“Suratının ortasına yumruğu yiyene kadar herkesin bir plânı vardır”

O soruyla kan beynime sıçradı.

Sanki normal bir şeymiş gibi çıktı ağzından:

“Erdoğan İstiklâl Marşı’nı mı yasaklamak istiyormuş?”

Bu soruyu bana, her Cuma bize gelen yardımcımız olan hanımın ağzından işittim kahvaltı yaparken.

İlk tepkim “Kim diyor bunu?” diye sormak oldu.

Gayet rahat “Ne bileyim geçen akşam köydeki düğünde konuşuyorlardı” dedi.

Yukarıda da dedim, hakikaten kan beynime sıçradı. Bu iftiracı alçakların ağzının payını veren de kimse çıkmamış nedense.

Hiç adetim olmadığı halde ağzımdan bazı küfürler de çıktı, onu söyleyenlere tek tek saydırdım. Yardımcımız bunu söylediğine belki de pişman oldu, bilmiyorum ama o anda, son yaşadığımız olaylarla birlikte ne büyük bir tehlikenin ve tehdidin altında olduğumuzu idrak ettim.

Türkiye’nin bayrağını, marşını ve itibarını yüzyıldan beri bu kadar yükseğe taşıyan bir lider hakkında bile bu iftirayı atabiliyorlarsa bunun arkasında kimin olduğu çok belli.

YALAN MAKİNESİ…

Yalan Makinesi MOSSAD-CIA ikilisi tarafından çok iyi kullanılır.

Dün yargılanan MOSSAD ajanlarının biletleri kesilmiş, 15-20 yıl yatacak her biri.

Ama dışarıda daha epey adamları var.

Kullanılışlı aparatları da.

Evet, FETÖ’cüler ve şimdi de Zafer Partisi adlı ırkçı örgütün militanları da yalan makinesini çok iyi kullanır. Kayseri’de yakalanan provokatör ilçe başkanı da İyi Partili değil mi? Liderlerinden belli. Bu iftiraları, halkı kışkırtacak yalanları saf ve her şeye inanmaya hazır insanların arasında dolaşıma sokuyorlar.

Kayseri’de yaptıkları da buydu.

Hâlâ arkasındaki odakların tespit edilemediği bu provokasyon sonucunda 750’yi aşkın saldırgan gözaltına alındı. Bunlardan 285’i göçmen kaçakçısı, cinsel taciz, hırsızlık, dolandırıcılık, gasp ve şantaj gibi çeşitli suçlardan sabıkalı.

Göçmen kaçakçısı ve cinsel tacizden sabıkalı. Ne ironik…

Ne kadar NEZİH bir topluluk!

Ama dediğim gibi, arkasındaki ODAK bulunmalı.

Nereden bulunacak?

SURİYELİLERİ DEĞİL, TÜRKİYE’Yİ YAKMA GİRİŞİMİ

O görüntüleri çekip yayandan, kamyonla adam taşıyandan, çeşitli araçlarla adam ve malzeme getirenlerden… Artık neredense, bu iş istihbarata ve emniyete ait.

Ama suçlulara bunun bedeli EN AĞIR BİÇİMDE ÖDETİLMELİ ki bir daha bu kışkırtmalara hiçbir embesil sürüsü cesaret edemesin.

Çünkü bu olay sadece Suriyelilerin evlerini yakma operasyonu değil, aynı zamanda TÜRKİYE’Yİ YAKMA GİRİŞİMİ olarak nitelendirilmelidir.

Bir taşla iki kuş. Gazze’yi yakıp yıkan soykırımcı katiller Filistinlilere ve Arap dünyasına Türkiye’yi örnek gösteriyorlar. Böylece “Sizi savunan Türkiye bak ne yapıyor” mesajı veriyor.

Suriye’nin kuzeyinde yaptıkları da bu.

Suriye Milli Ordusu(SMO) içindeki ABD ve PKK devşirmesi grubun provokasyonları ve bayrağımızı yırtma girişimlerinin ardından Batı’nın Türkiye’deki mutemetlerinden Ertuğrul Özkök’ün Halk tv tarafından ballandırılarak paylaşılan yazısına bakın. Meğer asıl sorun YPG değil, Suriye Milli Ordusu imiş.

Görüyorsunuz değil mi dört bir yandan pırtlamaya başladılar topu birden. PKK ve YPG bizim onlarca askerimizi şehit etmiş, Suriye’nin kuzeyinden roketler fırlatarak şehirlerimizdeki, köylerimizdeki evlerimizi yıkmış ve sivil vatandaşlarımızı öldürmüş SORUN DEĞİL, ama içindeki bir başıbozuk grubun çıkardığı olay nedeniyle SMO sorun.

Ülkemizin içinde bulunduğu ihanet çemberi işte böyle örülüyor.

