Erken pembeleşti, tehlike çanları çalıyor!
Türkiye'nin birçok noktasından doğal felaket haberleri geliyor. İkinci büyük göl ve flamingo cenneti olan Tuz Gölü, kuraklık nedeniyle giderek küçülüyor.
Tuz Gölü'nde bir kilometrelik çekilme olduğunu söyleyen Konya Teknik Üniversitesi Kimya Teknolojileri Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Hatice Ünal Ercan, "Kuraklıktan dolayı tuz tabakasının oldukça azaldığını biraz iç kısımlarda ise organik malzemelere bağlı olarak pembeleşmelerin daha çok arttığını görüyoruz" dedi.
Aksaray, Ankara ve Konya sınırları içinde yer alan Tuz Gölü, su çıkışı olmadığı için 'kapalı göl' özelliğini taşıyor.
Göl, ülkenin tuz ihtiyacını büyük bir oranda karşılarken, çoğu flamingo olan kuşların göç yolunda bulunmasından dolayı da birçok kuş türü ilkbahar ve yaz aylarında burada konaklıyor.
Yaz döneminde ise binlerce yerli ve yabancı turistin ziyaret ettiği gölde, su seviyesi kuraklık nedeniyle ciddi oranda çekildi.
Gölün Aksaray- Ankara kara yolu yakınlarındaki bölümünde, suyun içinde yaşayan algler, sıcaklığın ve tuzluluğun arttığı temmuz ve ağustos aylarında, kırmızı renkli beta-karoten madde üreterek güneş ışınlarının zararlı etkilerinden kendisini koruyor.
Yine bu dönemde halobakteriler ise fazla ürediği için gölün rengi, pembe veya kırmızıya bürünüyor.
Sıcaklık azalınca veya yağmurlu dönem başlayınca da göl, tekrar eski haline kavuşuyor. Ancak bu yıl kuraklık nedeniyle göl haziran ayı başından itibaren pembeleşmeye başladı.
Tuz Gölü'nde bilimsel araştırmalar yapan Dr. Hatice Ünal Ercan, göldeki kuraklıktan dolayı tuz tabakasının oldukça azaldığını, iç kısımlarda ise organik malzemelere bağlı olarak pembeleşmelerin daha çok arttığına dikkat çekti. Ercan, şunları söyledi:
"Bu pembe renk yoldan geçenlerin ve turistlerin çok fazla dikkatini çekiyor. Halkımız araçlarını park ederek veya tesislerden Tuz Gölü’ne giriş yapıyorlar. İnsan faktörü doğanın kirlenmesine sebep oluyor. Tuz Gölü çevresindeki tuz yapısı ve mineralleriyle ilgili özel bir şirketle bir çalışma yapıyoruz. Tuz Gölü'ndeki küçülme kıyıdan itibaren görünüyor. Yaklaşık 50 yıl öncesine kadar ana yola yakın olduğunu görüyoruz. Günümüzde ise sınırın bir kilometre içeri girdiğini, son iki yıldır yaşanan kuraklıktan dolayı Tuz Gölü’nün daha merkeze doğru çekildiğini ve küçüldüğünü görüyoruz. Bu sadece insanlar açısından değil, çevresindeki tarımsal faaliyetlerle fazla su tüketimi de gölün küçülmesine sebep oluyor. Burası birçok kuş türünün göç yolu üzerinde bulunuyor. Su olmayınca birçok kuş türü de sulak alanlara rotasını değiştiriyor.”
Gölde araştırma yapan gruptan Jeoloji Mühendisi Umut Barış Ülgen ise, “Burası Türkiye’nin cennet köşelerinden birisidir. Tuz Gölü, sadece tuz ekonomisiyle değil turizmiyle çok önemli. Üç gündür yüzeysel bir çalışma sergiliyoruz. Buradan aldığımız verilerle daha detaylı bir proje için TÜBİTAK ile uluslararası projeler hazırlayıp sunacağız. Çalışmalarımız sırasında Tuz Gölü’nden örnekler alırken, kuraklık nedeniyle normalde 5-6 santim tuzları kesip altından örnek alacakken, yarım santimlik tuzlarla karşılaştık.
Şu anda olması gerekenden çok daha az tuz var. Kuraklık çok fazla olduğu için su çok az kalmış. Bunu baktığımız zamanda görüyoruz. Aynı zamanda çevre arazileri gezdiğinizde tarlada ürün de yok. Bu kuraklık, gölü ve çevresini ciddi oranda etkilemeye başlamış. Suyumuzun değerini daha çok bilmemiz lazım” diye konuştu.