Türkiye uyuşturucu ölümleri, tecavüz ve intiharın en az olduğu ülkelerden

Nerede cinayet işlense; “Türkiye çürüdü, battı, sebebi hükümet” diyen bir yapılanma var. Bu yapı çeşitli sapkın ideolojilerin bir araya gelmesiyle “ürün” haline gelmiş, herkese pazarlanıyor.

Önce dünyadaki “tecavüz, intihar, uyuşturucu” rakamlarına bakalım, sonra şımarık burjuvazi çocuklarına bakalım.

Otoriteler tarafından referans alınan World Population Review (WPR) sitesinin raporuna göre dünyadaki kadınların %35’i cinsel tacize uğruyor.

“DÜNYADA TECAVÜZLER VE TÜRKİYE”

Avrupa’nın refah payı en yüksek ülkelerinden İsveç, tecavüz olaylarının en çok yaşandığı 6.ülke oldu. İsveç’te 2020’de her 100 bin kişiden 63.5’i tecavüze uğradı.

Listenin üst sıralarında yer alan diğer Avrupa ülkesi Belçika’da bu oran 27.9 oldu. Belçika 13, Amerika(USA) 14’üncü sırada bulunuyor.

Tecavüz olaylarının en çok yaşandığı diğer Avrupa ülkeleri İzlanda(24.7), Norveç(19.2), Fransa(16.2), Finlandiya(15.2) ve Almanya(9.4) oldu. Listenin 1’inci sırasında İngiltere sömürgesi olan Güney Afrika var.

Türkiye ise (1.5) oranla listenin en alt sıralarında, 119 ülke içinde 99.sırada yer aldı.

Türkiye’deki kadınlar Avrupa’ya göre çok daha güvende yaşıyor.

Türkiye “tecavüz ve tacizler ülkesi” değilken asıl kadına şiddet ve tecavüz olayları Batı’da yaşanıyor.

Gelelim uyuşturucuya…

“DÜNYADA UYUŞTURUCU VE TÜRKİYE”

Rakamlar Avrupa Uyuşturucu Raporu’ndan…

2020 Avrupa Uyuşturucu Raporu’na göre İsveç, milyon nüfus başına en çok uyuşturucu kaynaklı ölümün görüldüğü ülke oldu. Böylece içimizdeki beyinsizlerin öve öve bitiremediği İsveç’in tam bir tecavüz ve uyuşturucu ülkesi olduğu görülüyor. Ne romantik? İsveç’te kuzey ışıklarını falan seyretmeye devam ederken dikkat edin bir tarafınıza bir şey olmasın.

Rakamlara devam…

1 milyon nüfus başına uyuşturucu kaynaklı ölüm sayıları İsveç’te 81, İngiltere’de 76, Finlandiya’da 72, İrlanda’da 72, Norveç’te 66, Danimarka’da 52, Estonya’da 43, Slovenya’da 41, Avusturya’da 31, Türkiye’de ise 12 oldu.

Gördüğünüz gibi Türkiye yine Avrupa’dan çok çok daha iyi durumda!

Ama duuuuuur!

Adam; “En çok kullanılan 6 uyuşturucudan üçünde Türkiye 1’inci sırada” diye başlık atmış!

Affedersiniz, “Çüüüüüş” diyeceğim artık! (Özür olsun)

İşin gerçeğini ise haber arasında şöyle açıklamış: “En yaygın 6 uyuşturucudan 3’ünün en fazla ele geçirildiği ülke Türkiye”

Bu habere başlık atanların amacı Türkiye’yi “en çok uyuşturucu kullanılan ülke” olarak göstermektir. Türkiye evet uyuşturucunun en çok yakalandığı ülkedir, çünkü uluslararası çetelere karşı mücadele başarılıdır. Ancak uyuşturucunun çok yakalanması Türkiye’yi “uyuşturucu kullanım merkezi” yapmaz.

Gelelim intiharlara…

“DÜNYADA İNTİHARLAR VE TÜRKİYE”

Dünyada her yıl 700.000 insan intihar nedeniyle hayatını kaybediyor.

Günümüzde her 100.000 ölüm olayı başına düşen intihar sayısına bakıldığında Türkiye, hem OECD hem Avrupa ülkelerinin hayli altında seyrediyor. OECD ortalaması 10,25 iken Türkiye’de bu sayı 2,83’e kadar iniyor.

Avrupa İstatistik Kurumu’nun (Eurostat) 2016 yılı verilerine göre Avrupa’da en düşük intihar oranı Türkiye’de. 100 bin kişiye düşen intihar sayılarına bakıldığında Türkiye 34 ülke içinde 2,6 ile son sırada yer alıyor. Türkiye’nin hemen üstünde 3,9 ile Kıbrıs ve 4,3 ile Yunanistan bulunuyor. Avrupa Birliği’ne üye 28 ülkenin ortalaması ise 10,3.

