Seçil Erzan davasında yeni gelişme! Selçuk İnan: Müdür olmasayadı parayı teslim etmezdim
Seçil Erzan davasında ifade veren Gaziantep Futbol Kulübü Teknik Direktörü Selçuk İnan, "Paraları tamamen bankanın içinde teslim ettim. 2 milyon 150 bin Amerikan dolarını süreç içerisinde fon getirisi olarak bana iade etti. Yatırdığım ana paradan geriye 1 milyon 535 bin Amerikan doları alacağım kalmıştır" dedi. Islak imzalı belgeleri olduğunu belirten Erzan, "Denizbank şube müdürü olmasaydı bu parayı asla teslim etmezdim." ifadesini kullandı.
Kamuoyunda "yüksek karlı gizli fon" adıyla bilinen, 2'si tutuklu 7 sanığın yargılandığı dolandırıcılık davasının müştekilerinden Gaziantep Futbol Kulübü Teknik Direktörü Selçuk İnan, ifadesinde 1 milyon 535 bin Amerikan doları alacağı olduğunu ileri sürerek, sanık Seçil Erzan ve banka yöneticilerinden şikayetçi olduğunu söyledi.
İstanbul 41. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılaması süren dava dosyasının müştekilerinden Gaziantep FK Teknik Direktörü Selçuk İnan'ın ifadesi, Gaziantep 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nde alındı.
İnan, ifadesinde sanık Seçil Erzan'ı, 2011'de Florya Denizbank şube müdürü olduğu tarihten beri tanıdığını, süreç içinde banka işlemlerini yaptığı için aralarında güven ilişkisi oluştuğunu söyledi.
Erzan'ın, kendisine Denizbank'ta başlarındaki banka yöneticileri Hakan Ateş ve Mehmet Aydoğdu'nun olduğu kurumsal bir fondan bahsettiğini kaydeden İnan, bu fona para yatırması durumunda kar payı alacağı bilgisinin Erzan tarafından verildiğini anlattı.
"1,5 MİLYON DOLAR ALACAĞIM KALDI"
İnan, Denizbank'ın da içinde olduğu 3 bankadan para çekerek bu fona 3 seferde toplam 3 milyon 685 bin Amerikan doları yatırdığını aktardığı ifadesinde, Denizbank'taki parayı sanık Erzan ile çektiklerini söyledi.
Çekilen paraların veznedekilerin gözü önünde çantalara doldurulduğunu ve Erzan'ın aracına aktarıldığını kaydeden İnan, "Paranın bir kısmını da Erzan'a odasında teslim ettim. Yanında müdür yardımcısı sanık Asiye Öztürk de vardı. Bu paraların Denizbank'ın genel merkezine götürüleceği, fonun orada olduğu söylendi. Paraları tamamen bankanın içinde teslim ettim. 2 milyon 150 bin Amerikan dolarını süreç içerisinde fon getirisi olarak bana iade etti. Yatırdığım ana paradan geriye 1 milyon 535 bin Amerikan doları alacağım kalmıştır. Bankaya ve fonu yöneten Hakan Ateş ile Mehmet Aydoğdu'ya duyulan güven nedeniyle bu paraları ödedim." ifadelerini kullandı.
"ŞUBE MÜDÜRÜ OLMASAYDI PARAYI TESLİM ETMEZDİM"
İnan, yatırdığı paralara ilişkin şube müdürü sıfatıyla Erzan'dan ıslak imzalı, kaşeli resmi belgeler de aldığını ve dava dosyasına bu belgeleri sunduğunu bildirerek, "Erzan 6 ay boyunca telefonlara çıkmayıp bütün taleplerimize rağmen bugün, yarın diyerek bizi oyaladıktan sonra ödemiş olduğumuz paranın zimmete geçirildiğini anladık. Bu arada Erzan'ın kuzeninden aldığımız bilgilere göre banka yöneticileri Hakan Ateş, Mehmet Aydoğdu ve diğerleri Erzan'ı günlerce yanlarında tutmuş, elinden bütün dosyaları almış ve müfettiş raporuna kendilerini sorumluluktan kurtarmak için tek yanlı beyanda bulundurtmuşlardır. Burada banka müfettişlerine verdirdikleri ifadelerinde, kendilerini ve bankayı sorumluluktan kurtarmak amacıyla tek yanlı beyan verdirtmişlerdir. Banka, Hakan Ateş ve Mehmet Aydoğdu bu suretle sorumluluktan kurtulmaya çalışmaktadır." şeklinde konuştu.
