Şizofreni hastalarında koronadan ölümler artıyor
Şizofreninin nedenleri arasında bazı bağışıklık sistemi problemleri yer alıyor. Araştırma, şizofreni hastalarında, Covid-19 ölüm olasılığının 3 kat fazla olduğunu gösterdi.
Psikiyatrist Recep Emre Tan, şizofreni hastalarının aşılanma programında öncelikli grupta yer alması gerektiği önerisinde bulundu.
Amerika’da ‘Covid-19 hastalarında psikiyatrik bozuklukların ölümle ilişkisi’ araştırıldı. 45 gün boyunca 7 bin 500’e yakın hastanın tedaviye verdikleri yanıt incelendi ve ölüm oranlarına bakıldı.
Test sonuçları pozitif olan uygun hastaların 75'inde yüzde 1.0 şizofreni spektrum hastalığı öyküsü, 564'ünde yüzde 7.7 duygu durum bozukluğu öyküsü ve 360'ında yüzde 4.9 anksiyete bozukluğu öyküsü vardı. Şizofreni spektrum bozukluğu tanısı olanlar ölüm riskiyle ilişkilendirilirken, duygudurum ve anksiyete bozuklukları olanlar ölüm riskiyle ilişkilendirilmedi. Araştırma, şizofreni hastalarında, Covid-19 ölüm olasılığının 2.7 kat fazla olduğunu ortaya çıkardı.
Psikiyatrist Recep Emre Tan, “Covid-19’a bağlı ölüm oranlarında ileri yaş ilk sırada yer alırken; kardiyovasküler hastalıklar, diyabet, morbid obezite, kronik hastalığı olanlar diğer grupları oluşturuyordu.
Araştırmaya göre, şizofren hastalarında koronavirüsten ölüm oranı bu rahatsızlığı yaşamayanlara oranla yaklaşık 3 kat daha fazla. Zaten şizofrenlerde yaşam süresi 10-15 sene daha kısadır. Bunların diğer ek tıbbi hastalıklar gösterme ihtimali de daha fazla. Ayrıca şizofreninin nedeninde tam bilemediğimiz immün regülasyon sorunları var yani bağışıklık sistemlerinde özellikle T hücrelerinde bir takım problemler var. Düzenli olmayan otoimmün sistemde sorunlara neden olduğu, hastalığın seyrini daha da kötüye götürdüğüyle ilgili birtakım hipotezler ortaya atılıyor" diye konuştu.
Yaşam süresi 15 yıl daha kısa
Dünyada ve Türkiye’de şizofreni hastalığının görülme oranının yüzde 0.8 ila 1 oranında olduğunu söyleyen Tan, “Türkiye nüfusuyla da hemen hemen 800 bin kişiye yakın insanın şizofreni hastası olduğu tahmin ediliyor. Bunların hepsi kayıt altında değil, tedaviye başvurmuş değil, hepsi takip edilmiyor ve izlenmiyor. Bazısı da kendi durumunun farkında değil ve reddediyor" dedi.
Şizofreni hastalarının koronavirüsten ölüm riskinin yüksek olmasıyla ilgili bazı hipotezlerin olduğuna dikkat çeken Tan, “Çok daha iyi seyreden, tedaviye yanıt veren, çalışabilen insanlar olduğu gibi maalesef hiçbir tedaviye yanıt göstermeyen çok ağır dirençli, öz bakımıyla, kişisel hayatıyla yaşam sürecini de kısaltan, ciddi sorunlar yaşayabilen şizofreni hastaları da var. Şizofreni hastalarında yaşam süresi 10-15 sene daha kısadır. Bunların diğer ek tıbbi hastalıklar gösterme ihtimali zaten daha fazladır. Tedavi olma, tedaviyi düzenli devam ettirme ihtimalleri görece biraz daha azdır" diye konuştu.
Bağışıklık sorunları yaşanıyor
Şizofreni hastalarının tedaviye ulaşamadıkları, yeme, içme, barınma, diğer sosyal destekleri alamadıkları için koronavirüsten biraz daha fazla etkilenebildiklerini belirten Tan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Şizofreninin nedeninde tam bilemediğimiz immün regülasyon sorunları var. Bağışıklık sistemlerinde, özellikle T hücrelerinde bir takım problemler oluyor. Tam net olarak açıklanamamakla birlikte; Covid’in şizofreni hastalarındaki bağışıklık sisteminde zaten bozulmuş, düzenli olmayan oto immün sistemde iyice sorunlara neden olduğu, hastalığın seyrini daha da kötüye götürdüğüyle ilgili birtakım hipotezler ortaya atılıyor."
Türkiye’de sıkı bir aşılama çalışmasının başladığını ve bu çalışmalarda şizofreni hastalarına bir ayrıcalık tanınabileceğini ifade eden Tan, “75 yaş üzerinde olanlar Covid-19’dan ölüm riski açısından ilk sırada yer alıyorken, 2’nci sırada şizofreni hastaları yer alıyor. Bunun önlenebilmesi için şizofreni hastaları aşılanma programına mutlaka dahil edilmelidir. Aynı zamanda şizofreni hastalarının da bu hastalıktan korunması için özel bir önem gösterilmeli. Ülkemizde pek çok, büyük ve depo hastane diye geçen psikiyatri hastaneleri var. Burada uzun süre yatan hastaların pek çoğu şizofreni hastaları. Bunlara özellikle biraz daha risk grubunda oldukları bilinerek davranılmalı. Koruyucu önlemler artırılmalı, hasta olduklarında bu bilgi göz önünde bulundurularak çok daha çabuk tedavilere başlanmalı" ifadelerini kullandı.
Yapılan çalışmanın diğer psikiyatri hastalarını panikletmemesini söyleyen Tan, “Bu çalışmada şizofreni olan hastalar, duygudurum bozukluğu, depresyon, bipolar bozukluk, kaygı ve endişe bozukluğu olan hastalar da taranıyor. Bu grupta olan hastalarda ölüm oranında bir fark yok. Pandeminin sağlıklı insanların üzerinde yarattığı bir kaygı, endişe, huzursuzluk var. Psikiyatrik rahatsızlığı olan hastalarımızda bu durumlar daha da depreşti. Onlar hemen kaygılanmasın. Tüm psikiyatrik rahatsızlığı olan hastalarda koronavirüsün kötü seyretmesi ya da ölüm riskini artırması gibi bir durum söz konusu değil" diye konuştu.