Dünyanın en mutlu ülkeleri sıralamasında hep üstte gösterilen Finlandiya, intihar vakalarının en çok görüldüğü yerlerin başında geliyor. Refah seviyesinin iyi olduğu İskandinav ülkeleri de intihar vakaları oranının yüksekliğiyle dikkat çekiyor.

Avrupa’da en yüksek intihar oranı ise 28,3 ile Litvanya’da. Bu ülkeyi Letonya (18,6) ve Slovenya (18,1) takip ediyor. 100 bin kişiye düşen intihar sayısı Macaristan’da 17,1; Fransa’da 13,2; Almanya’da 11,3 ve İngiltere’de 7,2 olmuş.

Sadece Avrupa’da değil Japonya’da da intihar oranı Türkiye’den çok daha fazla durumda.

2018'de ülkemizde 3 bin 161 kişi intihar etti. Bu da her gün 9 kişinin intihar ettiği anlamına geliyor. Buna rağmen Avrupa ülkeleri içinde en düşük intihar oranı Türkiye'de yaşanıyor. Varın Avrupa’yı siz düşünün!

HÜLASA; Türkiye için “tecavüz, uyuşturucu, intihar ülkesi” diyen algı yöneticilerinin alnına bu rakamları yapıştırın. Utanırlar mı?

Onların utanması falan umrumda değil, yeter ki kardeşim sen gerçekleri bil!

Tüm bu rakamlar “her şey çok iyi” diye anlaşılmasın. Ülkemizde tecavüz, intihar, uyuşturucu kullanımında hedef bunları “sıfırlamak” olmalıdır. Her insan biriciktir ve insanca yaşamaya hakkı vardır.

Biliyorum ki bu yazı üzerine birileri sanki kötülükleri “normalleştiriyorum gibi” algı yapacak. Amacım normalleştirme değil, birilerinin aksine sadece hakikati okumanızı istiyorum.

“SİZİN ŞU BURJUVA ŞIMARIKLIĞINIZ SIKTI ARTIK”

"Türkiye'de hukuk yok" diye bağırırsınız; ama mahkemelere, "Şu kararı almazsan halkı sokağa dökerim" diyerek hukuk tanımazsınız.

"TOGG fabrikasını bildiğiniz halde" ısrarla "İtalya'da üretilip geliyor" diye mabadını yırtan sizsiniz.

Yetti şu komprador şımarıklığınız!

Dünyada un ihracatı birincisi Türkiye olduğu halde ve bunu bilmenize rağmen, “Türkiye’de buğday üretimi bitti” yalanını yayan sizsiniz.

“Türkiye'de Katarlılar sınavsız şekilde üniversiteye giriyorlar” yalanı sizde! Sonra “Ay pardon” dersiniz. Ama yalanı milyonlarca kişi görürken doğrusunu birkaç bin kişi ancak görür. Ve siz bu yöntemi gayet iyi bilirsiniz.

Yetti sizin burjuva şımarıklığınız!

En güzel arabalara siz binersiniz. En iyi evlerde siz oturursunuz. En kallavi paraları siz kazanırsınız. Yetmez bir de gider Batı’dan fon alıp semirirsiniz. Sonra "Her şey berbat" diye yattığınız şezlongdan viskinizi yudumlarken milleti kandırma ve algı yönetimiyle olayları çarpıtma yoluna gidersiniz.

İslami yaşantısı olanları “Taliban kafalı” diye yaftalayan ama daha 15 sene evvel tıpkı Taliban gibi "Başörtülü hâkim, savcı, asker, polis olamaz" diyerek kadınlar arasında ayrımcılık yapan sizsiniz.

Siz özgürlükçü falan değilsiniz!

İşinize gelse Selahattin Demirtaş’ı da Kavala’yı da üç günde üç pula satarsınız.

Ah halkı bilmez ama her unvanında "halk" geçen kompradorlar ah..!

Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nın tüm açıklamalarına rağmen; “Çin’de 2540 km 2,5 milyarken Türkiye’de 463 kilometre 8 milyar dolar” yalanını söyleyen utanmazlar sizsiniz! Çin’deki yolun 1,000 kilometresinin dümdüz çölden geçtiğini söylemezsiniz. Yolun aslında 5,2 milyar dolara mal olduğunu saklarsınız. Çin’deki yolun 4 şerit, Türkiye’dekinin 8 şerit olduğunu es geçersiniz. Çin’deki yoldan günde 10 bin araç geçerken, Türkiye’deki Kuzey Marmara’dan günde 150 bin araç geçtiğini bilmenize rağmen “yalanınız açığa çıkmasın” diye susarsınız.

