Sayın Başkan, dindar nesile sen ulaşamadın da 'Thor' nasıl ulaştı?
“Tanrı’ya inanır mısınız?”
Hepimiz hayatımız da en azından bir iki defa bu soruyla karşılaşmış veya başkasına sormuşuzdur.
Benim cevabım hep şu oldu:
“Yaradan’a inanırım…”
Ama bana göre bugüne kadar bu soruya bugüne kadar en ilginç cevabı “Homo Deus” adlı kitabı bütün dünyada ve Türkiye’de milyonlarca satan Yuval Noah Harari verdi.
Hindistan’da 2018’de yapılan "India Today Conclave" toplantısında soruyorlar “Tanrı’yı inanır mısın?”
Bugüne kadar buna verilen üç cevabı biliyoruz: ”Evet” veya “Hayır…”
Veya:
“Tanrı’ya inanırım ama dinlere inanmam…”
Tanrı’ya inanır mısın sorusuna dördüncü cevap
Hariri dördüncü bir cevabı buldu:
“Hangi Tanrı’ya”
Soruyu soran “Nasıl yani ” diyor.
Hariri “Çünkü iki Tanrı var” deyip şöyle devam ediyor:
“Biri gizemli Tanrı. Onun hakkında hiçbir şey bilmiyoruz. İnsanlara sevgiyi aşılayan, birbirinizi öldürmeyin diyen, çalmayın diyen, kibirli olmayın diyen, adil olun” diyen bir Tanrı. İşte o Tanrı ile hiç bir meselem yok…”
Ama bir ikinci Tanrı var ki işte 'onunla'
Ve devam ediyor:
“Ama ikinci bir Tanrı var ki onun hakkında herşeyi biliyoruz. Bizlere, cinsellik hakkında, kadınların nasıl giyinmesi gerektiği hakkında talimatlar veren; şöyle giyinin, kadınlar başını örtsün, günde haftada şu kadar camiye, kliseye, sinagoga gidin; şunu iç, şunu içme, şunu ye, şunu yeme diye buyruklar veren, belli bir ahlak aşılamaya çalışan Tanrı. İşte onunla meselem var…”
Bir mümin için kabul edilmesi çok güç sözler bunlar.
Hele hele mesleği “Devletin inancı meselelerini yönetmek” olan biri için imkansız diyebilirsiniz.
Hafızlık icazet töreninde tarihi bir itiraf: "Dindar nesile ulaşamıyoruz"
Dün Hariri’nin bu eski konuşmasını yeniden düşündüm. Nedeni de Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş’ın Karaman'da hafızlık icazet töreninde yaptığı konuşma oldu.
Erbaş, yaptığı konuşmada, ilk defa çok açık bir itirafta bulunuyor. “Gençlere ulaşamıyoruz” diyor ve adeta yalvarırcasına şunları söylüyor:
"Kardeşlerim ne olursunuz, gençlerimize bunu böyle anlatalım. Çocuklarımıza böyle anlatalım. Onları namazsız, ibadetsiz bir Müslüman olarak yaşamaktan kurtaralım. En önemli vazifelerimizden biri budur. Topluyoruz, çarpıyoruz ulaştığımız sayı bir milyonu, bir buçuk milyonu geçmiyor. Cuma namazlarında hutbe verme imkanı buluyoruz. 8,5 milyon üniversite öğrencimiz var. Bu gerçekleri kardeşlerimize kim anlatacak? Sizler hep birlikte hocalarımız, öğretmenlerimiz, vaizlerimiz, anne babalar bu doğruları hep birlikte anlatacağız…"
İki ay içinde beş sinyal: Dindar ve kindar nesil projesinin bir ayağı çöktü
Bu sözler, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Dindar ve kindar nesil yetiştirme idealinin” resmen başarısızlığa uğradığının, hatta çöktüğünün en yetkili ve resmi ağızdan itirafı değil mi?
Aslında bu itirafın ilk sinyali, Temel Karamollaoğlu’nun torunlarının neden kendi iradeleriyle imam hatip lisesinden ayrıldığını söylemeleri ile geldi.
Sonra bu yıl imam ortaokullarından YLS sınavına giren öğrencilerin yüzde 47’sinin imam hatip liseleri dışındaki okulları tercih ettiğinin açıklanması ile devam etti.
Üçüncü sinyal geçen hafta İmam Hatip Okulları Mezunları Derneği ÖNDER’in bizzat açıkladığı rakamla geldi.
İmam hatip liselerine giden öğrenci oranı, toplam öğrenci içinde 1996 yılındaki Refahyol Hükûmeti döneminin bile altına düşmüştü.
Ardından Cüppeli Ahmet Hoca açık açık “Camiye giden insan oranı yüzde 10’un altına indi” dedi.
İki ay içinde çok ciddi 5 sinyal yani…
Sayın Başkan, sadece gençlerin telefonu ulaşılamıyor vermiyor
Yani Diyanet sadece gençlere ulaşmakta zorluk çekmiyor.
Diyanet artık, nüfusunun yüzde 99’u Müslüman olan Türkiye vatandaşlarının çok büyük çoğunluğuna da ulaşamıyor.
Peki neden böyle oldu?
İnanç niye Cumhuriyet’in en uzun süreli ve en muhafazakâr iktidarı döneminde böylesine geriledi?
Diyanet neden çocuklara ulaşamıyor?
Baba bu kitabı niye aldın keşke bana sorsaydın
Yakın bir arkadaşım, geçenlerde Beyoğlu’daki kitapçılardan birinde “Norske God”, yani Kuzey Tanrıları üzerine İngilizce bir kitap bulmuş ve almış.
Bu yıl liseyi bitiren oğlu kitabı masanın üzerinde görünce “Bu kitabı niye aldın” diye sormuş.
