Mustafa Şentop, "Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne Giden Yol" belgeselinin lansmanına katıldı "Bütün dünyaya kabul ettireceğiz"
Kıbrıs meselesini ve adadaki Türklerin yaşadıklarını yeniden hatırlatacak olan “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne Giden Yol” adlı belgesel, Lefkoşa’da düzenlenen lansman ile izleyiciyle buluştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı temsilen, 39. Kuruluş yıl dönümü törenleri için Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne gelen TBMM Başkanı Mustafa Şentop, ‘Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne Giden Yol’ belgesel filminin lansman programına katılarak bir konuşma gerçekleştirdi.
KKTC’nin 39’uncu kuruluş yıl dönümü öncesi gösterime giren ve büyük beğeni toplayan belgesel, yavru vatanda bugüne kadar yaşananları tarafsız bir şekilde kamuoyuna sunuyor.
Bahçeşehir Üniversitesi (BAU) Medeniyet Araştırmaları Merkezi (MEDAM) yapımcılığı ve yürütücülüğünde, Kültür ve Turizm Bakanlığı Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB) ve Bahçeşehir Kıbrıs Üniversitesi katkıları ve iş birliğiyle gerçekleştirilen “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ne Giden Yol” isimli belgeselin lansmanı, Lefkoşa’daki Concorde Tower Hotel’de gerçekleştirildi.
Tanıtım toplantısına, KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı temsilen TBMM Başkanı Prof. Dr. Mustafa Şentop, KKTC Cumhuriyet Meclisi Başkanı Zorlu Töre, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanı Abdullah Eren, Kuzey Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri Komutanı Tümgeneral Sezai Öztürk, Güvenlik Kuvvetleri Komutanı Zorlu Topaloğlu, Bahçeşehir Uğur Eğitim Kurumları (BUEK) İcra Kurulu Başkanı Hüseyin Yücel, Bahçeşehir Kıbrıs Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Eral Osmanlar, Bahçeşehir Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Şirin Karadeniz, Bahçeşehir Kıbrıs Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Toycan, KKTC Bakanları, her iki ülkeden bürokratlar, BAU MEDAM Direktörü Ağah Karlıağa ile akademisyenler ve vatandaşlar katıldı.
Şentop, burada yaptığı konuşmada ilk olarak, Taksim İstiklal Caddesi’nde meydana gelen terör saldırısına değinerek, “Taksim'de İstiklal Caddesinde meydana gelen hain terör saldırısını lanetleyerek başlamak istiyorum. Hain saldırıda vefat eden kardeşlerimize Allah'tan rahmet, yaralananlara şifalar diliyorum. Milletimizin başı sağ olsun. Türkiye büyük mücadelelerle, büyük zorluklarla çarpışarak bugünlere geldi. Aşmadığımız zorluk yok; aşamayacağımız güçlükte yoktur. Maruz kaldığımız ihaneti, hainleri, kuklaları kuklacıları iyi tanıyor, iyi biliyoruz. Devletimiz bu hain saldırının cezasını vermeye her zaman muktedirdir. Türkiye'yi huzursuz etmek isteyenler asla huzur bulamayacaklardır” dedi.
“Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin ilanının 39. yıldönümü etkinliklerine Sayın Cumhurbaşkanımızı temsilen katılmak üzere yaptığımız ziyarete böyle anlamlı bir etkinlikle başlıyor olmaktan büyük bir mutluluk duyuyorum” diyen Şentop, filmin hazırlanmasında emeği geçenleri tebrik etti.
“Türk milleti esaret altında yaşayamaz”
TBMM Başkanı Şentop, “Kıbrıs bizim için hem bir yar hem de bir yaradır. Kıbrıs bizde Kanlı Noel’in, Şehit Pilot Cengiz Topel’in, Binbaşı Nihat’ın masum ailesinin ve nice vatan evladının acı yarasıdır. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne giden yolda, devletin ve halkının bugünlere gelmesinde nasıl kan, gözyaşı ve alın teri döküldüğünü de biliyoruz” şeklinde konuştu. Şentop, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Kıbrıs Türkünün mücadelesi ve tarih bunu bize defalarca göstermiştir ki; Türk Milleti esaret altında yaşayamaz, bağımsızlığından ve vatanından asla vazgeçemez. Dünya bunu, Kıbrıs Türkünün onurlu duruşuyla bir kez daha, çok yakından görmüştür. Hamdolsun ki bu topraklarda sancak yere düşmemiş, ezan sesi dinmemiştir.”
“Kıbrıs türkünün mücadelesi bitmedi”
Kıbrıs Türkünün mücadelesinin bitmediğini vurgulayan Şentop, yarım asırdan fazla süredir devam eden eşitlik ve adalet mücadelesinin hala devam ettiğini belirterek, bu süreçte Türkiye’nin de Ada’da ve Doğu Akdeniz’de; adanın ve bölgenin huzuru ve barışı için çok çabaladığını ifade etti.