Siz "Yeni havalimanına uçak inmez kardeşim" diye gevşek gevşek konuşurken o havaalanı yoğunlukta Avrupa birinciliğini kimseye kaptırmaz.

Bir gün dönüp de, "Yanılmışız” demezsiniz; üstelik herkesten daha çok siz kullanırsınız.

Ah sizin şu burjuva özentisi sonradan görme Behlül ve Bihter şımarıklığınız!

Ah sizin Paris ve Küba hayranlığınız..!

Önceki dönem Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar; “Önce ahlak vermeliyiz, eğitim zaten verilir” deyince linç eden sizdiniz.

İslam'da kadına, erkeğe, çocuğa hatta kendinize zarar veremezsiniz; çünkü emanettir. Ama her menfur olayda Müslümanlara saldıran alçaklar sizsiniz!

Sarık takıp cübbe giyerek “hoca” numarası yapan üç tane şarlatan rezilce paylaşımlar yapınca bunları gerçekten İslam âlimi gibi göstererek yüce dinimize saldıran onun bunun beslemesi sizsiniz!

Bıktırdı içten patlamalı, dıştan yalamalı satılmışlığınız!

Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, “Türkiye’de tohumların %97'si yerli” derken kıçınızı yaya yaya oturduğunuz Starbucks’larda, "İsrail tohumu kullanıyoruz" yalanını mabadından uyduran sizsiniz!

Depremzedeler diye duyar kasıp bölgeyi birkaç ay içinde sizler unuturken ve de Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum “100 bininci konutu” teslim ederken hâlâ; "Ama beton ekonomisi" diye salya sümük ağlayan sizsiniz.

“Hatay’da baraj duvarı çatladı” diyerek deprem kurtarma çalışmalarını sekteye uğrattıktan sonra bile sırıta sırıta programlar yapan sizsiniz!

Bıktırdı sizin çirkef burjuvazi ödlekliğiniz!

Gebere gebere Türkiye’yi karalayıp Bali'de kaza geçirince "Kurtarın" diye bağıran sizsiniz!

İnsanların nasıl giyineceklerine karışamayız. Ama sözde sanatçı diye toplumun önüne çıkanlar; "Açılın kızlar, soyunun kızlar" diye bağırınca onları destekleyen sizsiniz! İtiraz edenlere "Gericiler, kızların peşini bırakın" dediniz. Oysa gencecik kızların peşine takılan sizdiniz.

“Lut kavminin çocuklarıyız” pankartlarına sizler alkış tuttunuz. Her pisliğe alkış tutup, sonra bir pislik ortaya çıkıp da kızların bedenine saldırınca "Hükûmet suçlu" diyen de sizsiniz!

Ne alçaksınız siz ne züppesiniz, şarlatanın önde gidenisiniz.

Gencecik kızlarımız "Sevişirim evlenmem, hamile kalırım doğurmam" yazılı tişörtlerle boy boy pozlar verdiğinde alkışlayan sizdiniz.

Satanizmi yayan, inançsızlık pompalayan, festival diye gençlerin sabaha dek su gibi alkol tükettiği ortamları 'özgürlük' kılıfında pullayan, "Hamile kalırım doğurmam" lafını bireysellik diye yutturanlar "Toplumda şiddet arttı" duyarı kasmasın!

Şiddetin kendisisiniz!

Yetti sizin şımarık burjuva özentisi kasılmalarınız.

Ayasofya açılamaz, TOGG yapılamaz, Karadeniz petrolü çıkarılamaz, hızlı tren gidemez, İstanbul Havaalanına uçak inemez, sismik gemiler yüzemez dediniz de ne oldu?

Yeter sizin bu topraklarda yaşayıp da ultra şımarık vatan karşıtlığınız!

Gencecik kızı öldüren câni; sakallı ve takkeli olsa ne olurdu? Yahut yakasında Atatürk rozeti olsa ne olurdu? Bozkurt işareti yapsa ne olurdu? Birbirimizi sonsuza kadar yaftalama sarmalında mı ilerleyeceğiz? Peki ya Suriyeli yahut herhangi Afganlı olsaydı?

Biz kendi içimizdekilerle uğraşırken birileri topraklarımızı parçalama planı yapıyor.

Uyandığımızda aynı nehirden çıkmayı bekleyen mazlumlar olabiliriz. Oysa hedefimiz mazlum olmak değil, zalimi yenmek olmalıdır.

SON SÖZ: Rahmetli şair ve fikir adamı Abdurrahim Karakoç’un mısraları: “Mıgırdıç'ı sever de Osman'ı sevmez zındık... İti domuzu sever, insanı sevmez zındık… İster ki diz üstüne çökertilsin Türkiye… Ekmeğini yer amma vatanı sevmez zındık”