O da “Son zamanlarda popüler kültürde Kuzey Tanrıları ile ilgili filmler çok fazla arttı. Onu öğrenmek için aldım” demiş.
Oğlunun tepkisi şu olmuş:
“Baba niye aldın, bana söyleseydin sana daha iyisini anlatırdım…”
Sayın Başkan, sizin ulaşamadığınız gençlere Thor nasıl ulaşıyor?
Sayın Başkan Erbaş, belki siz farkında değilsiniz ama, bugün bütün dünya gençleri arasında “Kuzey Tanrıları mitolojisi” inanılmaz bir hızla yayılıyor.
Çocukların kıblesi Mekke’den ve Kudüs’ten Kuzey Batı’ya kaymış durumda.
Çünkü bugün gençlerinin en büyük gözdesi olan Marvel ve DC Comics filmlerinin ana teması Kuzey Tanrıları ve Yunan mitolojisinin tanrıları oldu.
Hiç kendi kendinize sordunuz mu, “Benim ulaşamadığım Müslüman gence, Kuzey Tanrısı Thor nasıl kolayca ulaşabiliyor?
Mesela Avenger: Endgame filmi üzerine hiç düşündünüz mü?
Yeryüzünde ve Türkiye’de her inançtan yüz milyonlarca gencin 2.7 milyar dolar ödeyerek sinema salonlarında seyrettiği filmdeki süper güçlere sahip iyi tanrıların galaksiyi korumak için Ölüm Tanrısı Thanatos’a karşı verdiği savaşı izlediniz mi?
Thor'un ağır çekici nasıl kutsal emanete dönüşüyor?
Sahabe inancıyla büyüyen çocuklar nasıl bir Kuzey Tanrısı'nın mücahidi haline gelebiliyor öyleyse…
Yıldırımlar Tanrısı Thor’un ağır çekici, nasıl oluyor da bu çocukların gözünde bir kutsal emanete dönüşüyor?
Marvel evreni Tanrıları'nı ve süper güç sahibi insanlarını anlatan filmleri yapan Disney şirketinin streaming platformu Disney Plus’un kısa sürede abone sayısı bakımından niye Netflix’i bile geçtiğinden hiç kimse size söz etti mi?
Sayın Başkan, zor gelebilir ama kimse söylemediyse ben söyleyeyim
Gençler niye Kuzey Tanrıları'na ve Yunan mitolojisinin tanrılarına yöneliyor biliyor musunuz?
Önce şunu belirteyim. İçiniz şu bakımdan rahat olsun. Bu sadece İslam'a ait bir durum değil.
Üç büyük tek tanrılı dinin üçünde de artık açıkça görülen bir gelişme bu.
Ben teolog değil, pop sosyoloğum. Size kendi yorumumu yazayım.
Üç tek tanrılı din Allah'ı, Rab'bı ve Tanrı'yı unuttu mu?
Sayın Başkan çünkü üç tek tanrılı din peygamberlere takılıp kaldı. Maalesef “Allah’ı”, “Tanrı’yı” “Rab’bı” unuttu.
Her üç dinde de Tanrı değil, onun mesajını getiren öne çıktı.
Bundan 50 yıl önvce ünlü iletişim bilimcisi McLuhan’ın dediği gibi, “Medium is the mesage” oldu.
‘Mesih, yani Mehdi, mesajın kendisidir” inancı tek başına kaldı.
Oysa şimdi bugünün çocukları mesajın asıl kaynağına gidiyorlar.
Yani Allah’a, yani Rab’ba, yani Tanrı’ya… Onlar “Sizin anlattığınız” Allah’ı ve mesajı ile yetinmiyor… Allah’ın, Tanrı’nın, Rab’bın kendisini bulup onunla başbaşa kalmak istiyor.
Hiç şüphesiz bir mümin için kabul edilmesi zor, hatta imkânsız
Tabii ki bu anlayış bir mümin için kabulu zor bir şey. Hatta imkânsız. Bunu “Dinin inkarı” olarak bile görüyorlar.
Ama dünyayı sorgulayan bir genç için hiç de öyle zor değil.
Tam aksine çok mantıklı.
Çünkü bu iki Tanrı'dan birincisi “Yaratan…”
Yani Yaradanın kendisi.
Öteki ise Mesih'in, yani Peygamber'in getirdiği mesaj…
Genç çocuklar her inancın Ali Erbaş’larına diyor ki:
“Hele siz bir çekilin aradan. Biz Tanrı ile başbaşa kalalım..Sonra gelin konuşalım…”
Yani bugün ulaşılmaz olan telefonların açılmamasını nedeni biraz da bu.
Sizi “Engellemişler…”
Özel güçleri var, onları yaksanız da öldüremezsiniz
Dedim ya onlar artık Thor’u keşfettiler.
Onlar da tıpkı Aleyna Tilki gibi düşünüyor.
Özel güçleri var.
Ve biliyorlar ki, “Kötülük Tanrıları” da var.
Ve her biri bir Avenger olup, özel güçleri ile o Kötülük Tanrıları'nı yenmek istiyorlar.
Böylelikle dünyayı kurtaracaklarına inanıyorlar.
Siz inanmasanız da gerçek bu.
Diyanet'e çok naçizane önerim
O yüzden size naçizane önerim şu.
Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesinde hiç vakit kaybetmeden bir “Norske God” ve Mitolojiler bölümü kurunuz.
Uzmanlarınız hemen Disney Plus’a abone olup, Marvel filmlerini izlemeye başlasın.
Belki o zaman bugün ulaşamadığınız çocuklar, engellemeyi kaldırır ve ulaşabilirsiniz.
Ama bunun için sizin de o gençlerin numaralarına koyduğunuz engellemeyi kaldırmanız lazım.