Tarih affetmez
ABD Başkanı Joe Biden, tahmin edileceği üzere yine soykırım ifadesini kullandı. Beyaz Saray tarafından yapılan yazılı açıklamada tarihi gerçekler çarpıtılarak 24 Nisan1915 olayları soykırım olarak tanımlandı; “Ermeni soykırımı sırasında kaybedilen hayatları anıyoruz ve asla unutmama taahhüdümüzü yeniliyoruz” dendi.
Türkiye her 24 Nisan'da sözde “Ermeni soykırımı” iftiralarına maruz kalıyor. Türkiye işlemediği suçun sanığı yapılmaya çalışılıyor. Uluslararası platformlara servis edilen temelsiz, aslı esası olmayan yalan yanlış bilgilerle kamuoyu baskısı oluşturuluyor. Ermeni diasporasının içimizdeki uzantılarının bu yöndeki gayretleri de fazlasıyla hissediliyor.
Türkiye İşçi Partisi’nin 24 Nisan günü, “1915’i unutmayacağız, yüzleşeceğiz! 109 yıl önce kadim Ermeni halkının katliamlarla, sürgünlerle bu topraklardan sökülüp atılması tarihimizin tanık olduğu en büyük acılardan biridir. Medz Yeğern’le, bu Büyük Felaket’le yüzleşmek hem yitirdiklerimize hem de geleceğimize karşı sorumluluğumuzdur. Halkların kardeşliğinde ve barışta inat ediyoruz” şeklindeki açıklaması, Beyaz Saray’ınkinden farklı değildi.
Türkiye İşçi Partisi, “1915’i unutmayacağız, yüzleşeceğiz!” derken kendilerini nerede konumlandırıyor? Ermenilere gelince kadim Ermeni halkı, Türk milletine gelince Türkiyeli oluyor. Bunlar unutmayacak. Fazla geçmişe gitmeyelim. 1915 Anadolu’da, 1918 Urmiye’de, 1979 Sunduz’da, 1992 Hocalı’da nasıl Türk katliamı yapıldığını bütün dünyaya anlatalım.
Tarihi belgeler ortada. Bir tane Türklerin Ermenileri katlettiğine dair toplu mezar gösteremezler. Ama Yozgat’tan başlayarak Tokat, Amasya, Sivas, Bayburt, Giresun, Trabzon, Gümüşhane, Erzurum, Erzincan, Kars, Iğdır, Muş, Bingöl, Ağrı, Van, Bitlis’te Ermeni çeteleri tarafından katledilen Türklere ait binlerce toplu mezar var…
Türkiye’de faaliyet yürüten, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne onlarca milletvekili sokabilen bir siyasi parti Türkiye’ye soykırım iftirası atabiliyor. CHP milletvekili Sezgin Tanrıkulu örneği, bir diğeri de DEM Partisi. Taşnak ve Hıncak Cemiyetinin devamı gibi hareket ediyor. Türkler gerçekten katliam yapmış olsaydı medyada, siyasette, akademide, iş- sanat camiasında yer alan bu kadar Türk ve Türkiye düşmanı içimizde varlık gösteremezdi. Hadi bunlarla da yüzleşelim.
Ermenistan Başbakanı Paşinyan, kendi vatandaşlarına soykırım demekten vazgeçelim, önümüze bakalım diyor içimizdeki diasporacılar iftira, algı Türkiye’yi cezalandırmak, dünya kamuoyu önünde zor duruma sokmak için sözde soykırım yalanına çanak tutuyor.
Fransız Meclisi, 2012’de, sözde soykırımın inkârını dahi suç kapsamına alan bir yasayı kabul etmişti. Bu kapsamda Ermeni iddialarını reddedenler, bir yıl hapis ve 45.000 avro para cezasına çaptırılacaktı. Fransa Anayasa Konseyi, bu yasayı ifade özgürlüğüne aykırı bularak iptal etse de Ermeni diasporasının Fransa ve Avrupa siyaseti üzerindeki etkisi anlaşılmış oldu.
ABD, Fransa, Hollanda, Almanya ve İtalya gibi Batı ülkelerinin tarihi sömürgecilik ve soykırım üzerine kuruludur. Herkesi suçlu ilan ederek bu tarihi gerçekleri perdeleyeceklerini zannediyorlar. Kendilerinde olanı başkalarına yansıtarak sorumluluktan kaçma eğilimleri biliniyor. İki yüzlülükleri en son Gazze’de patlak verdi. Gazze’de yaşanan soykırıma destekleri resmi olarak tescillendi.
Bu ülkelerin sözde Ermeni soykırımı iddiaları ile Türkiye’ye suç isnat etmelerinin karşılığı yok. Türkiye’nin soykırım suçu işlemediği tarihi belgelerle kanıtlanmıştır. Osmanlı Devleti’nin 1915 yılında çıkardığı “Tehcir Yasası” vatan savunması mücadelesi verirken uğradığı ihanetler ve vahşet karşısında almak zorunda kalınan önlemlerden ibarettir.
Ermeni soykırımı iddiaları tarihin en büyük yalanıdır. Ermeni asıllı Gazeteci Hrant Dink bunu defalarca dile getirdi ve belki de bu yüzden öldürüldü. Ermeni soykırımı yalanına karşı Türkiye’yi haklı bunan yabancı akademisyenlere, tarihçilere davalar açıldı, linçe uğradılar, tehdit edildiler.
Jeo Biden, sözde Ermeni soykırım iddialarını sahiplenerek ABD'nin “insan haklarını savunmaya ve hoşgörüsüzlüğe karşı sesini yükselteceği, nefret ve korkuyu umut ve iyileşme ile karşılamayı sürdüreceği, herkesin insan onuru, güvenlik ve saygı ile yaşayabileceği bir gelecek arayışında olmaya devam edeceği” yönünde açıklamalar yapıyor.
Aynı anda ABD genelinde üniversitelere yayılan Gazze eylemlerinde İsrail'e desteğin kesilmesini isteyen öğrenci ve hocalar, Joe Biden yönetimi tarafından güç kullanılarak bastırılmaya çalışılıyor. Ters kelepçe takılarak, yerlerde sürüklenerek gözaltına alınanlar arasında profesörler ve çok sayıda öğrenci bulunuyor.
ABD ve Avrupa ülkeleri Gazze’de yaşanan soykırıma verdikleri desteğin altında kalacak. Bilinç oluştu. Gazze’ye destek gösterileri tüm baskı ve tehditlere rağmen artarak devam ediyor. Halk Gazze ve Filistin’in yanında…
Türkiye soykırım yaptı yalanıyla hareket edenlerin, Türkiye’ye özgürlük, demokrasi dersi verenlerin gerçek yüzü bütün çıplaklığı ile ortaya çıktı. Türkiye bu tarihi süreci doğru okuyup doğru değerlendirirse tarih sahnesindeki yerini en güçlü şekilde alır…