Sevgiyle Gelen Sınav! Yengeç’te Amor Günleri

8 Nisan itibarıyla Amor asteroidi Yengeç burcuna geçiyor. Bu geçişle birlikte sevgi, aşk ve kalp meseleleri gündeme taşınıyor ama alıştığımız romantik hikâyelerden çok daha derin bir alana dokunuyoruz. Amor’un temsil ettiği şey; saf, beklentisiz sevgiye ulaşma arzusu. Fakat burada çelişkili bir hal var; kişi bir yandan koşulsuz sevilmek isterken, diğer yandan sevgiyi test eder, sınar, hatta zaman zaman ondan kaçar. İşte tam bu yüzden bu dönem, kalbimizin içinde neye tutunduğumuzu fark etmek için eşsiz bir fırsat.

Yengeç burcu ise bu sevgiyi taşıyabilecek en hassas ve koruyucu alandır. Merhametli, duyarlı, besleyici, yuvacı bir doğası vardır. Sevdiklerine kalkan olur ama kendi kırılganlıklarını pek göstermez. Yönetici gezegeni Ay olduğu için duygular hızlı değişir; kimi zaman alınganlık, kimi zaman da içe kapanma ile gölgeleri tetiklenebilir. Amor burada olduğu sürece, duygusal sınavlarımız artabilir. "Gerçekten seviliyor muyum?" ya da "Ben sevgiyi ne şekilde yaşıyorum?" soruları derinleşir. Kalp, biraz kabuğundan çıkmak ister ama geçmiş kırgınlıklar hâlâ sırtımızda bir yük gibi duruyorsa, bu geçiş bizi yüzleşmeye çağırır.

Bireysel olarak bu dönemde sevgiyle aramıza koyduğumuz duvarlara dikkat etmeliyiz. Sevdiğimiz insanları test etmek, yeterince sevilmediğimizi düşünmek veya koşulsuz sevgiyi ararken onu istemeden itmek gibi davranışlar artabilir. Oysa gerçek şifalanma, önce kendimizi olduğumuz gibi kabul etmekle başlar. Yengeç'in temsil ettiği "ev, anne, çocukluk" temaları bu süreçte yeniden gündeme gelebilir. Ailevi meseleler, duygusal ihtiyaçlar ya da geçmişten gelen yaralar tetiklenebilir. Kalbi olan herkesin içinden geçeceği bir sınav var bu gökyüzünde. Hem sevilmek hem de sevmenin sorumluluğunu üstlenmek.

Toplumsal olarak ise Amor’un Yengeç’teki seyri, özellikle kadınlar, anneler, aile yapıları, sığınma ihtiyacı, vatana aidiyet gibi konularda hassasiyetleri artırabilir. Savaşlar, göçler ya da toplumsal kaygılarla evinden olan, sevgiye ve korunmaya ihtiyacı olan kesimlerin sesi yükselebilir. Merhamet çağrısıdır bu geçiş. Toplumun duygusal yaralarını sarmak, birlik hissini yeniden kurmak için önümüzde bir gökyüzü fırsatı var. Ama önce, her şeyin başladığı yer olan kalpten başlamalıyız. Çünkü sevgi hâlâ en büyük devrimdir.