Şentop, Türkiye, yapıcı öneriler getirip, istikrar ve iş birliğini öncelerken, Birleşmiş Milletlerin çabalarına destek verip, iyi niyetli yaklaşımları desteklerken Kıbrıs Türklerinin de çözüm için her türlü gayreti gösterdiğini ve ortaya hep güçlü bir irade koyduğunu bildirdi. Şentop, şöyle devam etti:
“Rum tarafının ve Yunanistan’ın adımı ise uzatılan barış elini itmek oldu. İstikrarı ve iş birliğini baltalamak oldu. Eşitlik temelinde bir çözümü reddetmek olmuştur. Türkün hakkını hiçe saymak oldu. Çözüm yolunu hep tıkadılar. Çünkü çözümü samimi olarak asla istememişlerdir. Arkalarına aldıkları güçlere güvenerek şımarıklıklarından hiç vazgeçmemişlerdir. Bizler ise Ada’da kalıcı bir çözüm için samimiyetle daime uğraştık, Kıbrıs Türkü her zaman kalıcı bir çözümün yanında oldu, ama Rum tarafı kendisine gösterilen sahte gülücükler ve sahte vaatlere kanarak çözümü hep elinin tersiyle itmiştir.”
“Kıbrıs Türkü’ne karşı soykırım arzusunu sürdürenler bulunuyor”
“Bugün halen Rum tarafında 1974 öncesi katliamların özlemini çekenler, katilleri kutsayanlar bulunuyor. Kıbrıs Türkü’ne karşı soykırım arzusunu sürdürenler bulunuyor” diyen TBMM Başkanı Şentop, şunları söyledi:
“Ama bu düşünceler içinde olanlara, yanlış hesapların ve kendilerini sıkıntıya sokacak hülyaların peşinde olmamalarını tavsiye ediyorum. Kıbrıs Türk halkı; şehitlerinin kanıyla, canıyla, hayatıyla bedel ödemiştir ve her bir ferdinin fedakârlığıyla kurduğu bu devletten asla vazgeçmeyecektir. Türk halkı Kıbrıs’ta azınlık olmayı, haklarından vazgeçmeyi veya Rum tarafının tahakkümü altına girmeyi asla ve asla, hiçbir şekilde bir lahza olsun kabul etmedi, etmez ve etmeyecektir. Bu husustaki kararlılığı sorgulayanlar da hüsrana uğramaya mahkûmdur, bu husus net olarak böyle bilinmelidir. Günümüz medeni dünyasıyla asla bağdaşmayan, insanlık ve hukuk dışı engellemelere ve mevcut statükonun Rumlar tarafından ilanihaye sürdürülmesine yönelik çabalara asla izin vermeyeceğimizi bir kez daha vurgulamak istiyorum. Bu noktada bugün artık şu gerçek ayan beyan bir şekilde ortaya çıkmıştır ki Kıbrıs’ta çözüm ancak eşit ve egemen iki devlet ile mümkün olacaktır. Bu yoldan dönmeyeceğiz. Ada’nın asli unsuru olan Kıbrıs Türkü’nün kendi vatanında azınlık yapılmasına hiçbir zaman izin vermeyeceğiz. Kıbrıs Türk halkının Kıbrıslı Rumlar kadar egemen eşit olduğunu bütün dünyaya kabul ettireceğiz. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın da birçok farklı platformda tekrarla altını çizdiği üzere artık bizim için Kuzey Kıbrıs, Güney Kıbrıs yoktur, sadece ve sadece bağımsız, eşit ve egemen devletler vardır.”
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Türk Devletleri Teşkilatı’nda gözlemci üye statüsü elde etmesinin, uluslararası bir teşkilatın parçası olması anlamına geldiğini kaydeden Şentop, “Haklı davamızda muzafferiyetimiz için milat niteliğinde bir aşamanın geçilmesi anlamına geliyor. Bu karar bizim Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin tanınması için sürdürdüğümüz çabalarımızda motivasyonumuzu arttıracaktır. Artık Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti adına Ada’nın gerçekliklerini izah eden Türk Milletinin her bir ferdi, daha güçlü, daha yüksek sesle ve daha özgüvenli bir şekilde konuşacaktır. Ayrıca, herkes şu gerçeği de açık bir şekilde bilmeli ve her daim hatırlamalıdır ki Kıbrıs davasının sahibi Türk milletinin tamamıdır, Türk milletinin her bir ferdidir” dedi.
