Teğmenler kararı öncesi hayati bir hatırlatma

Millî Savunma Bakanlığı Yüksek Disiplin Kurulu (YDP) muhtemelen önümüzdeki perşembe günü, geçen yıl 30 Ağustos’taki Kara Harp Okulu resmî mezuniyet töreni sonrasında bir grup teğmenin verilen emirlere uymayarak iptal edilen eski metni topluca okumaları, kılıç şaklatarak ''Mustafa Kemal’in askerleriyiz'' sloganı atmalarının ardından başlatılan disiplin soruşturmasındaki kararını açıklayacak.

Yaklaşık 300’e yakın yeni mezun teğmeni yönlendirerek alanda adeta korsan eylem yaptıran 5 teğmen ''Türk Silahlı Kuvvetleri'nden ayırma'' cezası istemiyle Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk edilmişti.

Teğmenlerin tören sırasındaki alay, tabur ve bölük komutanları hakkında da soruşturma başlatılmıştı.

MSB kaynakları soruşturmayla ilgili olarak "Burada sorgulanan, disiplinsizlik ve bunun hangi motivasyonla yapıldığıdır" ifadelerini kullanmıştı.

Millî Savunma Bakanlığı açıklamasında mezun olacak teğmenlerin, mezuniyet töreninde eski metni okumak için yedi kez başvuruda bulunduğu, ancak izin verilmediği belirtilmişti.

DİSİPLİNSİZ TEĞMENLER HANGİ MESAJI VERDİ?

Ebru Eroğlu ve arkadaşları izin verilmemesine rağmen bu korsan eylemi yaparak çeşitli siyasal mesajlar verdiler:

-Resmî törende okutulan yemin bizim yeminiz değil.

-Ona uymuyoruz ve bizim resmî tören yeminimiz budur.

-Eğer izin vermezseniz, biz böyle örgütlenir, kılıç kalkan ekibi gibi kılıçları şaklatır, o sizin okunmasın diye emir verdiğiniz yemini okuyup gereken mesajı da veririz.

TÖREN SIRASINDA, TÖREN SONRASINDA TAKİYESİ

Bu işin beş planlayıcısından biri olan Teğmen Ebru Eroğlu ifadesinde “Verilen emrin tören için geçerli olduğunu tören sonrasına yönelik herhangi bir emrin olmadığını” söylüyor. Yetişmiş bir subayın öncelikle yalan söylememesi gerekir. Her başvuru sonrasında, ister tören öncesi ister sonrası, isterse tören esnasında kendilerine komutanları tarafından YAPMAYIN denmiş. Artık o konuda kesin talimata yani yapmaması gerektiğini bildiren talimata, emre uyması gerekir.  

Kaldı ki sen komutanına “Tören sonrası bu yemini edebilir miyiz?” diye sordun mu?

Hayır.

Komutanın senin aklındakini ve arkadaşlarınla planladığın bu organize eylemi nereden bilsin?

Yani verilen “Emrin tören için geçerli olduğunu tören sonrasına yönelik herhangi bir emrin olmadığını” söyleyerek bu organize siyasal gösteriye bir kılıf uydurması karar vericilerin aklı ve izanıyla alay etmek anlamını taşıyor.

BIRAKIN TÖREN SONRASINI, SOKAKTA VE MEYDANDA BİLE YAPAMAZSINIZ

Askerlikte şurası çok nettir.

Verilen emre ve yasaklara uyulur.

Eğer bunu mezun olan teğmen bilmiyorsa yandı gülüm keten helva.

Ondan artık ne köy olur ne kasaba.

YAPMA diye talimat verildiğinde, bırakın tören sonrasını, o yeminli gösteriyi sokakta, meydanda bile yapamazsınız. Misal, bugün 200 teğmen çıkıp durup dururken şehrin meydanlarında bu yemini okusa ya da hep birlikte marşlar söylese ne düşünülür?

Ne oluyor arkadaş, darbe hazırlığı mı yapıyorsunuz, siz kışlanın dışında bu türden eylemleri hangi maksatla yapıyorsunuz diye derhal haklarında soruşturma başlatılmaz mı?

Subaylar, askerler sadece kışlada değil kışla dışında da yaptıklarından sorumlu tutulurlar. Bu bir sır mı?

EĞER 200 TEĞMEN DE TÖREN SONRASI “TEKBİİİR” DİYE BAĞIRSAYDI…

Eylem kamuoyunda büyük tepkilere sebep oldu ve çokça tartışıldı. Eleştiriler ve tepkiler giderek artınca muhalif çevreler olayı hafife alıp çeşitli söylemlerle sulandırmaya çalıştılar:

-Ne olacak canım bir grup genç teğmen tören bittikten sonra kendi aralarında eğlenmişler.

-Ne var ki kep atma gibi bir şey bu

-Mustafa Kemal’in askerleriyiz demek suç mu, nesine karşısınız?

Peki, onlara bir soru.

Misal 200 teğmen de tören sonrasında “Tekbiiir” diye seslenip “Ya allah, bismillah, Allah ü ekber” nidalarıyla ortalığı inletselerdi ne düşünülürdü?

