TFF Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu taraftarlara seslendi! 3 şeye vurgu yaptı! Montella'nın geleceğini açıkladı
TFF Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu, yeni sezon öncesi taraftarlara seslenerek tarafsız, adil ve adaletli yönetim çağrısı yaptı. Hacıosmanoğlu, “Tarafsızlığımızdan zerre kadar endişe etmesinler. Futbolun asıl sahibi olan cefakar taraftarlara sesleniyorum. Biz sahada başarıların kazanılmasının teminatıyız. Bunu hiçbir zaman unutmasınlar. Adil ve adaletli yönetim sergileyeceğiz tüm unsurlarla” dedi. Hacıosmanoğlu, A Milli Takım teknik direktörü Vincenzo Montella'nın görevine devam edeceğini söyledi.
Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu, 9 Ağustos’ta başlayacak Süper Lig öncesi yayıncı kuruluş BeIN Sports’ta Güntekin Onay’ın sorularını yanıtlayarak değerlendirmelerde bulundu.
İbrahim Hacıosmanoğlu’nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
"Biz zaten futbol ailesinin içinden geliyoruz. Daha önce Kulüpler Birliği toplantısında Sayın Ahmet Nur Çebi, o dönem Beşiktaş başkanıydı, adayımız Hacıosmanoğlu dedi. Ben o dönemde futbolun içine girmek istemiyordum. Sonra süreçte Türk futbolunun bir güvensizlik ortamına sürüklendiğine hep beraber şahit olduk. İnsanlar adil ve adaletli bir ortam istiyor, güven ortamı istiyor. Biz de futbol ailesinin içinden geliyoruz, kalbimizde taşıyoruz her şeyi. Servet Yardımcı adaylığını açıkladı, Büyükekşi de milli takım sonuçlarını bekliyordu adaylık için. Türk futboluna hizmet edecek irade bizde olduğunu çevremiz, ailemiz, kulüp başkanları söylüyordu. Tarafsızlığımıza inana sağduyulu insanlara teşekkür ediyorum.''
“HAKSIZLIĞA UĞRAYANLAR BİZİ UMUT IŞIĞI OLARAK GÖRDÜ”
''Ben Avusturya'yı yendikten sonra şampiyon olacağımıza inanıyordum, öyle bir inancım vardı. Adaylığımı açıklamadım, milli takıma zarar vermemek için. Hiç olmayacak şekilde Hollanda'ya elendik, elendikten sonra adaylığımı açıkladım. Sağ olsun Doğu, Güneydoğu, İç Anadolu, Ege, Akdeniz, Karadeniz tüm bölgelerden, daha çok adaletsizlikten ezilen Anadolu diye tabir edilen, haksızlığa uğrayanlar bizi umut ışığı olarak gördü. Birebir konuşmalarda o hissiyatı hissettik. Sonuçta Türk futboluna adil adaletli, sportif başarıların sahada kazanılacağı konusunda teveccüh gösterdiler. 12 günlük çalışma sonunda sağduyulu insanlar bize güvenerek bu görevi tevdi ettiler. Tek talimat verdim, renk ayrımı yok, güçlü ayrımı yok. Tek durum var, haklı olan güçlüdür."
“AMACIMIZ TÜRK FUTBOLUNA HİZMET ETMEK”
"Tek başımıza olacak iş değil. Çok büyük sorunlar var. Her ligin sorunlarını teknik ekipler kurarak kulüplerle istişare halinde, futbolun marka değerini koruyacak şekilde kararlar almaktır. Sorunlar çok ama bunları ortak noktada, amaç marka değerini yükseltmekse, istişare halinde çözmek çok kolay. Ben yaptım oldu dersen çözemezsin. Amacımız bu şekilde Türk futboluna hizmet etmek."
“HERKESE EŞİT MESAFEDE OLURSANIZ KAOS ORTAMI OLMAZ”
"Çok basit... Türk futbolunun adil ve adaletli yönetime ihtiyacı var. Asıl güvensizliği yaratan bu. Bunu sağlamak zor değil. Kaypak olursanız, her hafta birine yaranmaya çalışırsanız kaos ortamı oluyor. Kaypak olmaya gerek yok. Doğru ve adaletli olup, renk güç ayrımı yapmadan herkese eşit mesafede olursanız kaos ortamı olmaz. Cenabı Allah'a şükürler olsun ki o iradeye hakimiz, o irade bizde var. Onu uygulamak için zorlanmaya gerek yok. Adil ve adaletli olacaksınız, herkese eşit mesafede olacaksınız. Futbolun patronu diye bir şey yok. Bize teveccüh gösterilmiş, başkan seçilmişiz. Saha içinde başarıyı yakalamak isteyenin hizmetkarıyız. Saha dışında manipüle etmeye çalışanlar, geçmiş hayatımızda baktıklarında olaylara karşı vermiş olduğumuz tepkilerden nelerle karşılaşacaklarını anlarlar."
