Vize Serbestisi Diyaloğu çalışmaları kapsamında kurumlar arasında daha önce 6 çalışma grubu kuruldu. Bu gruplar çalışmalarını sürdürüyor.
TBMM'nin 1 Ekim'de açılmasıyla yasal çalışmaların başlaması bekleniyor. Bu 6 kriterin tamamının "teknik olarak" birkaç ay içinde yerine getirilmesinin mümkün olduğu vurgulanıyor. En geç Ocak 2020'de Türkiye'nin tüm kriterleri yerine getirmesi bekleniyor. Sonraki aşamada Avrupa Birliği'nin gerekli düzenlemeleri yapması gerekecek.
Yetkililer, Türkiye'nin seçim ortamından çıktığını hatırlatarak, somut sonuçları eylül ve ekimden sonraki dönemde görmeye başlamayı bekliyor.
Adalet Bakanı Abdülhamit Gül de "Ekim ayında Meclis açıldığında ilk gündem maddesi, Yargı Reformu Strateji Belgesi'nin hayata geçmesi olacaktır." demişti.
Türkiye ile AB arasındaki diyalogda kalan 6 kriter ve bunlardaki son durum ise şöyle:
- Terörle mücadele mevzuatı
Terörle mücadele mevzuatının gözden geçirilmesi sadece terörle mücadele yasasını içermiyor, aynı zamanda ceza kanununun bazı maddeleri de bu kapsama giriyor.
Gösterilerde yüzünü kapatanların durumu ve ifade özgürlüğü konusunda taraflar arasında sorun bulunuyordu.
"Yüz kapama terör suçu mu olarak tanımlanmalı yoksa gösteriler kanunundaki normal suç mu olmalı?" sorusu tartışılıyordu. Buradaki yasal çalışmanın da AB ile vize serbestisi diyaloğunda zorluk çıkarmayacağı tahmin ediliyor.
Terör tanımıyla ilgili zorluk olabilir ama AB tarafı daha önce "Türkiye'nin bir Lüksemburg olmadığını biliyoruz." diyerek esneklik sağlamaya hazır bir görüntü çizmişti. Türk tarafı dünyada hiçbir ülkenin aynı anda PKK, DEAŞ ve FETÖ gibi 3 terör örgütüyle mücadele etmediğinin altını çizerek AB tarafına pozisyonunu anlatıyor.
- Europol anlaşması
Avrupa Birliği Polis Teşkilatı (Europol) ile operasyonel iş birliği anlaşması imzalanması gerekiyor. Burada teknik bir sorun bulunmuyor.
- GRECO tavsiyeleri
Avrupa Konseyi Yolsuzluğa Karşı Devletler Grubu (GRECO) tavsiyeleri bir başka kriter başlığı. GRECO tavsiyelerinin uygulanması ve Saydamlığın Artırılması ve Yolsuzlukla Mücadelenin Güçlendirilmesi Eylem Planı’nın (2016-2019) güncellenerek uygulanması bekleniyor. Daha önce Başbakanlık Teftiş Kurulunun yürüttüğü çalışmalarla ilgili bir mekanizma kurulması gerekiyor. Bu konu hakkındaki çalışmanın hazır olduğu belirtiliyor.
TBMM üyelerinin etik kurallarına ilişkin bir çalışmanın yapılması da bu kriter başlığı altında bulunuyor. Konunun seçimden önce TBMM gündeminde olduğu hatırlatılarak gelecek dönemde meclis çalışmaları içinde bunun da ele alınabileceği ifade ediliyor.
Siyasi partilerin finansmanıyla ilgili mevzuatta değişiklik yapılması da bu konudaki bir başka başlık.
- Üye ülkelerle adli iş birliği yapılması
Tüm üye ülkelerle adli iş birliği de bir diğer kriteri oluşturuyor. Bu iş birliği genel olarak suçluların iadesi meselesini içeriyor.
Burada sorun Güney Kıbrıs Rum yönetiminin AB üyeliği. Türkiye'nin, tanımadığı Rum yönetimi ile iş birliği yapması mümkün değil ancak iyi niyetle soruna bir çözüm bulunabileceği belirtiliyor ve Kosova'nın durumu örnek gösteriliyor.
Kosova'yı tanımayan ülkeler bulunduğu için bu ülkenin durumuna bir formül bulundu. AB'nin adli iş birliği temsilcisi ataması, temsilcinin adli iş birliği anlaşmasını imzalamasıyla sorun çözüldü.
- Kişisel verilerin korunması
Bu kriter, kişisel verilerin korunması kanunu ve kurumunun AB standartlarıyla uyumlu hale gelmesini öngörüyor.
Türkiye burada çok fazla bir sorun görmüyor. 15 Temmuz'dan sonraki olağanüstü süreçte OHAL nedeniyle adım atılamamıştı. Temmuz 2018'de OHAL kalktıktan sonra bu konunun çözümünün de daha kolay olması bekleniyor.
- Geri Kabul Anlaşması'nın uygulanması
Geri Kabul Anlaşması, Türkiye üzerinden AB'ye geçen kişilerin geri alınmasını içeriyor.
Türkiye'nin yerine getirmesi beklenen 6 kriterden sonuncusu da bu anlaşmanın tüm boyutlarıyla, yani üçüncü ülke vatandaşları için de uygulanması.
Geri Kabul Anlaşması'nın imzalanması da zaten vize serbestisinin başlangıcına bağlanmıştı.
Kriterler tamamlanınca ne olacak?
Türkiye ile AB arasında Vize Serbestisi Diyaloğu Mutabakat Metni ve Geri Kabul Anlaşması’nın 16 Aralık 2013’te Ankara’da imzalanmasıyla Vize Serbestisi Diyaloğu resmi olarak başladı. Varılan uzlaşı, Türk vatandaşlarının Schengen alanına vizesiz seyahatlerinin Türkiye-AB Geri Kabul Anlaşması'nın 1 Ekim 2017 itibarıyla tüm hükümleriyle uygulanmasının ardından 2018 yılı içerisinde sağlanmasıydı. Vize serbestisi, biyometrik pasaportu olan Türk vatandaşlarının Schengen bölgesine 180 gün içinde üç aylık vizesiz giriş imkanı öngörüyordu. Kriterler tamamlandığında AB'nin Türk vatandaşlarına bu hakkı vermesi bekleniyor.