Söyleyeyim ben size.

Bugün bu Ebru Eroğlu öncülüğündeki teğmenleri şekerleştirenler derhal ortalığı inletirlerdi.

İki yüzlü ve samimiyetsiz olmamak gerek.

DAKİKA BİR GOL BİR; ASKER YALAN SÖYLEMEZ

Teğmen İZZET TALİP AKARSU savunmasında eylemin planlı olmadığını beyan etmiş.

Oysa bu eylemin planlı olduğu çok bariz. Üstelik bunun planlı olduğunu ifadesinin bir sonraki bölümünde WHATSAPP GRUBU KURDUKLARINI belirterek şöyle ifade ediyor:

“Törenden önceki gün aramızda Teğmen Eroğlu ile ant okumaya yönelik bir konuşma geçti. Daha sonra tabur whatsapp grubunda taleplerinin komuta kademesi tarafından kabul edilmediğini arkadaşlarıyla paylaştım ve siyasi anlama gelecek veya yanlış anlaşılabilecek paylaşımlar yapmamaları konusunda onları uyardım.”

Asker yalan söylemez. 

OLMADIĞINI SÖYLEDİKLERİNDEN OLANI GÖRÜYORUZ

Nereden baksan dökülüyor ve buram buram itiraf kokuyor planlı ve organize bir eylem olduğu bu savunmadan. WhatsApp grubu kurmaları, bir önceki gün Teğmen Eroğlu ile konuşmaları, arkadaşlarını siyasi paylaşım yapmamaları konusunda uyarmaları…

Peki neden uyarıyorlar SİYASİ KONUŞMALAR YAPILMASIN diye…

Demek ki siyasi konuşmalar yapılıyor kendi aralarında ve belli bir fikir birliği mevcut.

Düşünülmez mi bunlar ideolojik olarak formatlanmışlar ve ordunun içinde klik oluşturuyorlar diye.

Hele 30 Ağustos’ta cami açılışı yapılacağının ilan edilmiş olması tamamını çileden çıkarmış…
Yazışma gruplarındaki söylemlerinin akıllara ziyan hakaretlerle dolu olduğu ileri sürülüyor. “O cübbeleri, seccadeleri, tesbihleri alıp…” diye başlayan cümlelerden söz ediliyor

“BİZ VERİLEN EMRE İTAAT ETTİK TÖRENDE RESMİ YEMİNİ OKUDUK!..”

Öyle demişler savunmalarında.

Yok, bir de etmeseydiniz. Törende de okumasaydınız. Cumhurbaşkanının karşısında, komutanların ve bakanların karşısında verilen emre uymasaydınız.

Şaka mısınız siz yahu.

Atatürk’ün askeri bir talebe YAPAMAZSINIZ, YAPMAYIN talimatı verilmişse itaat etmek zorundadır.

Törende ya da tören sonrasında.

Sokakta ya da meydanda.

Onun ötesinde davranış sergileyenler Mustafa Kemal’in çakma askerleri olurlar.

EBRU EROĞLU’NUN SAVUNMASINDAN

Eroğlu, yaptığı eylemin kesinlikle Türk Silahlı Kuvvetleri’ni tartışmaya açma ya da itibarını zedeleme gibi bir amaç taşımadığını belirtmiş.

Öyle görünüyor ki tam tersine tartışmaya açtı ve bununla da kalmadı TSK’da disiplinsizliğin ve geçmişteki darbeci fraksiyoner gruplar oluşturma hastalığının nasıl da nüksedebileceğini ortaya çıkardı.

Aslında bir bakıma faydalı oldu bu. Darbelerle malul demokrasimiz açısından tabii.

KİMSE DURUMDAN VAZİFE ÇIKARMASIN

Teğmen Ebru Eroğlu ve ona eşlik edenler tuhaftır, 15 Temmuz sonrası kaldırılan bu PARALEL YEMİNİ gözümüzün içine baka baka dayatıyor.

Şunu söylemek isterim ona ve kılıç çektirdiği diğer genç teğmenlere. 

Türkiye Cumhuriyeti devleti milletiyle birlikte demokrasiyi, dolayısıyla onun kapsadığı laikliği korur. 

Sizler kanunun hükmündeki gibi vatanı koruyun yeter.

Millet; esnafı, ev kadını, öğretmeni, öğrencisi, mühendisi işçisi, doktoru bankacısı, imamı cemaati15 Temmuz’da bu ordunun şanlı üniformasını giymiş hainlere dersini meydanlarda köprülerde verdi. Vatan sevdalısı polislerle, vatansever askerlerle, yargı mensuplarıyla el ele ve birlikte.

Kimse kendine DURUMDAN VAZİFE çıkarmasın.

VE BİR HATIRLATMA YENİDEN 

Sonuçta “Ne olmuş ki çocuklar eğlenmiş mezuniyet sonrası işte” zevzekliğiyle geçiştirilecek gibi durmuyor mesele.

Ne eğlencesi?

Türk Silahlı Kuvvetleri’ne Peygamber Ocağı diyorlar değil mi?

Herhalde Ocakbaşı denmiyor.