Trump'ın bahsettiği “kartlar” Türkiye'de mi?
Trump-Zelensky kavgası aslında “madenler, yer altı zenginlikleri” üzerinden paylaşım kavgasıydı.
Bile isteye kavga ettiler.
Zelesky isteneni vermedi, Donald Trump umduğunu bulamadı. Arka plandaki büyük kriz “kavga ile” şimdilik ötelendi.
Trump; “Elinde kartın yok” dedi. Bakın burası önemli; zira ABD Başkanı bir başka devlet başkanına “kartlardan” açıkça bahsediyor.
Çünkü “Kartlar yeniden dağıtılıyor” denen sürece geldik.
3 ay sonra yepyeni bir Türkiye ile dünyaya açılmamıza ramak kaldı.
3 ay içinde PKK ve türevleri fesh edilecek.
Peki, ya olmazsa?
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın; “Sözler tutulmazsa günah bizden gider. Halen devam eden operasyonlar...” dediği süreç buldozer gibi küresel komprodorları ezip geçer.
Şu anki ortam:
1)Hâlihazırda PKK içeride ve dışarıda nefes alamıyor.
2)Kandil’dekiler İHA ve SİHA'lardan dolayı başlarını dışarı çıkaramıyorlar. Çıkacaklarsa, “Bittik, fesh oluyoruz” demeleri elzemdir.
3)Esed’in devrilmesiyle birlikte Suriye ve Türkiye tam mutabakatı YPG ve benzerlerini sıkıştırdı.
4)İsrail-ABD-Rusya denklemindeki Suriye sahasında tamamı zayıflayarak “Türkiye sahasına” evrildi.
5)Hizbullah ve İran zayıfladı. Bunlar özü itibariyle bize düşman değiller ama sahada çıkar çatışması yaşandığını biliyoruz.
5)Rusya kendi savaşını veriyor, Suriye’de dar alanda kısa paslaşmalar yapmaya çalışıyor, ama eski gücü kayboldu.
6)ABD Başkanı Trump beklediği anlaşmaları henüz yapamadı. Elindeki tüm kartları açan yeni ABD yönetimi umduğunu bulmuş değil...
7) HÜLÂSA; bölgesel ve küresel denklem Türkiye’den yana!
Türkiye’nin doğru hamleleri birçok “koz ve kart sahibi” olunmasını sağladı.
Şimdi bu kartlar zaman içinde birer birer “kazanım” olarak dönecek.
PKK ve türevleri tarih olunca Türkiye ne kazanır?
Büyük bir insani, siyasal ve sosyolojik yükseliş dönemi başlar.
Terör örgütü kalmayacağı için “teröre destekten dolayı” atanan kayyım süreci biter ve “Kayyımsız Türkiye” devri başlar. Demirtaş ve Osman Kavala tartışması tarihe karışır.
Terörle mücadeleye aktarılan mesai bundan sonra ülke ekonomisine akmaya başlar.
“DEMİRTAŞ VE BAHÇELİ”
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin Öcalan çağrısı kadar Demirtaş’ı araması da tarihi bir eşiktir.
Bahçeli aramadan bir gün önce Demirtaş’ın bir yazısı yayınlandı.
Selahattin Demirtaş orada eski üslubunu bırakmış, yıllarca hapis yatmasına rağmen kendi derdini bırakıp sürece destek vermişti.
Demirtaş’ın 28 Şubat günkü yazısında altını çizdiğim bölümler şöyle:
*Devlet Bahçeli, Recep Tayyip Erdoğan ve Abdullah Öcalan’ın merkezinde oldukları yeni arayış, Ramazan ayına girerken ilk meyvesini verdi. Her biri, temsil ettikleri kesimlerin en güçlü isimleri olan bu liderlere çok güvenen de var, güvenmeyip kaygı duyanlar da.
*Değerli kardeşim, silahı ellerinde tutanlar artık savaşı bitirmeye karar veriyorsa sen bunun tam olarak neyinden rahatsız oluyorsun?
*”Bu iş bu kadar basit mi, altında bir bit yeniği yok mu?” diye tereddütlüysen sana da şunu söyleyeyim kardeşim: Bu iş bu kadar basittir. Ama bu “basit” şeyi gerçekleştirebilmek çok ciddi bir çalışmayı, çabayı ve planlamayı gerektirir.
*Erdoğan, Bahçeli ve Öcalan… Allah hepsine uzun ve sağlıklı ömür versin ama hayatlarının son dönemecinde Orta Doğu barışı, tarihi Kürt - Türk barışı için inisiyatif almış bu üç liderin başarılı olabilmeleri için ben elimden gelenin fazlasını yapacağım.
*“Peki ya seçim?” diyorsan o da senin işin, senin kararın, senin iradendir canım kardeşim. Sen halksın, son kararı sen verirsin. Kimse bugün senden Erdoğan’a, Bahçeli’ye veya DEM Parti’ye ya da CHP’ye oy vermeni istemiyor, barış ağacına bir damla suyu da senin vermen isteniyor.
*Ben, Gabar’da nöbetteki asker kardeşimin de Kandil’deki öz kardeşimin de ölmesini istemiyorum. İkisi de birbirine kurşun atmayı bıraksınlar. Önce bin yılın hatırıyla doya doya Türk, Kürt birbirimize sarılalım, sonrası siyasi mücadelenin, siyasetçilerin işidir, bizim işimizdir.
İşte Selahattin Demirtaş’ın bu yazısından bir gün sonra Devlet Bahçeli ile telefon görüşmesi gerçekleşti.
Tarihi bir süreçten geçiyoruz.
“Terörsüz Türkiye” elbette “Terörsüz Türkiye bölgesini” de getirecek ve sınır ötesinde yeni terör yapılanmalarının önüne geçilecektir.
“ANKARA’DA GÜNDEM”
Ak Parti ve MHP'nin gündemi: Ekonomi.. Terörsüz Türkiye.. Deprem bölgesi konutlarının bitirilmesi.. Gazze.. Suriye.. Rusya-Ukrayna Barış görüşmelerine arabuluculuk.. İstihdam...
CHP'nin gündemi: Diploma.. CB aday adayı.
SON SÖZ: Mübarek Ramazan ayında hâlâ insanların kutsallarının önüne set çekmeye çalışanları görüyoruz. Özellikle Türkiye’nin en büyük holdinglerinde “Türkiye ve İslam karşıtlarının” olması ülkemiz adına büyük bir kayıptır. Ancak karşılarında eskisi gibi “susup dinleyen kitleler” yok! Bir millet uyandı ve bir daha uyumaya niyeti yok. Herkes istediği hayatı zaten yaşıyor, ancak mukaddesat düşmanlarına göz açtırmayalım.