos 1974'te Büyükada'da vefat etti. Türkiye’nin ilk kazıma ve oyma gravür sanatçılarındandır. Adını geniş sanat çevrelerine ilk kez 1954’te Yapı Kredi Bankası’nın düzenlediği resim yarışmasında birinci seçilerek duyuran sanatçı, dışa vurumcu oyma baskıları ile tanınır.
Babası Kabaağaçlızade Mehmed Şakir Paşa, annesi Giritli Sare İsmet Hanım’dır. Yazar Halikarnas Balıkçısı ile ressam Fahrünnisa Zeyd’in kardeşi; seramik sanatçısı Füreya Koral, tiyatrocu Şirin Devrim ile ressam Nejat Devrim’in teyzesidir.
1947’de Karl Berger’le evlenen Aliye Berger, altı ay sonra eşini kaybedince Londra’ya giderek John Buckland Wright’in atölyesinde heykel ve gravür çalıştı, 1951’de Türkiye’ye 150 gravür ile dönerek ilk kişisel sergisini açtı.
Uluslararası Sanat Eleştirmenleri Derneği’nin 1954’te İstanbul’da toplanan kongresi nedeniyle Yapı Kredi Bankası’nın düzenlediği “İş ve İstihsal” konulu yarışmada “Güneşin Doğuşu” adlı ilk yağlı boya çalışmasıyla birincilik ödülünü kazandı. Sanatçı, ertesi yıl 2. Tahran Bienali'nde ikincilik ödülünü aldı.
Aliye Berger desen ve yağlı boya resimler yaptıysa da çoğunlukla oyma baskı tekniğinde, siyah-beyazın ara tonlarında yapıtlar verdi. Zımpara kağıdı, kasap kağıdı ve tülbenti malzeme olarak kullanan sanatçı günlük yaşamın kalıplarını, İstanbul’un çeşitli köşelerini bazen gerçekçi, bazen de fantastik biçimde, özgün bir lirizm ve dışavurumculukla yansıttı. Yaşamı boyunca dünyanın çeşitli kentlerinde on iki özel sergi açtı, kırk sekiz karma sergiye katıldı.
Ölümünden sonra yapıtları çeşitli defalar sergilenmiştir. En büyükleri, 16 Ekim- 1 Kasım 1975 tarihleri arasında İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi’nde düzenlenen sergi ile Yapı Kredi Bankası’nın 11 Şubat-6 Mart 1988 tarihleri arasında düzenlediği sergidir.[3] Sanatçının İstanbul Resim ve Heykel Müzesi'nde dört, Albertina Müzesi'nde de üç yapıtı sergilenmektedir.