Sisli Sohbetler; Gerçekle Hayal Arasında! Merkür Neptün Kavuştu
Zihninizin bulanıklaştığını hissediyorsanız, son günlerde rüyalarınız daha yoğun hale geldiyse, konuşmalar yanlış anlaşılıyor ya da siz bile ne söylemek istediğinizi tam olarak toparlayamıyorsanız… Gökyüzünde etkili olan Merkür-Neptün kavuşumunun tam ortasındayız demektir.
Merkür, düşüncelerimizi, karar alma şeklimizi, konuşmalarımızı, yazdıklarımızı yani zihinsel her türlü aktivitemizi temsil eder. Neptün ise daha çok görünmeyenle, sezgilerle, hayallerle ve bazen de aldanmalarla ilgilidir. Bu iki gezegen bir araya geldiğinde, zihinsel netlik yerini sisli, puslu, kimi zaman büyülü bir atmosfere bırakır.
Bir yandan ilham artar, yaratıcı fikirler daha kolay akar, sözcükler duygu yüklü olur, kelimelerin derinliği çoğalır.
Ama diğer yandan gerçek ile hayal arasındaki sınır bulanıklaşır.
Bir kelime yanlış anlaşılır, bir cümle büyür, dedikoduya dönüşür.
Konuşmaların alt metinleri zenginleşir ama yanlış yorumlamaya da açık hâle gelir.
Bu dönemde bir şey üretmek, yazmak, çizmek ya da zihinsel olarak sizi içine çeken bir konuya odaklanmak isterseniz çok destekleyici etkiler devrede. Duygularınızla düşünceleriniz iç içe geçebilir. Ancak bu iç içelik, bazı karmaşaları da beraberinde getirebilir. Özellikle karar vermeniz gereken konularda net olmakta zorlanabilirsiniz.
Ayrıca bu dönem, gizli saklı kalmış bazı konuların da gündeme gelmesine neden olabilir. Konuşulmayanlar konuşulur, düşünülmeyen şeyler akla gelir. Sessizliklerin ardındaki gerçeklerle yüzleşmek mümkündür.
Ancak bu yüzleşme sürecinde de dikkatli olmakta fayda var. Çünkü Neptün yanıltıcıdır. Olayları olduğundan farklı gösterebilir. Abartmalar, yalanlar ya da yanlış anlaşılmaların artabileceği günlerden geçiyoruz.
Bu nedenle; Karar almadan önce bir süre beklemek iyi olabilir.
Duyduklarınızı hemen doğru kabul etmeyin, bir süzgeçten geçirin.
Hissettiklerinizin ardına bakın, gerçekten öyle mi, yoksa algınız mı bulanık?
Merkür-Neptün kavuşumu bizden zihinsel berraklık beklemiyor. Aksine, bizi biraz da belirsizlikle baş başa bırakıyor. Ama bu belirsizlikte asıl mesele, kendi iç sesimizi netleştirmek. Dışarıdan gelen her sesi değil, içimizdeki yankıyı duymak.
Çünkü bu günlerde asıl mesele sadece gördüklerimiz değil, onları nasıl değerlendirdiğimizdir.
Her şeye bakabilirsiniz, her şeyi duyabilirsiniz; ancak neyin gerçek, neyin yanılsama olduğunu ayırt etmek, sizin dikkatinize ve sağduyunuza bağlıdır. Ve belki de bu yüzden, Sokrates’in şu sözü bugünlerde daha çok anlam kazanıyor;
“Gerçek bilgeliğin ilk adımı, neyi bilmediğini bilmektir.”