Arkeolojik araştırmalarına tam gaz devam eden uzmanlar, Antik Mısırlı çocuklar hakkındaki yaptıkları son araştırmadan hayli ilginç sonuçlar elde ettiler. Sonuçlar, arkeoloji camiasında kısa süre içerisinde de çok konuşuldu.
Arkeofili'de yer alan habere göre Yeni bir çalışma bulgusu, Antik Mısır’dan mumyalanmış çocukların büyük bir yüzdesinin anemi olarak bilinen kan bozuklukları belirtileri gösterdiğini, bu gençlerin yetersiz beslenme ve büyüme kusurları da dahil olmak üzere bir dizi ilgili tıbbi soruna sahip olabileceğini düşündürüyor.
Örnekleri incelemek için tahribatsız bir yöntem olan tüm vücut BT (bilgisayarlı tomografi) taramalarını kullanan uluslararası bir araştırma ekibi, 1 ila 14 yaşları arasında ölmüş 21 çocuk mumyasının kalıntılarını inceledi.
Ekip, mumyaların kafatasları ile kol ve bacak kemiklerindeki anormal büyüme gibi bozukluğun belirgin belirtilerini arayarak mumyaları anemi açısından değerlendirdi. Araştırmacılar, mumyalardan yedisinin veya incelenenlerin yüzde 33’ünün kalınlaşmış kafatası kemikleri şeklinde anemi belirtileri gösterdiğini buldu.
Dünya Sağlık Örgütü’ne göre bugün, aneminin küresel olarak 5 yaşın altındaki çocukların yüzde 40’ını etkilediği düşünülüyor.
Kahire Üniversitesi’nde radyoloji profesörü ve başkanı ve Mısır Mumya Projesi’nin bir üyesi olan Sahar Saleem, eski Mısır’daki anemi üzerine yapılan bu araştırmanın “eski toplumların sağlık sorunlarına, beslenme yetersizliklerine ve sosyal standartlarına ışık tutabileceğini” söylüyor.
Uluslararası Osteoarkeoloji Dergisi’nde yayımlanan bu çalışma, muhtemelen mumyalanmış çocuklarda anemi varlığını analiz eden türünün ilk örneği olma özelliğini taşıyor. Çalışma ayrıca Mısır’ın çeşitli yerlerinden Eski Krallık’tan (MÖ 3. binyıl) Roma Dönemi’ne (MS 4. yüzyıl) kadar uzanan çocuk mumyalarını içeriyor.
Çalışmaya dahil olmayan Edinburgh Üniversitesi’nden bir biyoarkeolog olan Indigo Reeve, anemiyi “sağlıklı kırmızı kan hücrelerinin veya hemoglobin eksikliği” olarak tanımlıyor. Reeve, bu durumun bağırsak kan kaybına ve besinlerin zayıf emilimine yol açabilen diyet eksiklikleri, kalıtsal bozukluklar ve enfeksiyonlar dahil olmak üzere çeşitli nedenlerden kaynaklanabileceğini söylüyor.
Anemi tipik olarak yorgunluk ve halsizliğe neden olur, ancak aynı zamanda düzensiz kalp atışlarına da neden olabilir ve türüne ve ciddiyetine bağlı olarak yaşamı tehdit edebilir.
Çocukluk çağındaki anemi vakaları, çoğu kemiğin merkezinde bulunan bazı kemik iliklerinin genişlemesine neden olabilir ve bu da, kafatasının beyni tutan kısmı olan kranial kubbenin kalınlaşması gibi garip ve anormal kemik büyümesine yol açabilir. Kemiklerde, özellikle kafatasında gözenekli lezyonlar da görülebilir ve bu da başka tıbbi sorunlara neden olabilir.
Yeni çalışma, mumyalanmış çocuklarda bu anemi ile ilgili sorunların bazılarını ortaya çıkardı.
Kalınlaşmış kraniyal kubbeleri olan yedi vakadan birinde, 1 yaşındaki bir erkek çocuk, hemoglobin üretiminin azalması nedeniyle hafif ila şiddetli anemiye neden olabilen kalıtsal bir kan hastalığı olan talaseminin kranial belirtilerini gösteriyordu. Talaseminin diğer semptomları arasında yetersiz ve olağandışı kemik büyümesi ve artan enfeksiyon riski yer alabiliyor.