AĞIRDAN ALMAYIN, ÜLKEYE KÖTÜLÜK EDERSİNİZ

Bu arada nasıl oluyorsa Göç İdaresi’nden milyonlarca Suriyeli sığınmacının kimlik ve ikamet bilgileri sızdırılıyor, bu örgütün içindeki şerefsizlerin eline geçebiliyor.

Bu bilgileri sızdıran görevliler derhal bulunmalı.

Hükümeti ve bakanlıkları uyarıyorum.

Ağırdan almayın, bu ülkeye kötülük edersiniz.

Oyun dört bir yandan sürdürülüyor.

2011’DEN BERİ MHP’Yİ ELE GEÇİRMEYE ÇALIŞMANIN ADIMLARI

Merih Demiral’ın Bozkurt işaretine gösterilen Batı tepkisinin ve ırkçı UEFA kararının arkasında ne var sanki.

SİNAN ATEŞ DAVASI ne sanıyorsunuz?

Meşru ve hükümet ortağı olan, yüzde 11 oy alan MHP’nin gençlik kuruluşu Ülkü Ocakları’nı terör örgütü ilân ettirmenin aracı değil mi?

MHP, tıpkı AK Parti ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan gibi hep hedefteydi.

Hatırlayacaksınız FETÖ MHP’yi ilk kez 2011 seçimlerinden sonra hedef aldı. FETÖ’nün o zaman Türkiye’de bulunan kodamanlarından Şerif Ali Tekalan bir aracı bularak MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’yi ziyaret etmiş ve ondan 30 milletvekilliği istemişti. Kendini kapı önünde bulduğunda Şerif Ali Tekalan’ın ilk işi Fetullah Gülen adlı Pensilvanya alçağına haber vermek oldu. Sonra düğmeye basıldı ve MHP’nin Genel Başkan yardımcıları ile milletvekillerinin tek tek kasetleri ortaya saçılmaya başladı. Bahçeli o saatten sonra tehlikeyi daha somut gördü.

FETÖ 2015 yılında tekrar MHP’yi ele geçirmeye çalıştı. Başaramadı. Sonra İyi Parti kuruldu.

“KOCAM BANA DEDİ Kİ…”

Bu küresel ihanet şebekesinin operasyonlarının MHP’nin kurumsal yapısını hedef alması süreci şimdi SİNAN ATEŞ DAVASIYLA devam ediyor.

Katil belli, azmettirenler de. Ama memnun değiller çünkü MHP’yi suçlu gösteremediler. MHP’li diye yakalananların hepsinin iddianamede yazılı olan ve delil diye gösterilen hiçbir duruma uygun olmadığı da ortaya çıktı tek tek. Mağdur eş sıfatıyla sürekli eline tutuşturulan kağıtları okumaya çalışan hanımefendi ise durup durup “Kocam bana dedi ki…” diye başlayan cümleler kurup, o cümlelerin içine MHP’nin önde gelen isimlerini yerleştiriyor.

KOCA MERHUM, ŞAHİT YOK AMA “DEDİKLERİ” DELİL ÖYLE Mİ?

CHP Genel Başkanı Özgür Özel de maktulün eşinin söylediklerini MUTLAK DELİL olarak kabul ediyor, sözü edilen MHP’li isimlere “İstifa edin yargılanma talep edin” çağrısında bulunuyor.

Şaka mısın kardeşim sen?

Ekranlarda MHP’yi yargılayan “bavulcu gazeteciler” in iddiaları tek tek çöktükçe ve ilk soruşturma savcıları hakkında pek çok şaibe ortaya çıktıkça delirmeye başladılar topyekûn.

Esad görüşme sürecinde Rusya Devlet Başkanı Putin aracılığıyla izlenen yol doğru. Bu aparatçiklerin arkasındaki ABD-İSRAİL, kurdurmak istedikleri TERÖRİSTAN’ın tehlikeye girdiğini gördüler ve gözdağı veriyorlar ülkemizin içindeki satılıkları kullanarak.

Karşımızdakiler 17-25’te, Gezi’de, 15 Temmuz’da, kırsalda, Irak’ta, Suriye’de, Okyanus ötesinde, İsrail’de, Berlin’de ve ta içimizde, Meclisimizde…

Birileri planı yapıp ellerine tutuşturuyorlar, onlar da tasmalarını tutanların gösterdiği istikamete doğru hamle yapıyorlar.

Ama bilmedikleri şu:

CUMHURBAŞKANI TAYYİP ERDOĞAN’ın da bir hesabının olduğu.

Dünya Şampiyonu Boksör Mike Tyson’ın aşağıdaki sözü tam da Erdoğan için geçerli.

“Suratının ortasına yumruğu yiyene kadar herkesin bir plânı vardır”

Ben güveniyorum Erdoğan’a. O yumruğu patlatacak.

Sadece biraz ağır kanlı.

Bu yüzden Yıldız Tilbe gibi sesleniyorum ona…

Çabuk olalım aşkım…