Yurtta son bulan yağışların ardından doğada mantarlar çıkmaya başladı. Zehirli ve zehirsiz olarak ayrılan mantarlarla ilgilide uzmanlar peş peşe açıklamalarını sıralamıştı. Yurdun belirli kesimlerinde vakalar görülmeye başlandı.
VAKALAR ARTMAYA BAŞLADI
Karaman'da mantar zehirlenmesine bağlı organ yetmezliği gelişince kardeşinden karaciğer nakli yapılan 24 yaşındaki Dilara Çağlayan yaşamını yitirdi. Çorum’da 21 kişi mantar zehirlenmesi nedeniyle hastaneye kaldırıldı, tedavileri sürüyor. Kentte geçtiğimiz hafta da 33 kişi doğadan topladıkları mantardan zehirlendikleri için hastanede tedavi görmüştü.
Özellikle doğada yaz başları ve sonbaharda artan zehirli mantarların halkın sağlığını tehdit ettiğini belirten Yeditepe Üniversitesi Rektör Yardımcısı ve Eczacılık Fakültesi Farmasötik Toksikoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ahmet Aydın, önemli uyarılarda bulundu.
"PİŞİRMEKLE MANTARIN ZEHRİ ÖLMEZ"
Uzmanın bile zehirsiz mantarı seçerken zorlanacağını belirten Prof. Dr. Ahmet Aydın, “Genelde yaz başları ve sonbaharda yağışların çok olduğu dönemlerde doğada mantarlar kendini gösteriyor. İnsanlar da havaların ısınmasıyla doğada daha fazla vakit geçirmeye başlıyor. O yüzden zehirlenme vakaları artıyor. İnsanlar ‘ben mantarları tanıyorum, zehirlisini yemem’ demesin, uzman isimler bile yanılabilir. O nedenle mantardan zehirlenmeyi önlemenin yolu, doğadan topladığınız mantarı yemeyeceksiniz. Mantar yemek istiyorsanız marketlerdeki kültür mantarını alıp tüketeceksiniz. Pişirmekle, kavanozlamakla ve salamura yapmakla mantarın zehrini yok edemezsiniz. Hiçbir şekilde mantarın zehrini yok edemezsiniz” dedi.
ZEHİRLENMELER SİNSİ İLERLİYOR
Prof. Dr. Aydın, “Burada en kritik konu zehirli mantar yedikten sonra hemen belirti vermez. Mantar zehirlenmesi sinsidir, hemen ortaya çıkmaz. Aşağı yukarı 16 saat sonra öldüren mantarın belirtileri ortaya çıkıyor. Bu sessiz dönemin sonrasında çok agresif bir şekilde bulantı, kusma, mide ağrısı, ishal görülüyor. Vücut artık zehirleniyor, tedavi geç başlıyor. Eğer hemen belirti verirse şanslılar, hastaneye gidip tedavi olabilirler” diye konuştu.
"ÖNEMLİ OLAN TÜKETİLEN MİKTAR"
Hastanın yediği mantar miktarının, yaşının ve sağlık durumun kritik öneme sahip olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Aydın, “Hastanelerde iyi tedavi edilirse hasta kurtulabilir. Fakat yenilen mantarın miktarı da çok önemli. Çok tüketilen mantar zehirlenmesi sonra tedavi zorlaşıyor hatta bazen karaciğer nakline kadar giden bir süreç oluyor. Ayrıca spesifik bir ilacı da yok. Burada önemli olan yenilen miktar, hastanın sağlık durumu, yaşıdır, maalesef her yıl ölüme kadar giden vakalar görüyoruz” ifadelerini kullandı.
BU HASTALARIN KURTULMASI DAHA ZOR
Gençlerin vücut kondisyonlarının daha iyi olduğu için zehri tolere etme şanlarının yaşlılara göre daha kolay olduğunu aktaran Prof. Dr. Aydın, “Fakat en korucuyu tedbir doğadan topladığımız mantarları yememektir. ‘Amanita’ dediğimiz halk arasında da ‘Köygöçüren’ diye bilinen mantar türü çok zehirlidir. Bu tür, markette satılan kültür mantarının rengine benziyor. Ülkemizde de en çok ölüme yol açan mantar türü budur. Mantarlar nemli, ormanlık alanlarda bulunur. Vücut zehirlenmeye başlayınca organları bunu önlemek için çalışacaktır. Ancak karaciğeri ve kalbi zaten hasta olan kişilerin sağlıklı insanlara göre zehirli mantara verdiği cevap aynı olmayacaktır. Karaciğer ve kalp hastalarının bu zehirlenmeden kurtulması daha zordur” dedi.
HERKES BİLİNÇLENMELİ
Bazen de alkolle tüketilen mantarların etkileşime girip zehirleyebildiğini söyleyen Prof. Dr. Aydın, “Bu mantarlar mürekkep rengindedir, insan yiyince kendini kötü hisseder. Amanita gibi zehirli değildir ama dikkat etmek lazım. Özellikle mantarların çok olduğu dönemlerde halk sağlığına yönelik çalışan kurumlar, yetkililer toplumu bu konuda bilinçlendirmelidir. Çünkü pişen yemekten bir aile komple etkileniyor. Her yıl ölüm vakalarıyla karşılaşıyoruz” diye konuştu.