Şule Çet cinayeti davasında gerekçeli karar açıklandı
Şule Çet cinayeti davasında mahkeme gerekçeli kararını tamamladı.
Şule Çet cinayeti davasında mahkeme gerekçeli kararını tamamladı. Kararda, sanık Çağatay Aksu'nun Şule Çet'e tecavüz etmesinin ardından Çet'i öldürdüğü ve plazanın 20. katından attığı belirtildi.
Ankara 31. Ağır Ceza Mahkemesi, Çet'in ölümüne ilişkin sanık Çağatay Aksu "kasten öldürme" suçundan müebbet, "nitelikli cinsel saldırı" ve "kişiyi hürriyetinden yoksun kılmak" suçlarından 12 yıl 6 ay, Aksu'nun işlediği suçlara yardım ettiğine hükmedilen sanık Berk Akand ise 18 yıl 9 ay hapis cezasına mahkum edilmesine ilişkin gerekçeli kararının yazımını tamamlayarak taraflara tebliğ etti.
Kararın gerekçesinde, Şule Çet'in Gazi Üniversitesinde öğrenci olduğu, sanık Çağatay Aksu'nun işlettiği barda çalıştığı, iş yerinin borçlarından dolayı kapanmasıyla yine Aksu'ya ait başka bir iş yerinde çalışmaya başladığı, hacizlerden dolayı söz konusu yerlerin kapanması üzerine işsiz kalan Çet'in ekonomik sıkıntı çekmeye başladığı belirtildi.
Şule Çet ile sanıklardan Çağatay Aksu arasındaki telefon mesajlarına yer verilen gerekçede, olay günü Aksu'nun maktuleyi bir restorana davet ettiği, Çet'in, kendisine iş bulacağı düşüncesiyle Aksu'nun davetini kabul ettiği bildirildi.
Çet'in saat 22.00 sıralarında evden çıkarak sanıklar Çağatay Aksu ve Berk Akand ile tanık Mustafa Aydın'ın bulundukları Rıfkı restorana gittiğine değinilen gerekçede, bir süre sohbet edip yemek yedikten sonra Çağatay Aksu'nun olayın olduğu plazadaki ofise geçip alkol alıp eğlenmeyi teklif ettiği anlatıldı.
Gerekçeli kararda, Çet'in, ilk önce teklifi kabul etmediği ve ev arkadaşına "Bu adam bana abayı yakmış", "Allah'ım salmıyor" ve "Biliyordum böyle olacağını" şeklinde mesajlar attığı aktarılarak, "Her ne kadar sanıklar maktulenin kendi isteğiyle ofise gittiğini söylemişlerse de maktulenin bu mesajlarından sanık Aksu'nun baskısı ve ısrarı sonucu ofise gittiği kanaatine varıldı." değerlendirmesine yer verildi.
Gerekçede, sanık Çağatay Aksu'nun, olayın meydana geldiği plazaya saat 00.30 sıralarında geldiği, buzdolabı getirdiğini söyleyerek güvenlik görevlisi Akif Deniz'den otopark giriş kapısını açmasını istediği, görevlinin kapıyı açamayacağını söylemesiyle plazadan ayrıldığı, kısa süre sonra sanıklar Berk Akand ve Çağatay Aksu ile maktule Şule Çet'in plazaya girip 20'nci kattaki ofise çıktıkları bildirildi.
Aksu, Akand ve Çet'in bilgisayardan müzik dinleyerek alkol aldıklarına işaret edilen gerekçede, "Her ne kadar sanıklar plazadaki ofiste birlikte eğlendiklerini, sanık Berk Akand telefonla çektiği video görüntülerini delil göstererek maktulenin kendi isteği ile plazada kaldığını ve beraberce alkol alıp eğlendiklerini söylemişlerse de Çet'in ev arkadaşına gönderdiği 'Bırakmıyor' şeklindeki mesajdan da anlaşılacağı üzere, sanık Çağatay Aksu'nun maktule üzerinde baskı kurarak maktulenin plazadan ayrılmasına izin vermediği anlaşılmıştır." ifadesi kullanıldı.
Arkadaşına cinsel saldırıya uğradığı mesajını gönderdi
Şule Çet'in gece saat 02.45'te ev arkadaşına sanık Çağatay Aksu'nun cinsel saldırısına uğradığını belirten mesaj gönderdiği, sanık Berk Akand'ın da kendi arkadaşına "Çok kötü şeyler oldu" mesajı attığına değinilen gerekçede, çeşitli raporlara da yer verilerek maktule Şule Çet'in sanık Çağatay Aksu'nun nitelikli cinsel saldırısına uğradığının mahkemece sabit görüldüğü vurgulandı.
Çet'in cinsel saldırı eylemini kabullenmeyerek, sanık Çağatay Aksu'ya ağır tepki gösterdiğine dikkati çekilen gerekçede, İstanbul Adli Tıp Kurumu 1'inci İhtisas Kurulunun, Çet'te tespit edilen "hyoid kemik kırığı"nın boyun kısmına bası sonucu meydana gelmiş olabileceği, kişinin ölümünün boyuna basıya bağlı "mekanik asfiksi" sonucu gerçekleştiği yönündeki raporuna yer verildi.
Gerekçede, sanık Çağatay Aksu'nun söylediği şekilde maktulenin yarı beline kadar camdan aşağı sarkmasının fiziken mümkün olmadığı, Çağatay'ın parmağındaki kırığın da maktule Şule'ye vurduğu sırada oluşmuş olabileceği gibi maktuleyi darbettikten sonra pencereden aşağı atma sırasında da oluşmuş olabileceğine işaret edildi.