Erzan, Ateş ve Aydoğdu'nun parayı birlikte zimmete geçirdiklerini ve Erzan'ın tek başına bu suçu işleyemeyeceğini düşündüğünü iddia eden İnan, "Erzan Denizbank şube müdürü olmasaydı bu parayı asla teslim etmezdim. Resmi, ıslak imzalı belgelerim zaten mevcuttur. Zararımın giderilmesini istiyorum. Erzan ile tüm banka yetkililerinden şikayetçiyim." diye konuştu.
İnan, ifadesinin ardından sanık hakkında etkin pişmanlık hükümleri uygulanmasına rıza göstermediğini bildirdi.
Mahkeme, İnan'ın avukatı huzurunda alınan ifadesini, ana davanın görüldüğü İstanbul 41. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderdi.
İDDİANAMEDEN
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, sanık Seçil Erzan'ın, bir bankanın Levent'teki şubesinde müdür olarak çalıştığı ve müşteki Bülent Çeviker'den kişisel güven ilişkisine dayalı 2 milyon dolar alarak yüksek kar vaadiyle yeniden kendisine iade edeceğini bildirdiği kaydediliyor.
İddianamede, müşteki Çeviker'e para karşılığında yazılı evrak verildiği, ancak daha sonra Çeviker'in Erzan'a ulaşmaya çalışsa da ulaşamadığı, durumu bankaya bildirdiği, banka tarafından araştırma yapıldığı, Erzan hakkında suç duyurusunda bulunulduğu ifade ediliyor.
Sanık Erzan'ın bu yöntemle futbolcular, iş insanları ve çeşitli meslek gruplarından müştekilere, yüksek kar getirisi olan güvenilir bir fon bulunduğunu ve yine kamuoyunda tanınan Fatih Terim ve Hakan Ateş gibi isimlerin bu fona dahil olduğunu söyleyerek, müştekileri bu fona para yatırmaya ikna ettiği anlatılan iddianamede, gerçekte ise böyle bir fonun hiç olmadığının tespit edildiği belirtiliyor.
İddianamede, Erzan'ın, müştekilerin verdiği paralara ilişkin sahte belgeler oluşturup, bu belgelere bankanın kaşesini ve ıslak imzasını atıp müştekilere teslim ettiği ve dolandırıcılık kastıyla hareket ettiği kaydediliyor.
252 YILA KADAR HAPİS İSTEMİ
"Özel belgede sahtecilik" ve "tacir veya şirket yöneticisi olan ya da şirket adına hareket eden kişilerin ticari faaliyetleri sırasında, kooperatif yöneticilerinin kooperatifin faaliyeti kapsamında nitelikli dolandırıcılık" suçlarından 69 yıldan 226 yıla kadar hapsi istenen ana iddianamenin ardından hazırlanan yeni iddianameyle Erzan hakkında istenen hapis cezası da yükseldi.
Erzan'ın, 77 yıldan 252 yıla kadar hapsi talep ediliyor.
İddianamede, sanıklar Ali Yörük, Kerem Can, Hüseyin Eligül, Nazlı Can, Atilla Yörük ve Asiye Öztürk'ün ise aynı suçlardan 3 yıl ile 85 yıl arasında hapisle cezalandırılması isteniyor.
NTV’yi sosyal medyadan takip edin