Esaretten Özgürlüğe: Bir Narsistin Gölgesinden Çıkmak
Sevildiğinizi sandığınız bir yerde, yavaş yavaş yalnız kalıyorsanız...
Belki de bir narsistin oyunundasınızdır.
Başta her şey rüya gibi görünür.
Hayatınıza girdiği anda size kendinizi dünyanın en değerli insanıymışsınız gibi hissettirir.
Bulutların üzerinde yürüyormuşçasına şımartılır, pamuklara sarılırsınız.
Böyle bir aşka kapılmamak kolay olmaz.
Ancak zaman ilerledikçe, o büyük sevgi gösterilerinin ardında gizlenen başka bir yüz ortaya çıkar.
Ve işte asıl hikâye o zaman başlar.
İlişkiniz ilerledikçe, aranızdaki bağ güçlendikçe bazı şeyler değişmeye başlar.
İlk başta bunu fark etmek zordur; çünkü aşk gözlerinizi kör etmiştir.
Narsist kişi, sizi daha kolay avucunun içine almak için ilk adımda yalnızlaştırmaya başlar.
Sözde sizi korumak bahanesiyle arkadaşlarınızı birer birer hayatınızdan çıkarır.
Hepsi sizin için "yanlış", "kötü", "zararlı" kişilerdir.
O kadar ustaca manipüle eder ki, siz farkına bile varmadan çevreniz bomboş kalır.
Ve kendinizi sadece ona bağımlı bir dünyada bulursunuz.
İçten içe bir şeylerin yanlış olduğunu hissedersiniz.
Fakat aşkın büyüsü ve kaybetme korkusu sizi sessiz kalmaya iter.
İçinizde haklı olduğunuza dair bir fısıltı vardır, ama daha yüksek sesle "Belki de iyiliğimi istiyor" diye düşünmeye devam edersiniz.
İşte tam bu noktada yapmanız gereken şey, sınırlarınızı çizmektir.
Kendi sesinize kulak vermeli ve gerekiyorsa yardım istemelisiniz.
Aileden, dostlardan ya da bir uzmandan destek almak, zayıflık değil, kendi hayatınıza sahip çıkmaktır.
Bunu yapmadığınız sürece narsist, sadece sizi değil, sizinle olan ilişkinizi de ele geçirir.
Kendi kimliğinizi kaybetmeye başlarsınız.
Düşünceleriniz önemini yitirir, hisleriniz yok sayılır.
Sürekli eleştirilir, değersiz hissettirilirsiniz.
Sanki işe yaramaz, kimsenin istemeyeceği bir insanken o lütfediyormuş gibi bir algı yaratır.
Bir süre sonra her şeyin doğru gitmediğini açıkça görürsünüz.
Fakat akıl ve kalp arasında sıkışıp kalırsınız.
Gitmek istersiniz, tam karar vermişken o, eski güzel anıları hatırlatır.
İlk aşkın büyüsü yeniden canlandırılır.
Ve siz, defalarca düştüğünüz döngünün içine bir kez daha çekilirsiniz.
Oysa bilmeniz gereken şudur:
Bu, aşk değildir.
Bu, sevgiyle sarılmış bir esarettir.
Ve zincirler, isterse altınla kaplı olsun, özgürlüğün yerini tutamaz.
Ondan tamamen kurtulmaya karar verdiğinizde, başlangıçta her şey çok zor gelecek.
İçinizde bir boşluk, bir korku, bir yalnızlık olacak.
Ama zamanla, her adımınızda kendinize biraz daha yaklaşacaksınız.
Gücünüzü yeniden inşa ettikçe, o kişi sizi yoklamak için fırsatlar arayacak.
Kafanız karışsın, yeniden hayatınıza sızsın isteyecek.
Ancak siz artık eski siz değilsiniz.
Artık sınırlarını bilen, kendine sahip çıkan birisiniz.
Ve unutmayın:
Bu hayatta en önce düşünmeniz gereken şey kendinizsiniz.
Siz varsınız, güçlüsünüz, mutlusunuz.
Gerisi gerçekten çok da önemli değil.
Kimseye kendinizi ispat etmek, hayatınızda kalmaları için savaşmak zorunda değilsiniz.
Sizinle kalmak isteyenler kalır, gitmek isteyenler ise size bir şeyler öğretip hayatınızdan çekilir.
Sıfırlanmaktan korkmayın.
Çünkü nefes aldığınız sürece yeni bir hayat, yeni bir umut, yeni bir başlangıç her zaman mümkündür.
Bazen kaybetmek sandığınız şey, aslında özgürlüğünüzün ilk adımıdır.