Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Deniz Bilimleri Enstitüsü'nün verilerine göre Marmara Denizi'nde, Karadeniz suyunun bulunduğu ilk 30 metrelik tabakada oksijen değeri litrede 8-9 miligram olarak ölçülürken, 30 metreden itibaren başlayan Akdeniz suyunda 1 ila 2 miligrama, denizin tabanından itibaren 300 metreye kadarki tabakada ise 1 miligramın altına düşüyor.
Bu nedenle Marmara denizinde oksijen her geçen gün tükeniyor. Kocaeli, Tekirdağ, Edirne, Kırklareli, Yalova ve İstanbul için de bu durum bir felaket anlamına geliyor. Ayrıca söz konusu oksijen kaybının 35 yıldan bu yana devam ettiği de öğrenildi.
Doğu Marmara'da bulunan Çınarcık Çukuru'nun derin suları için derlenen bilgilere göre, 1980'lerde litrede 2 miligramın üstünde seyreden oksijen değerleri, bugün litrede 0,5 miligramın altına inmiş durumda.
"35 YILDA EŞİK DEĞERİN ALTINA İNDİ"
Soruları yanıtlayan ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü Müdür Yardımcısı Prof. Dr. Mustafa Yücel, oksijenin belli bir sıcaklık ve tuzluluk düzeyinde daha az miktarda çözündüğünü, özellikle dip sulardaki oksijenin, son 30-35 yılda eşik değerlerin altına indiğini söyledi.
"MARMARANIN DİBİ OKSİJENSİZ"
Yücel, "Son durumda Doğu Marmara'da dip suları neredeyse oksijensiz. Son yıllarda oksijensizleşme giderek yüzeye doğru dayanmış durumda ve oksijen seviyesi 25-30 metreden sonra litrede 2 miligramın altında." dedi.
BALIK TÜRLERİ KAÇACAK
Deniz suyundaki oksijen değerinin litrede 2 miligramın altına düşmesinin, ticari balık türlerinin çoğunun bu suda yaşayamayacağı ve kaçacağı anlamına geldiği vurgulandı.
"OKSİJENSİZLİĞİN SEBEBİ KİRLİLİK"
Marmara'ya ait canlıların veya burayı göç yolu olarak kullanan türlerin habitat alanlarının da çok daraldığı tespitini paylaşan Yücel, şu değerlendirmelerde bulundu: "Oksijen azlığının sebebi her şeyden önce kirlilik. Zararlı alg patlamaları ile kirlilik iç içe geçiyor ve oksijen azlığı da daha fazla kirlilik oluşturuyor.
"YÜZERKEN KOLUMUZU BİLE GÖREMEYECEĞİZ"
"Bu yolun sonu; kötü kokan, yüzerken kolunuzu bile göremeyeceğiniz, renk değişimlerinin olduğu, enfeksiyona yol açabilecek müsilaj tabakaları gibi çürümeye başlamış organik tabakalar olabilir.
BU YOLUN SONU: ÖLÜM
Oksijen azalmasının hidrojen sülfür oluşumuna neden olacağına dikkati çeken Yücel, "Hidrojen sülfür her şeyden önce ölüm anlamına geliyor. Bu, artık denizin bozulmasının son noktası. Kötü koku, balık çiftlileri gibi denizdeki ekonomik aktivitelerin zarar görmesi, denizden elde ettiğimiz birçok servisin kaybı anlamına gelir. Turizmden akuakültüre kadar her şey etkilenir, biter." ifadelerini kullandı.
ACİL UYARIDA BULUNDU
Araştırmacılar, kirliliğe karşı önlem alınmaması halinde müsilaj, denizanası sayısında artış ve toksik gazlar çıkaran zararlı alg patlamaları gibi olayların daha fazla yaşanacağı uyarısında bulundu.
DÜNYA İÇİN DE BÜYÜK TEHLİKE
Ayrıca bu durum dünya için de büyük tehlike arz ediyor. Çünkü Marmara denizi dünya açısından da çok önemli bir deniz. Ayrıca buradaki denge bozuklukları birçok canlı türünü de doğrudan etkiliyor.