Tüm bilinenler değişebilir! Hayatımızı Dünya'ya çarpan o meteora borçlu olabiliriz

Harvard Üniversitesi bünyesinde yapılan araştırma kapsamında bilim insanları Dünya'da yaşamın nasıl oluştuğuna dair yeni bulguları ortaya koydu. Dünya'ya çarpan dev gök taşlarının erken yaşam üzerindeki etkilerini incelemek için Güney Afrika'daki meteor kalıntılarını analiz etti.

Tüm bilinenler değişebilir! Hayatımızı Dünya'ya çarpan o meteora borçlu olabiliriz

Yeni bir araştırma, 3,26 milyar yıl önce Dünya'ya çarpan bir meteorun gezegende erken yaşamı tetiklemiş olabileceğini ortaya koydu. Harvard Üniversitesi bünyesinde yapılan araştırmanın sonuçlarında, dinozor neslinin tükenmesine neden olan gök taşından "50 ila 200 kat daha büyük" S2 meteorunun yaklaşık 3,26 milyar yıl önce Dünya'ya çarptığı belirtildi.

GÖKTAŞI ÇARPMASI YIKIM DEĞİL YAŞAM GETİRDİ 

Gök taşı çarpmasının Dünya'ya sadece yıkım getirmediği, aksine erken yaşamın gelişmesine yardımcı olduğuna dair kanıtların bulunduğu ifade edilen araştırmada, çarpmanın tsunamiye ve "kısmi okyanus buharlaşmasına" da neden olduğu aktarıldı.

Araştırmada, çarpma etkisinin çevreye fosfor yaydığı ve tsunaminin de demir açısından zengin derin suları yüzeye çıkardığı belirtilerek, bunun da Dünya'da yaşamı tetiklemiş olabileceği kaydedildi.

DÜNYANIN GELİŞMESİNE İMKAN SAĞLADI 

Araştırmanın baş yazarı Harvard Üniversitesinden Profesör Nadja Drabon, yaptığı açıklamada, gök taşı çarpmasının yaşam için "felaket" getirdiği düşüncesinin hakim olduğunu belirterek, yaptıkları çalışmanın bu çarpmaların Dünya'da yaşamın gelişmesine de imkan tanıdığını gösterdiğini ifade etti.

 Drabon, bulguların Dünya'ya çarpan gök taşlarının erken yaşamın gelişmesine neden olduğu fikrine katkıda bulunduğunu kaydederek, "Öyle görünüyor ki çarpışmadan sonraki yaşam, çiçek açmasına izin veren elverişli koşullarla karşılaştı." ifadesini kullandı.

Bundan 66 milyon yıl önce dinozorların neslini tüketen göktaşı yaklaşık 10 kilometre genişliğinde ve neredeyse Everest Dağı yüksekliğindeydi. S2 göktaşı ise 40-60 km genişliğindeydi ve kütlesi 50-200 kat daha fazlaydı.

Dünya, oluşmasından 1,5 milyar yıl sonra bu göktaşının çarptığında bugünkünden çok farklı görünüyordu. Yüzeyinin büyük kısmı sularla kaplıydı ve sadece birkaç kıta denizden belirmiş haldeydi. Tek hücreli mikroorganizmalardan ibaret olan yaşam ise çok basit formdaydı. Barberton Greenstone Belt'in doğusundaki çarpma alanı, bir meteor çarpmasının kalıntılarının bulunduğu Dünya'daki en eski yerlerden biri.

Bu bölgeye üç kez giden Prof. Drabon ve ekibi çarpışmadan geriye kalan küçük kaya parçalarını arıyorlardı. Topladıkları yüzlerce kilogram kaya parçasını analiz için laboratuvara gönderdiler. Ekip, S2 göktaşı Dünya'ya çarptığında nelere yol açmış olabileceğine dair şu öngörülerde bulunuyor:

Göktaşı 500 km'lik bir krater açmış ve inanılmaz hızlarda fırlayan kayaları toz haline getirerek dünyanın etrafında dönen bir bulut oluşturmuştu.

Prof. Drabon bu manzarayı, “Bir yağmur bulutu düşünün, ama su damlacıkları yerine, gökyüzünden yağan erimiş kaya damlacıkları gibi” diye tarif ediyor.

DEV TSUNAMİ OLUŞTURDU

Bilim insanlarına göre çarpmanın etkisiyle dev bir tsunami oluşmuş, deniz tabanını parçalayıp kıyı şeritlerini sular altında bırakmıştı.

Tüm bu enerji, okyanusları kaynatarak onlarca metre suyun buharlaşmasına neden olan büyük miktarda ısı üretmiş, ayrıca hava sıcaklığını da 100C'ye kadar arttırmıştı.

Gökyüzü toz ve parçacıklardan oluşan kara bir bulutla kaplanmış, güneş ışığı bu Dünya’ya sızamadığı için fotosenteze dayanan karadaki veya sığ sulardaki basit yaşam yok olmuştu.

Araştırma "Proceedings of the National Academy of Sciences (PNAS)" dergisinde yayımlandı.​​