tv100'e konuşan Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'dan Sinan Oğan açıklaması! “Kılıçdaroğlu hesap uzmanıyım diyor ama kendi menfaatini hesap edemiyor”

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, tv100 canlı yayınında Talat Atilla ve Tamer Korkmaz'ın sorularını yanıtladı.

Bekir Bozdağ'dan açıklamalarından satır başları:

"TÜRKİYE, DÜNYANIN EN GÜVENİLİR SEÇİM YAPAN ÜLKELERİN BAŞINDA"
- 14 Mayıs seçimleri ülkemizde büyük bir olgunlukla tamamlandı. Dünya, Türkiye'nin bu alandaki adımlarını şaşkınlıkla, gıptayla izledi. Türkiye Cumhuriyeti'nin yaptığı seçimler dünyanın gözü önünde yapılıyor. Şeffaf bir seçim süreci oluyor. Dünyada en güvenilir seçim yapan ülkelerin başında Türkiye gelmektedir. İtirazlar karara bağlandı, hiç kimse seçime şaibe karıştı diyemedi. Milletin iradesi ne ise sandıktan o çıktı. Seçimi kaybedeceğini hisseden genel başkanlar, partiler sandık gelmeden kaybetmesine mazeret üretiyorlar. 'Kaybetmedik, oylarımızı çaldılar', 'kaybetmedik, hile yaptılar' gibi mazeretler üretiyorlar. Bir parti seçim arefesinde 'sandıkta şüphe var, hile olabilir' diyorsa kaybetmeye ilişkin mazeret üretiyor demektir. Kazandığımız yerleri yönettik, kaybettiğimiz yerleri teslim ettik. Cumhurbaşkanımız milletin iradesini başının tacı görüyor. Sandıktana çıkan iradeye hep saygı duyduk.

"PKK'NIN NE KADAR ELİ KANLI KATİLİ VARSA KILIÇDAROĞLU'NU DESTEKLEME AÇIKLAMASI YAPTILAR"
- Seçim sürecinde ABD, Fransa, bazı Batı ülkeleri Türkiye'de iktidar değişsin diye Millet İttifakı'ndan daha büyük bir çabanın içerisinde oldular. PKK'nın ne kadar eli kanlı katili varsa Kılıçdaroğlu'nu destekleme açıklaması yaptılar. FETÖ, DHKP-C Kılıçdaroğlu'nu desteklediklerini açıkladılar. Halk terör örgütlerinin desteklediği, ABD'nin desteklediği birini başkan seçmem dedi. 

"TÜRKİYE VE ABD ARASINDA ORTAK ÇIKARLAR, ÇATIŞAN ÇIKARLARDAN DAHA FAZLADIR"
- Türkiye ve ABD arasında ortak çıkarlar, çatışan çıkarlardan daha fazladır. Biz ortak çıkarlar üzerinden gittiğimizde her iki ülke yararına sonuçları olacaktır. Eğer ABD, terör örgütlerini desteklemeye, silah vermeye, Türkiye aleyhine düşmanlık eden PKK, FETÖ, DHKP-C gibi örgütlere verdiği desteği sürdürmeye devam ettikçe Türkiye ile arasındaki ilişkilerin standartı yükselmesi elbette mümkün gözükmüyor. 

"FETÖ LİDERİNİN 27 SUÇTAN İADESİNİ İSTEDİK"
- (Seçimden sonra bazı büyükşehir belediye başkanlarının içeri alınacağı iddiası) Bunu kim söylüyorsa bile isteye yalan söylüyor. Toplumu manipule etmek için bu yalanı uyduruyorlar. Algı operasyonu içerisindeler. Kılıçdaroğlu geçtiğimiz günkü mitinginde 'Türkiye, FETÖ elebaşını ABD'den istemedi' dedi. FETÖ liderinin 27 suçtan iadesini istedik. Defalarca talep ettik. Türkiye ısrarlı bir şekilde istiyor. Tüm bunlara rağmen Kılıçdaroğlu bunları biliyor, milletin gözünün içine baka baka yalan söylüyor. 

