Tarım ve Orman Bakanlığı Doğu Koruma ve Milli Parklar (DKMP) Genel Müdürlüğü tarafından ,İspir Verçenik Dağı Yaban Hayatı Geliştirme Sahası'nda (YHGS) yürüttüğü proje kapsamında 21 adet yaban keçisine takılan uydu yardımı ile yaban keçilerinin her anı ve her adımı takibe alındı. DKMP Genel Müdürlüğü ile Enerjisa arasında yapılan protokol kapsamında Arkun Barajı Yaban Hayatı Projesi hayata geçirildi. Erzurum'da bulunan İspir Verçenik Dağı YHGS'de yürütülen proje ile ülkenin biyolojik çeşitliliğinin önemli memeli türlerinden ikisi olan yaban keçisi (Capra aegagrus) ve çengel boynuzlu dağ keçisi (Rupicapra rupicapra), Arkun Barajı'nın bulunduğu bölgede GPS-GSM ve uydu vericilerle izlendi. Bu vericilerden alınan bilgiler harita programına aktarılarak uzaktan izlenen türlerin bilinmeyenleri ortaya konuldu ve kayıt altına alındı.
Proje kapsamında İspir Verçenik Dağı YHGS'de 21 yaban keçisi yaklaşık bir yıl boyunca GPS-GSM uydu vericilerle izlendi. Bu alan, bugüne dek ülkede en çok sayıda yaban keçisinin uydudan izlendiği tek bölge niteliği taşıyor.
ÜÇ ÇENGEL BOYNUZLU DAĞ KEÇİSİNE VERİCİ TAKILDI
20 Ekim 2022'de ilk kez bir çengel boynuzlu dağ keçisine uydu verici takıldı ve "Fırtına" adı verilen birey yaşam ortamında izlenmeye başlandı. 2023 yılı haziran ve ekim aylarında ise ikinci ve üçüncü çengel boynuzlu dağ keçilerine vericiler takılarak doğaya bırakıldı. "Fırtına", "Yağmur" ve "Kar Tanesi" adı verilen bu 3 bireyden de düzenli sinyal alınıyor.
EN ÇOK GEZEN VE EN ÇOK UYUYAN TAKİBE TAKILIYOR
Yürütülen proje kapsamında üretilen haritalarla uydudan izlenen 21 yaban keçisinin izleme süresince yaklaşık 28 bin 199 hektarlık bir alanı kullandığı, önceki verilere bakıldığında yaban keçilerinin en fazla 2 bin-2 bin 200 metre yükseltilerde yaşadığı biliniyorken yapılan bu yeni izleme çalışmalarında yaban keçilerinin yaklaşık 3 bin 500 metreleri de kullandığı görüldü.
PROJE İLE YABAN KEÇİLERİ ADIM ADIM İZLENİYOR
Proje kapsamında yapılan izleme çalışmaları süresince yaban keçilerinin 19.00-04.00 saatleri aralığında hangi bölgeleri kullandıklarına ait haritalar hem dişi gruplar için hem de erkek gruplar için üretildi. Böylece mevsimsel olarak uyudukları alan bilgisine ulaşıldı. Erkek yaban keçilerinin alan kullanım büyüklüklerinin dişi yaban keçilerinden daha fazla olduğu, uydudan izlenmiş 11 erkek yaban keçisinin toplamda yaklaşık 26 bin 964 hektarlık alanı kullandığı, 5 dişi ve 5 yavru yaban keçisinin ise toplamda yaklaşık 4 bin 153 hektarlık bir alanı kullandığı tespit edildi. Çalışmada izlenen tüm bireylerin ekim-haziran ayı aralığı kullanım alanına ait üretilen harita sayesinde yaban keçilerinin izlenen bölgedeki çiftleşme ve doğum bölgeleri bilgisi de derlenmiş oldu.
4 YAŞINDA UYDU İLE TAKİBE ALINAN YABAN KEÇİSİ 25 AY BOYUNCA İZLENDİ
4 yaşındayken uydu vericiyle izlenmeye başlanan erkek yaban keçisi "Barut", 25 ay boyunca izlendi, bu sürede 2 bin 140 hektarlık bir alanı kullandığı yaklaşık 1 milyon 166 bin metre yol yürüdüğü görüldü. Barut'un izleme süresince bulunduğu en yüksek nokta haziran ayında 2 bin 404 metre oldu. Bulunduğu en düşük kot ise ocak ayında 954 metre oldu. Uzaktan izlenen yaban keçilerinin en büyük alanı kullandığı ve en çok yol yürüdüğü ayların ortalama olarak bu bölgede mayıs-haziran-temmuz ayları olduğu bilgisine ulaşıldı.
YABAN KEÇİLERİ İLE İLGİLİ İLK KEZ GERÇEK VERİLER ELDE EDİLDİ
Yürütülen çalışma neticesinde uydudan izlenen 21 yaban keçisinin kullandığı alana ait meşçere haritaları ülkede ilk kez altlık olarak kullanılarak habitatlarına ait arazi dağılımı çıkartıldı. Böylece mevsimsel olarak vakit geçirdikleri meşçere tiplerine ulaşıldı. Biyolojik çeşitliliği izleme açısından yapılan çalışmalarla bu türlerle ilgili ilk kez gerçek zamanlı veriler elde edildi. Bu da hem yaban keçisi hem çengel boynuzlu dağ keçilerinin hem de çevresel etkilerin yönetilmesine yardımcı olacak. Elde edilen veriler ileride yapılacak çalışmalara yansıyarak alınacak kararları etkileyecek, risk faktörlerinin ortaya çıkmasını sağlayacak. İzleme çalışmalarının devam ettiği proje sonucunda elde edilen bulgular tür koruma önlemlerini etkin kılacak, sonucunda da koruma konusunda yeni politikalar geliştirilmesine yardımcı olacak.