Öldükten sonra atıldı
Mahkeme gerekçesinde, maktule Şule Çet'in cinsel saldırıya uğradıktan sonra Aksu tarafından darbedildiği ve öldüğü kanaatine vardıktan sonra sanıklar tarafından delillerin yok edildiği ve bundan sonra da aşağıya atıldığı aktarıldı.
Gerekçede ayrıca şu ifadeler yer aldı:
"Yapılan yargılama, dosya kapsamı ve delillerden de anlaşılacağı gibi sanık Çağatay Aksu tarafından darbedilmesi ve boyna bağlı bası sonucu bu aşamada ölen veya şuurunu kaybederek baygınlık geçirdiği anlaşılan maktulenin öldüğünü düşünerek intihar görüntüsü vermek amacıyla bir kısım delilleri yok ettikten sonra plazanın 20'nci katında bulunan ve yerden 57 metre yükseklikteki ofisin dinlenme odasının penceresinin açık olan camından gece 03.50 sıralarında sanık Çağatay Aksu tarafından maktulenin aşağı atıldığı anlaşılmıştır."
"Aksu'yu cesaretlendirdi ve eylemini kolaylaştırdı"
Gerekçeli kararda, Aksu'nun eylemlerine yardım eden sıfatıyla katıldığı belirtilen ve 18 yıl 9 ay hapis cezasına mahkum edilen Berk Akand'ın eylemlerine de yer verildi.
Olay günü Çet, Aksu ve Akand'ın ölüm hadisesinin yaşandığı plazaya birlikte geldikleri anlatılan kararda, Akand'ın tüm aşamalarda sanık Aksu ve maktule Çet ile aynı ortamda birlikte bulunduğu ifade edildi.
Akand'ın, "cinsel saldırı" suçuna doğrudan iştirak ettiğinin tespit edilemediğine değinilen kararda, Aksu'yu "cesaretlendirdiği" ve "eylemlerini kolaylaştırdığı" kaydedildi.
Sanık Akand'ın, Aksu'nun eylemlerine "yardım eden" sıfatıyla katıldığı bildirilen kararda, şu değerlendirmeye yer verildi:
"Aksu'nun Çet'e cinsel saldırıda bulunduğunu, maktuleyi darbettiğini, darp sonucu öldüğünü düşünerek işlediği cinsel saldırı suçunu gizlemek, bu suçun delillerini ortadan kaldırmak ve uyguladığı şiddet izlerinin açığa çıkmasını önlemek için ofisin açık olan pencere camından aşağı attığını gördüğü halde sanık Çağatay'a engel olmadığı gibi sanık Çağatay'ın yanında yer alarak, Çağatay'ı cesaretlendirerek eylemini kolaylaştırmak suretiyle sanık Çağatay'ın nitelikli cinsel saldırı, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve nitelikli kasten adam öldürme suçlarına yardım eden sıfatıyla katıldığının tüm dosya kapsamı delillerle sabit olduğu anlaşılmıştır."
"Olay yerinden uzaklaşma gayreti"
Mahkemenin kararında, maktule Çet'in 20'nci kattan aşağıya atıldıktan kısa süre sonra sanıklar Aksu ve Akand'ın 04.09'da plazadan çıktıkları anlatıldı.
Sanıkların ofisten asansörlerin bulunduğu boşluk alana çıktıktan sonra, Aksu'nun "çok soğuk kanlı hareket ettiği", sanıkların aşağıya indikten sonra güvenlik görevlisinin binaya 3 kişi geldiklerini söyleyerek yanlarında gelen Çet'in nerede olduğunu sorduğu, sanıkların ise bilmediklerini beyan ettiğinin altı çizildi.
Görevlinin ısrarlı soruları üzerine Akand'ın Çet'in düştüğünü söylediği, bu sırada Aksu'nun ise aracına binerek plazadan ayrıldığı aktarıldı.
Sanıkların yargılama aşamasında Çet'in intihar ettiği savunmasının da doğruyu yansıtmadığı ifade edilen kararda, "(Sanıkların) Maktuleyi kurtarma yönünde bir çaba içine girmedikleri, polisi ambulansı arama yönünde hiçbir davranış sergilemedikleri gibi bir an önce ofisten aşağı inerek olay yerinden uzaklaşma gayreti içinde oldukları anlaşılmıştır." denildi.
Gerekçede, sanıklar ve sanık avukatlarının maktulenin psikolojik rahatsızlıklarının bulunduğu ve bu nedenle intihar ettiği yönündeki savunmalarına itibar edilmediği anlatıldı.
Üye hakimden muhalefet şerhi
Mahkemenin oy çokluğu ile verdiği hükme, üye hakimlerden biri muhalefet şerhi koydu.
Buna göre hakim, sanık Çağatay Aksu'nun üzerine atılı nitelikli cinsel saldırı suçunu işlemiş olduğuna dair kararı yerinde görürken, "kasten nitelikli öldürme" ve "kişiyi hürriyetinden yoksun kılma" suçlarını işlediğine ilişkin "her türlü şüpheden uzak mahkumiyete yeterli kesin ve inandırıcı delilin bulunmadığını" ifade etti.
Hakim, sanık Berk Akand'ın ise bütün suçlardan beraat etmesi gerektiğini kaydetti.
Muhalefet şerhide, "Akand'ın, Aksu tarafından işlenen cinsel saldırı suçuna ve üzerine atılı diğer suçlara doğrudan doğruya ya da asli faile yardımda bulunarak işlediğine ilişkin her türlü şüpheden uzak mahkumiyete yeterli kesin ve inandırıcı delilin bulunmadığı görüşünde olduğumdan çoğunluk görüşüne katılmıyorum." ifadeleri yer aldı.