Savaşlar, enflasyon; yeni vergiler gelir mi?
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’le Hindistan ziyaretinde ayaküstü görüşmüştük.
Geçtiğimiz gün ise Bakanlıkta bir saattin üstünde süren baş başa sohbet gerçekleştirdik. Kendisini ziyaret etmek istediğimi daha önce de söylemiştim.
Unutmamış...
Bakan Şimşek her şeyi hafızasına not ediyor, hiçbir mevzuyu unutmuyor.
Kendisi sağ olsun ilk müsaitliğinde davet etti. Türkiye'ye yatırım çekmek için dünyayı gezerken ve dünyayı ülkemize davet ederken onca koşturmasında zaman ayırdı. Yabancıya ülkemizin hikâyesini anlatırken gecesi gündüzü yok... Vatana hizmet, Ayyıldız’a hizmet kutsaldır. İyi niyetli, ülkesini seven, çalışkan bir bakan profili benim için de çok etkileyiciydi. Ayaklarını Anadolu'ya basan memleket insanı...
“SOHBETİN ARASINDA BAKAN GELDİ”
Mütevaziliği de etkileyici ve sahici...
Sohbetin ortasında özel kalemi odaya girerek Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar’ın geldiğini söyledi. Ben Bakan Şimşek’e “Davetiniz için teşekkürler, sonra yine gelirim” diyerek ayrılacaktım ki kendisi 10-15 dakika müsaade istedi ve “Tekrar sohbetimize devam edelim” dedi, mahcup bir eda ile... Yaklaşık 15 dakika sonra tekrar kaldığımız yerden devam ettik. Buna siyasî ve insanî nezaket diyoruz...
“SAVAŞ”
Sohbeti samimi ve ufuk açıcı, birden kendinizi dünya piyasalarının algoritmasında buluyorsunuz.
Savaşı sordum tabi...
Bölge dağılmazsa ve kısa sürede anlaşma sağlanırsa kalıcı bir sorun oluşturmayacağını ifade etti. Tabii bölge yangın yerine dönerse dünyayı da bizi de etkileyeceğini belirtti.
“VATANDAŞIN DERDİ GEÇİM”
Vatandaşın derdi geçim sıkıntısı.
Bakan Şimşek her şeyin fazlası ile farkında...
Kalıcı düzelme için geçici sıkıntılar yaşanacağını ancak 2024 ikinci yarısı itibarı ile enflasyonun ateşinin kademeli düşeceğini söyledi.
“VERGİLER”
“Tekrar vergilerde bu şekilde bir artış olur mu?” diye sordum. Net bir şekilde “Hayır, olmaz” dedi.
“2024’te yine ek bir MTV artışı yapılacak mı?” diye sordum. Ona da kesin dille, "Hayır" dedi. Yüksek vergi artışları yeni senede yok görünüyor.
Çocuklarını ve ailesini de sordum. Gözleri parladı, yüz hatları hafifledi ve gülümsedi. İkiz kızları ve bir de oğlu var. Çocuklarını elbette çok seviyor ama yoğun tempo fedakârlık gerektiriyor ve bunu malum ki herkes yapamaz.
SON SÖZ: Bizden sonra akşam saatlerinde yurt dışına gideceğini söyledi. Sanki bir tanıdığının evine oturmaya gidiyor gibi, öyle rahat... İnsanın derdi "ülkesi" olunca zorluklar bile sıradanlaşıyor.