“TÜRK FUTBOLUNA BARIŞ, KARDEŞLİK GETİRİRSİNİZ. BUNU YAPMAK ZOR DEĞİL. KAYPAKLIK ZORDUR”
"Herkes şunu bilsin. Tarihinde ilk sefer, yönetim kurulu oluşurken dahi bu şunun çocuğu, bu monşerin çocuğu, bu beyaz yakalı diye bakmadık. Hiçbir TFF yönetiminde bu kadar futbolun içinden gelenler yoktur. Kurullar oluştururken de hiç kimsenin tavassutuna bakmadık. Kendi irademizle, adil ve adaletli yönetim gösterecek arkadaşlardan oluşturduk. Söylediğim tek şey var tüm kurullara, vereceğiniz kararlar sizin, ailenin, camianızın, kurumun haysiyeti ve şerefidir. Haysiyet ve şeref meselesi. Buna dikkat edeceksiniz. Çizginin dışına çıkarsanız en büyük hakaret bana yapılmış olur. Öyle bir unsuru içimizde barındırma şansımız yok. O zaman ilkelerimizle hareket edemeyiz. Türkiye'de Merkez Hakem Kurulları konuşuluyor. Türkiye'de oyunun manipüle edildiği yer, kararlarıyla sahadaki hakem yönetimleri. Sahadaki hakemlerin insani hata yapma hakkı vardır dedim. Farklı hatalar olursa... Kulüp başkanlarına söyledim, PFDK'ye sevklerini yasakladım biliyorsunuz. Onu niye yaptım, önce kendimize sonra hakem arkadaşlara güveniyoruz. İlk tepkiyi ben göstereceğim dedim kulüp başkanlarına, bu hatayı ben soracağım. Burada kasıt varsa bizle yürüme şansları yok. VAR'da insani hatayı kabul etmiyorum dedi. İki sefer pozisyonu seyredince ben bile görüyorum, orada hata yapma şansı yok. Önce haysiyetinizi, şerefinizi koruyacaksınız dedim, sonra Türk futbolunun marka değerini yükseltmek için güç, renk ayrımı yapmayacaksınız dedim. Böyle iklim yaratırsanız Türk futboluna barış, kardeşlik getirirsiniz. Bunu yapmak zor değil. Kaypaklık zordur. Viraj alacaksınız, köşe döneceksiniz, karanlık yere gireceksiniz. Adil adaletli olan dosdoğru gider. Sizin doğru gidişinizden rahatsız olan varsa, üzerinden geçer gidersiniz."
"ÇİZGİ DIŞINA ÇIKANLARI EVİNE GÖNDERECEĞİZ"
600 sene dünyayı yönetmiş bir milletiz. Hakemlere baktım, pırıl pırıl gençlerimiz var. Eskiye rağbet olsa bit pazarına nur yağar. Gençleri eğitmek zor değil ki. Ne kadar eğitirseniz eğitin, eskiden, yukarıda bir duruş olmadığı için sizin yetiştirdiğiniz insan bile... Adam bakıyor ki, bir hafta birine, bir hafta birine yaranmaya çalışıyorsun. Hakem öğrendiği kuralları uygulayamıyor. Uygulasa görev alamayacak. Pırıl pırıl gençlerimiz var bizim. Burada bir yapı vardı, akademi kurmuşlar, MHK'nin üstünde, hakem terfilerini onlar yapıyor, çift başlılık yaptılar, onu oradan kontrol etmek için. Böyle saçmalık olabilir mi! Sonra MHK'nin kararlarına kızıyorsunuz, nasıl oluyor diyorsunuz. MHK'yi dikkate alır mı adam, terfi mi vermiyorsun ki sen, dediğini yapar mı! MHK'ye gelir gelmez söyledim, lağvedin MHK'nin içine alın bunu dedim. Gençlerin eksikleri vardır ama eğitimlerini vermek, adaletli olmalarını sağlamak, sahada çıkıp kurallar uygulasınlar. Onlara verilen haksız tepkileri kendimize verilmiş sayacağız. Hakem kardeşlerimize o güveni verirseniz sorunun yüzde 90'ını halletmiş oluruz. Hakem arkadaşlarımızın aldığı paraya bakıyorsunuz... Onların hiçbir şeye ihtiyacı olmaması lazım. Çocuğunun okul taksidini, ev kirasını düşünmemeli. Bir galibiyete 6 milyon lira üstünde para alıyor kulüp. O hakem arkadaş niye doyurucu bir para almasın! Kulüp başkanlarıyla konuşuyoruz, onlar da feragat edecek. Onların şu anda artırdık, iki katına çıkarmayı düşünüyorum. Orada yanlış bayrağa düdüğe hem para hem puan gidiyor. Kafalarında maddi olarak soru işareti kalmasın, sahaya çıkıp adam gibi maç yönetsinler. Bizim çizgimizde gidenlerle devam edeceğiz. Çizgi dışına çıkanları evine göndereceğiz. Şahsiyetimizle oynuyorsa yaptırımlar bizim görevimiz."