"MİLLETİN GÖZÜNÜN İÇİNE BAKA BAKA YALAN SÖYLEDİLER"
- Kılıçdaroğlu'nun seçime giderken söylediği yalanlara bakın. "Bana saldırı olacak" dedi. Savcılar soruşturdu, hani nerede? Çelik yelek giydi, haber yaptırdı onu da. "Kaset çıkacak, sahte olabilir" dedi. O da yok. Ben bunu söyleyince de tepki gösteriyorlar. Yahu yalan söyleyen birine ben ne diyebilirim. O akşam seçimi kazandık, yüzde 60 alacaz, parlamentoda çoğunluk bizde dediler. Hepsi yalan çıktı. Milletin gözünün içine baka baka yalan söylediler. Millet yalan söyleyene fırsat vermez. Ama malesef muhalefette aldatma siyaseti sürüyor. Millet de yanıtını verdi. Ama ideolojik davrananları söylemiyorum, onlar zaten ne derse desin oylarını verir.

"İNCE BÜYÜK BİR İFTİRA, ŞANTAJ VE KUMPASLA KARŞI KARŞIYA KALMIŞTIR"
- Sayın İnce büyük bir iftira, şantaj ve kumpasla karşı karşıya kalmıştır. Kendisi de çok net bir şekilde iftiraya uğradını ifade etti. Müfterinin FETÖ olduğunu açıklamıştır. Bize düşen iftiraya uğrayanın beyanını esas alıp hareket etmektir. Bunun aksini gösteren Kılıçdaroğlu'nun elinde varsa açıklasın. FETÖ'nün bu kumpasın içinde olduğunu gösteren pek çok delil vardır. Bütün bunlara rağmen Kılıçdaroğlu kalkıp Rusya'yı suçluyor. 

- Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı bu konu hakkında adli tahkikat başlattı. 21 kişi hakkında adli işlem yapıldı. Bazı hakkında tutuklama, adli kontrol, ev hapsi verildi. Bu işin içinde eli olan kim varsa Türk yargısına hesap verecektir. 

- Merhum Erbakan'ın hayallerini gerçekleştiren lider Erdoğan'dır. Başörtüsü zulmü, katsayı zulmü, Ayasofya'nın asli vasfını alması dahil nice hayalini biz gerçekleştirdik.

"HESAP UZMANIYIM DİYOR AMA KENDİ MENFAATİNİ HESAP EDEMİYOR"
- Seçim sonuçlarına baktığımızda Biden, Avrupa ülkeleri, FETÖ, PKK, çelik yelek giyenler, yalanı hakikat gibi söyleyenler, anket şirketleri hayal kırıklığına uğradı. 14 Mayıs, bakanlık pazarlığı yapanlar, cumhurbaşkanlığı yardımcısılığı pazarlığı yapanların elinde patladı. Bazı partileri çıkardılar, kurdurdular. Operasyon partisi diyorum bunlara, AK Parti'den oy tırtıklamak için. CHP'nin oyuna bakın 25, seçimden önce de 25'ti. Bunların oyu varsa CHP'nin oyu nerede? Operasyon partileri CHP'den vekil tırtıklayarak zarar verdiler. Hesap uzmanıyım diyor ama kendi menfaatini hesap edemiyor. 1 oy getirisi olmaya 40'a yakın vekil veriyorsun. Aday olayım diye herkese her istediğini veriyor. 

- Sayın Cumhurbaşkanı'nın seçim tartışmalarını, meşrutiyet tartışmalarını geride bırakacak bir oyla seçileceğini görüyorum. 28 Mayıs'ta sorun görmüyorum. Cumhurbaşkanımızın, Türkiye Yüzyılının seçilen ilk cumhurbaşkanı olacağını öngörüyorum.

