Türkiye’de hakim olan su kıtlığı tüm bölgelerde endişe yaratmaya devam ederken uzmanlar söz konusu kıtlık ile alakalı sürekli açıklamalar ve önerilerde bulunuyor. 22 Mart Dünya Su Günü kapsamında temiz su sorununa dikkat çeken Prof. Dr. Azize Ayol çarpıcı açıklamalarda bulundu.
“SU FAKİRİ KATEGORİSİNE GEÇEBİLİRİZ”
Türkiye Kuraklık Haritası verilerini de değerlendiren Prof. Dr. Ayol, İç Anadolu, Marmara, Güneydoğu Anadolu, Karadeniz ve Ege bölgelerinin önemli kesimlerinde 'çok şiddetli', 'şiddetli' veya 'orta şiddetli' kuraklıklar görüldüğünü dile getirerek, "Türkiye nüfusunun hızlı artışı ve endüstriyel faaliyetler dikkate alındığında; 2030 yılı için su baskısı yaşayan ülkelerden, su fakiri ülkeler kategorisine göre bir geçiş olacağı tahmin edilmektedir. İzmir'in önemli bir kesiminde şiddetli kuraklık gözlemlenmektedir.
Diğer birçok ilimizde de olduğu gibi iklim değişikliği etkilerinin yoğun yaşandığı kentte, geçen yıllara göre aylık sıcaklıklarda birkaç derecelik artışlar olduğu bilinmektedir. Ülkemiz genelinde yağışların düzenli seyretmemesi, yıllık yağış miktarlarının önemli derece düşmesi, içme suyu temin eden barajlardaki su miktarlarındaki düşüşler, su kaynaklarının verimli kullanılması konusunda alarm veren durumlardır" diye konuştu.
“SULAMA YÖNTEMLERİ DEĞİŞTİRİLMELİ”
Su kaynaklarında sürdürülebilirliğin sağlanması için yapılması gerekenleri sıralayan Prof. Dr. Ayol, şöyle konuştu:
"Kentlerde su kaynaklarının verimli kullanılmasında öncelikle içme suyu şebekelerinde kayıp- kaçakların önlenmeli. Bilinçli tüketim uygulamalarının geliştirilmesi, sanayide özellikle suyu yoğun kullanan endüstrilerde temiz üretim uygulamaları ve en iyi üretim teknikleri ile su tüketiminin azaltılması gerekiyor. Oluşan atık suların iyi derecede arıtılarak endüstriyel proseslerde tekrar kullanımının sağlanması, tarımsal sulamada sulama yöntemlerinin değiştirilmesi, evsel nitelikli atık suların iyi kalitede arıtılarak belli tarımsal ürünlerin yetiştirilmesi için tarımsal sulamada kullanımına yönelik ileri arıtma uygulamalarının yaygınlaştırılmalı.
Bilinçli sulama uygulamaları, su kaynaklarımızı korumak için havza bazında doğru su yönetim politikalarının izlenmeli. Özellikle oluşan atık suların iyi kalitede arıtılarak yararlı kullanım amaçlarına yönelik olarak tekrar değerlendirilmesi amacıyla teknolojilerin geliştirilmesi ve uygulanması önem taşımaktadır. Ülke genelinde sadece su ve su kaynakları bazında bilimsel ve uygulanabilir teknolojilere yönelik politika ve eylem planlarına öncelik verilmelidir."
“5 BÖLGEDE SU KAYNAKLARI ÜZERİNDE BASKI SÖZ KONUSU”
Türkiye'de su kaynakları bakımından en tehlikeli bölgelere ilişkin de konuşan Prof. Dr. Ayol, "Göller Yöresi, Konya Ovası, Gölmarmara gibi çarpıcı kuraklık etkilerinin yaşandığı örneklerin dışında hemen hemen tüm tarım havzalarında yeterli sulama suyunun da olmaması nedeniyle bazı yerlerde çiftçilerimiz ürün desenlerini değiştirmeye ve sulu tarım uygulamalarından kuru tarım uygulamalarına geçmektedir. İç Anadolu, Marmara, Ege Bölgesi, Güneydoğu ve Karadeniz bölgelerimizin önemli kısımlarında su kaynakları üzerinde baskı söz konusudur" dedi.