“BİZİM İÇİN YENİ ÇIKAN TAKIM İLE ŞAMPİYON TAKIM ARASINDA HİÇ FARK YOK”
"Tarafsızlığımızdan zerre kadar endişe etmesinler. Futbolun asıl sahibi olan cefakar taraftarlara sesleniyorum. Biz sahada başarıların kazanılmasının teminatıyız. Bunu hiçbir zaman unutmasınlar. Adil ve adaletli yönetim sergileyeceğiz tüm unsurlarla. Tüm kurullarla birlikte. Adil ve adaletli bir ortamda belki de Anadolu'dan bir takım sürpriz şekilde şampiyon olabilir. Olmaz diye bir şey yok. Zamanında da oldu. Bizim için yeni çıkan takım ile şampiyon takım arasında hiç fark yok. Ben söyledim, yanlış anladılar. Diyarbakırspor ile Trabzonspor oynuyorsa, ufak bir takdir hakkın da varsa, Trabzonspor'dan yana diye değil Diyarbakırspor'dan yana kullanacaksınız dedim. Ben Trabzonspor başkanlığı yapmış Trabzonsporlu kimliği olan biriyim. Ben demek istedim ki, bu eski Trabzonspor başkanıdır, takdir hakkımı oradan yana kullanayım demeyin, adil olun demek istiyorum. Futbol barış ve kardeşliğe hizmet etsin. Bunu tüm Türkiye'ye yaymak istiyoruz. Amedspor'a sözüm var, başkan olarak seçilirsem Amedspor maçına gideceğim dedim. Diyarbakır'daki maça gideceğiz. Biz bu kardeşliği tüm ülke genelinde yaymak istiyoruz. Bu bir eğlence. Bir anımı anlatayım. Bizim Gökdeniz, Rubin Kazan'a gitmişti, Fatih Tekke Zenit'teydi. Kulüp başkanı ve devlet başkanı davet etti, Zenit - Rubin Kazan maçına gittim. Ellerinde 2.5 litrelik şaşal şişeler var, votka içiyorlar. Bu derbi maçı, bu kadar alkole burada katliam olur dedim. Maç bitti, sonuca bakmadan herkes gitti. Protokolde 2 kırık kamera var. Bizde olsa 200 kamera olur. Adamlar eğlendi gittiler. Biz de eğlence olduğunu topluma iyi anlatmamız gerekiyor. Bu bir eğlence. Bir takım şampiyon oluyor, şampiyon olamayan başarısız mı oluyor. Önünüzde seneler var. Biz o iklimi yaratacağız, kim hak ediyorsa başarıyı da o yakalasın."
YABANCI KURALI
"Sıkışık olan kulüpler vardı. Nefes almaları adına bir karar aldık. Tüm kulüplerle birebir görüşerek hallediyoruz. Bunun bir kritere bağlanması lazım. Avrupa'daki örneklere bakmak lazım. Kulüpler Birliği'nde de söyledim, biz karşılıklı olarak Türk futbolunun menfaatlerini düşünerek almamız lazım. Karar alıp kalıcı yapmalıyız. Hele benim olduğum dönemde, o kuralın esnetilmeden uygulanması lazım. 1-2 sezon sonra, biz burada durduğumuz sürece kural esneyecek mi, hayır esnemeyecek. Sabitleştireceğiz. UEFA, FIFA kriterleri var. Takımlarımızı çok zor şartlar bekliyor. Çözüme kavuşturmamız lazım. Bu şekilde devam ederse büyük takımların da lisans alma şansı olmayacak. Temel sorunlarımız var. İletişim halinde ortak akılla karar alacağız. Aldığımız kararlar kalıcı olacak. Sezon başı, sezon sonu değiştirme olmayacak."
