Teşkilat ne iş yapar?
*754 sandık kurulu başkanı kanuna aykırı olarak belirlendi. Bu şekilde oluşan sandık kurullarının yaptıkları seçim, iş ve işlemlere itibar edilemez. Seçim neticesine müessir (etkili) görüldü.
*Kanuna aykırı belirlenen 754 sandıkta oy kullanan seçmen sayısı 212 bin 276. İki parti arasındaki oy farkı ise 13 bin 729.
*İstanbul genelinde 18 sandıkta sayım döküm cetveli yok. 90 sandıkta ise sandık kurulu imzaları bulunmuyor. Sayım döküm cetveli olmayan ve imzasız olduğu için ‘yok hükmünde’ değerlendirilen 108 sandıktaki oy kullanan seçmen sayısı 30 bin 281.
*İtiraz üzerine yapılan incelemeler sonucunda 377 kısıtlı, 224 zihinsel engelli kişi seçimlerde oy kullandı.
*6 sandıkta ölü olan kişilerin yerine, 41 sandıkta tutuklu ve taksirli suçlardan hükümlülerin yerine, 58 sandıkta ise cezaevinde bulunan hükümlülerin yerine oy kullanıldı.
*CHP lehine geçerli sayılan ancak usulüne uygun bir sayımda, geçersiz olması gereken oyların toplamı 35 bin civarında. Bu oy sayısı seçimlerin sonucunu doğrudan etkiliyor.
Bence bu gerekçeler bir seçimin iptali için yeterli gerekçeler…
Ancak işin başka bir boyutu daha var…
Gerekçelere bakarak söylüyorum…
Sandık kurul başkanları hariç, diğer tespitlerin tamamı AK Parti İstanbul İl teşkilatını bire bir ilgilendiriyor. Bütün bunlar yapılırken neredeydiniz? Bu usulsüzlüklere nasıl göz yumdunuz? Bir partinin teşkilatları özellikle seçim günlerinde teyakkuz halinde olmaz mı? İşin içinde FETÖ bile olsa, 15 Temmuzdan ders almadınız mı?
Bu soruları, kamuoyunun neredeyse hiç tanımadığı ancak 31 Mart seçimlerinden sonra televizyon ekranlarından eksik olmayan AK Partili isimlere soruyorum…
Ve son olarak, AK Parti hareketinin lideri Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, 31 Mart seçim sürecinde yaptığı bütün mitinglerde teşkilata yönelik uyarılarında ne kadar haklı olduğunu söylemek isterim.