Taktik maktik yok; love love love
Bazen hayatımızda eşimiz arkadaşımız ailemiz dediğimiz insanların bize, onlara gösterdiğimiz incelik kadar incelik göstermediğini hissederiz. Bizim kadar hassas düşünmediklerini belki de bencil olduklarını..
Doğrusu nedir peki, bir insan kendi ile sevdikleri arasındaki dengeyi nasıl kurabilir? Alma verme dengesi dediğimiz bir durum var evet, bu dengeyi kuramadığımız her ilişkinin içinde de kaybediyoruz gördüğümüz kadarıyla, peki ilişkiler bu ticarethaneler midir gerçekten? Yani birini sevdiğimizde onun için bir şeyler yaparken durup, onun bize ne kadar yaptığına mı bakacağız? O zaman ortada dönen şey gerçek sevgi değil de pazarlık olmuyor mu?
İnsan ilişkilerinin bu kadar taktiksel ilerlemesi bana doğru gelmiyor, doğrudan ziyade gerçek gelmiyor açıkçası. Gerçek olmayan bir şeyin içinde, zaten günümüzde ‘ilişki’ kavramının içi bu kadar boşaltılmışken bir de bu pazarlıklar eklenince ne bir ilişki ne bir aile inşa etmek ne de aile içerisinde kendin olabilmek pek mümkün olmayacaktır.
Ben insanın ailesi ya da ilişkisinde olabildiğince verici olmasından yanayım. Çünkü verdiğimiz şeyler kayıp değildir. Karşılığında aldığımız şey bazen sadece sevdiklerimizin mutlu olduğunu görmektir. Gerçek sevgiyi bulmanın yolu pazarlıksız sevmekten geçer.