Türkiye, emekli ve memur Cumhuriyeti mi?

Bana niye kızıyorsunuz?

Türkiye’de emekli ve memur sayısı 21 milyonu aştı!

Çoluğu çocuğuyla 85 milyonluk ülkemizin 21 milyonu emekli ve memurlardan oluşuyor.

Ona birazdan değineceğim, ama önce şunu söyleyeyim; İzmir Büyükşehir Belediyesi işçi çıkarırken bunu tüm kamuoyuna duyuruyoruz, ama birileri sus pus oluyor.

Esenyurt Belediyesi, Iğdır Belediyesi ve birçok CHP’li ve DEM’li belediye işçi çıkarırken susanlar var.

CHP’de kayınbirader, bacanak, baldız atamaları almış başını gitmiş.

İktidarı “Akrabalara atama…” falan diye eleştirenler buldukları ilk fırsatta belediyelere akrabalarını doldurmaya başladılar.

Haksız mıyım?

Bu sebeple siyaseti falan kenara bırakın, ya bizler neyin peşindeyiz?

Türkiye’nin yarısı emekli olmak istiyor, kalan yarısı devlet memuru olmak istiyor. Arada kalanlar da çalışıyor. Ondan sonra hep beraber oturup ülkenin gelişmesini bekliyoruz.

Nerede özel sektörde yepyeni istihdam alanı açacak ve bu alanlarda çalışacak insanlarımız?

Bu hususta özel sektör kontrol ediliyor mu? Maaşlar yeterli mi? Buna kimler bakıyor?

Bu arada alnının teriyle çalışan memurlarımıza bir şey dediğim yok; ama bir ülkede herkes “memur olmayı” hedeflerse o ülke nasıl gelişecek?

Yıllarca alın teri dökmüş, sonunda emekli olmuş vatandaşımıza bir şey dediğim yok; ama 45-50 yaşında hangi ülkede emeklilik var?

Türkiye’de 18 yaşını geçmiş her 4 kişiden 1’i emekli olmuş.

An itibariyle 16 milyon 154 bin 322 emekli var.

Ülkemizde 5 milyon 238 bin 424 devlette çalışan memur var.

Yani emekli ve memur sayımız 21 milyonu aşmış!

“Emeklilikte yaşa takılanlar” 1999’da mağdur oldular. Bu mağduriyet giderildi. Ama şimdi yepyeni taleplerin tamamı karşılandığı takdirde neredeyse ülkede herkes emekli ve memur olacak.

Benim derdim iktidar-muhalefet falan değil; benim derdim sistem!

“Sistem bozuldu mu?” diye sorarsanız “Evet, sistemde adalet mekanizması sekteye uğradı” derim.

Daha önce 1 milyon 800 bin kişi “en düşük emekli maaşı” alırken şu anda bu sayı 3 milyon 750 bin kişiye çıktı. Yani refah seviyesi artmalı iken “en düşük alanların sayısı” arttı.

GELİN, BU MEVZUYA MADDE MADDE BAKALIM:

1) Emekli maaşlarındaki aylık oranlarında eski tarihlere nazaran düşme var.

2) En düşük maaş olan 12 bin 500 TL ile geçinmek çoğu kişi için mümkün değil.

3) Ak Parti’ye gönülden bağlı olan, başka partiye asla oy vermem diyen, CHP’yi sonuna dek eleştiren seçmen kitlesinin önemli bir bölümü an itibariyle “kırgın” pozisyonuna geçti.

4) 8 Eylül ve öncesi sigortalı olanlar emekli oldular. Eğer Ak Parti hükümeti EYT yasasını çıkarmasaydı kimi 3, kimi 6, kimi 15 sene “emekli olmak için” beklemek zorunda kalacaktı. Fakat SSK’sı 8 Eylül’den bir gün sonra başlayanlar bu kez itiraz ediyor. Bu durum için “kademeli emeklilik gelsin” diyorlar. Hacı kardeşiniz olarak, “Tamamen haksızsınız” diyemem. Ben de olsam birkaç gün yüzünden 15 sene beklemek zoruma giderdi.

5) Ne yaptıysak kendimiz yaptık? Hep beraber el birliği ile “EYT çıksın” dedik. “Ama efendim ben öyle bir şey demedim” diyenler var. Ya bırak lütfen, neredeyse herkes “EYT çıksın” dedi. Bu sefer sisteme küt diye 5 milyon emekli eklendi. Hal böyle olunca da maaşlar düşük kalmaya başladı. Yani sistem bozuldu.

6) “EYT sebebiyle maaşlar düşük kalsın” demek de çözüm değil.

Peki; “sistem bozuldu” diyerek bu mevzu sarmal halinde devam mı edecek?

Hayır!

Şimdi hükümetin önündeki en büyük imtihanlardan birisi “emekli maaş oranında adalet” sağlanması olacak.

Dış politikada, savunma sanayisinde, ihracatta, tarım ve hayvancılıkta, üretimde, istihdamda başarılı olan hükümet şimdi “emeklilik sisteminde” başarılı olursa 2028 seçimlerini de kazanır; ama her alanda başarılı olsanız bile “emekli maaşı” konusu böyle giderse toplumun önemli bir kesimi sandığa giderken “kırgınlık” hisseder.

SON SÖZ: Emeklilik, memurluk, para, pul falan derken “ahlak ve maneviyat” nereye gidiyor, hiç dönüp bakıyor musunuz? İdealleri kaybolan bireyler topluluğuna dönüşürsek milletçe bunu telafi etmemiz nesiller sürer. Çocuğunuz kul hakkı yemenin kötü olduğunu biliyor mu? Çocuğunuz, torununuz dua biliyor mu? Çocuğunuz zekât vermenin önemini biliyor mu? Çocuğunuz Hz.Muhammed(SAV)’in nasıl biri olduğunu biliyor mu?