Bahçeşehir Kıbrıs Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Eral Osmanlar: Geçmişten günümüze ışık tutacaktır
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin 39’uncu kuruluş yıl dönümü öncesi gerçekleştirilen lansmanın açılış konuşmasını yapan Bahçeşehir Kıbrıs Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Eral Osmanlar, “Şahsım ve kurumum adına, üç gün önce Semerkant da düzenlenen 9. Türk Devletleri Teşkilatı Devlet Başkanları Zirvesinde, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin gözlemci üye statüsünü almasını sağlayan Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan beyefendiye şükranlarımızı iletmesini Sayın Meclis Başkanımız Mustafa Şentop beyefendiden istirham ediyoruz. Kıbrıs Türkü’nün, yani bizlerin şanlı hürriyet mücadelesini anlatan belgeselimizi bugün izleyiciyle buluşturmanın heyecanını yaşıyoruz. Biliyoruz ki biz hikayemizi doğru anlatmazsak birilerinin yanlı tarih anlatımına maruz kalacağız. Şayet biz kahramanlarımızı yaşatmazsak yarın çocuklarımız tarihsel gerçekleri yanlış yerlerde arayacak. İşte bu bilinçle Bahçeşehir Kıbrıs Üniversitesi ailesi olarak kahramanlarımızın yazdığı destanı bugüne ve yarınlara taşımak istedik. Biz, on yıllarca Rum mezalimine korkusuzca direnen; can vermiş, kan vermiş ama hürriyetinden vazgeçmeyenleriz. KKTC, meclisteki tüm tarafların ortak mutabakatıyla; Kıbrıs Türk Halkı’nın yediden yetmişe desteğiyle ve bağımsızlık aşkıyla kurulmuştur. Geçmişte bu kadar acı ve fedakarlık varken, bugün bizlerin yapması gereken, bu cennet vatanımıza ve 15 Kasım 1983 senesinde kurulan Cumhuriyetimize sahip çıkmak ve onu yüceltmektir. Lansmanını yaptığımız belgesel de bu amaçla hazırlanmış olup geçmişten günümüze ışık tutacak ve ölümsüz bir eser olarak Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne kadar giden yolu anlatacaktır.” dedi.
“Acıları unutturmayacağız”
Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanı Abdullah Eren de, “Kurum olarak dünyanın dört bir tarafındaki soydaşlarımıza hizmet ediyoruz. Bizim millet olarak bir özelliğimiz var, yaşadığımız acıları unutuyor, hatırlamak istemiyoruz. Belgeselde üç amacımız var, birincisi yaşadığımız acıları unutturmamak. İkincisi bu meseleyi dünyaya anlatmak. Üçüncüsü ise yeni yollar aramak zorundayız. Kıbrıs’ın gözlemci statüsü kazanması da yeni bir yoldur. Bu konuda herkes üzerine düşeni yapacak. Bundan sonra bizde, Türk topluluklarıyla Kıbrıs’ın ilişkisinde üzerimize düşen sorumlulukları yerine getirmeye devam edeceğiz. Türk topluluklarının Kıbrıs’ı çok daha iyi bilmesi ve tanıması bizim için çok önemli. Bu çalışmaları yapmalıyız ki, Cengiz Topel, Rauf Denktaş gibi adanın bağımsızlığı için emek veren birçok kişinin ne uğruna öldüğünü diğer Türk toplumlarına anlatmış olalım.” dedi.
“Öğretici ve kalıcı bir eğitim materyali olacaktır”
Bahçeşehir Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Şirin Karadeniz ise, “Belgeseldeki en temel amacımız, Kıbrıs’ta yaşanan siyasal ve sosyal sorunun detaylarına inerek KKTC’nin yapay ya da vassal bir devlet olmadığını ortaya koyarak Kıbrıslı Türklerin haklı mücadelelerini açıklığa kavuşturmaktır. Türklerin her zaman adada uzlaşmaya ve barışa en yakın olan taraf olarak her seferinde zeytin dalını uzattığının kavranmasını ve Türkiye’nin uzun vadeli planlarında Kıbrıs’ın önemi ve yeri hakkında bilgi sahibi olunmasını sağlamaktır. Bu bağlamda, özellikle gençlerin tarihsel perspektif içerisinde Kıbrıs sorununun gelişim sürecini, hangi tür engeller ile karşılaşıldığını, ne bedeller ödendiğini özümsemeleri ve Kıbrıs Türkü’nün haklı davasını içselleştirmeleri kaçınılmaz bir gerekliliktir. Hazırlanan belgeselin bundan sonraki nesiller için öğretici ve kalıcı bir eğitim materyali olması bizler için önem arz etmektedir. Özellikle ortaöğretim ve üniversite düzeyindeki derslerimizde bir eğitim materyali olarak kullanılmasından mutluluk duyarız.” dedi.