"HER LİGİN KENDİSİYLE EKİPLERİMİZ ÇALIŞACAK"
Taviz vererek bir kurum yönetmeye kalkarsanız bunlarla karşılaşırsınız. Her ligin kendisiyle ekiplerimiz çalışacak, hem kulüplerin hem Türk futbolunun marka değerini koruyacak şekilde kararlar alınacak. Biz olduğumuz sürece, inşallah bizden sonra da, devam edecek. Tavizler verile verile bu noktaya geldik. Bunları kulüplerle birebir istişare çabasına girmedik, yaptık oldu uygulayın dendi. Uygulamaya gelince farklı şeyler oluyor, uygulayamıyorsunuz. 3-5 ay sürecek, tartışacağız ama bir noktada mutabık kalacağız, kuralları kaideleri koyacağız. Kuralları koyarken herkes emin olacak ki bu kurallar esnemeyecek. Esnediği zaman kulüpler yok oluyor. Ortak karar alıp bunu bozmaya çalışanın bizi sevmesine ihtiyacımız yok, bizi sevmesin. Amatörü, 3. Lig'i, 2. Lig'i, 1. Lig'i desteklemezseniz, Süper Lig lokomotif ama besleyecek altyapı oradan geliyor. Sürdürülebilir bir yapı değil ki bu, her sene 10-15 yabancı alacaksınız. Bu milli sermaye ve dışarı gidiyor. Alt liglere, altyapıya önem vermezsen ürün yetişmez. 3. Lig'de 4 grup var, bu olmaz. Bir ilin 3-4 takımı var."
"ADİL, ADALETLİ VE AHLAKLI İLKELERLE AMATÖRDEN YUKARIYA ÇIKARSAK TÜRK FUTBOLU KURTULUR"
"Bir ilde 3-4 profesyonel takım var, her sene insanlar yardım topluyor. İnsanlar bıktı bundan. Her ilin 1 tane, çok çok 2 profesyonel takımı olsa bu iller bunu taşır. Bu sefer onların arasındaki çekişmenin futbola katkısı yok. Bunu dizayn etmemiz lazım. Bu uzun bir maraton. Alttan amatörden başlayıp, onlara ek gelir yaratmamız lazım. Futbol oradan kalkanacak. Sayın Cumhurbaşkanımızın ülkeye hizmetleri ortada, futbola yaptığı hizmetler farklı. Türkiye'de her ilde Avrupa standartlarında statlarımız var. Sayın Cumhurbaşkanımız ile istişare edeceğiz, devlet politikasıyla dibe vurmuş Alman futbolu yapılanmayla yükseldi. Yanlış hatırlamıyorsam, 900 milyon euro'ya yakın parayla okullardan başladılar, 5 sene yapılandılar, dünya şampiyonu oldular. Adil, adaletli ve ahlaklı ilkelerle amatörden yukarıya çıkarsak Türk futbolu kurtulur."
"HAKAN ÇALHANOĞLU ARADI, 'GÖZÜMÜZ AYDIN OLSUN BAŞKANIM' DEDİ"
"Milli Takım'da da sıkıntılar var. Bizim olduğumuz yerde takımda bütünlük olacak. Beni İtalyan bir numara aradı ama kayıtlı olmayan numaraları açmıyorum. Sonra bir mesaj geldi, 'Başkanım ben Hakan Çalhanoğlu, arayabilir miyim?' yazıyordu. Aradı. Kaptan aradığında ilk söylediği 'gözümüz aydın olsun başkanım' oldu. Bir takımın kaptanı gözümüz aydın demez, tebrik ediyorum, hayırlı olsun der. Gözümüz aydın demesinde bile bir mesaj var. Bu futbolcuların öz güvenini yerine getireceğiz."
"VINCENZO MONTELLA İLE DEVAM EDECEĞİZ"
"Güzel bir jenerasyon yakaladık. Hocamız takımın başında. Kendisiyle devam edeceğiz. Süper Kupa maçında görüştük. Toplantı yapacağız. Onlara daha iyi ortamlar sağlamak görevimiz. 9 yaşında kızım var, Hollanda'ya elendikten sonra üzüldü, baba sen Türk futbolunun başına geç, bu bitti ama Dünya Kupası var, şampiyon olacağız dedi. Onun temiz kalbiyle Cenab-ı Allah inşallah nasip eder."