"AK PARTİ SEÇMENİ SORGULUYOR"
- Her seçim yerinde sayan bir CHP var. Depremzede mi suçlu, çiftçi mi öğretmen mi, fakirler mi suçlu? Depremzeleri suçluyor, vatandaşı fakirlikle suçluyor, eğitimi az olmakla suçluyor, makarna kömürcü olmakla suçluyor. Saygısızlık yaparak vatandaşlarımızı aşağılıyorlar. Bir defa kendilerini suçlamıyorlar. "Benim eğitimle onların eğitimi bir mi?" diyorlar. Bunlar diplomalı olmayı alleme olmak sanıyorlar. AK Parti seçmeni sorguluyor. Yüzde 35'e indi. CHP yerinden oynuyor mu? AK Parti yüzde 35,39,42,50 aldık. Bizim seçmenimiz 7 Haziran'da oyunu çekti 1 Kasım'da verdi. Bizim seçmenimiz bizi sorguluyor, tartıyor. 

- Bu seçimde büyük bir değişimin başlayacağına inanıyorum. Sorgulama yapmayan Kılıçdaroğlu ve muhalefeti halk sorguya çekecek. Vatandaşlarımız Kılıçdaroğlu'nu belki yüzde 45'in altına çekecek. Türk siyasetinde büyük bir değişimi 28'inden sonra beklemeliyiz. Halkın değişim emrine uymazlarsa vatandaş bir daha ki seçimde buna direnenlere darbeyi vurabilir

"OĞAN'IN ORTADA DURAN BİR YAKLAŞIMI VAR"
- Oğan başarılı bir sonuç elde etmiştir. Öncelikle kutlarım kendisini. Ama nasıl bir karar alır ona biz karışamayız tabi. Sonuçta niyet okuyacak durumda da değiliz. Aklından, kalbinden geçeni bilemeyiz. Açıklamalarından da a ya da b şeklinde bir yöne evrilme konusunda da net bir şey ben işin doğrusu edinemedim. Açıklamalarından ortada duran bir yaklaşımı var. İşin doğrusu bu onların kararıdır. Kendi kararını bizde merak ediyoruz. Oğan'ın oyu tek bir kaynaktan gelen bir oy değil. Bu oyun gerekçeleri farklı. Sayın İnce'ye yönelen oylar mı, Kılıçdaroğlu'nu istemeyen oyları mı, yoksa göçmen politikasına itiraz edenlerin mi oyları buraya geldi? Herhangi bir karar aldığında tamamının o yöne gideceğini değerlendirmek isabetli olmaz. 

'ŞAMPANYA İLE KUTLAYACAKLAR' SÖZLERİ
- Benim söylemek istediğim ABD'den Avrupa'ya kadar The Guardian Gazetesi'nin dış haberler şefi 'Erdoğan kaybederse Washington'dan Berlin'e kadar bunun şampanya ile kutlanması muhakkaktır' şeklinde bir açıklaması oldu. Sosyal medyada da seçim sonucunun nasıl kutlanacağına dair görüntüler var. Ben de  'bu seçim sonucuna elbet birileri sevinecek, birileri üzülecek. Birileri şampanya içerek kutlayabilir, birileri de şükür secdesi ederek kutlayabilir' dedim. Bunun kararı seçim sonucunda sandıktan çıkacak sonuca göre olur. Herkes sevincini bir şekilde kutlayabilir. Ben bunu kategorize etmedim. Ben bunu söyledim epey uğraştılar. Toplumu geriyor, kutuplaştırıyor diye... Esasında söylediğimi çok iyi anladılar. Muhalefet istismar yaptı. Buradan yaşam tarzları, ayrıştırıyor üzerinden bir mesaj verdiler. Söylediklerimi çarpıttılar. Ben ne dediğimi biliyorum. 

"NE OLURSA OLSUN BENİ SAĞ TESLİM ALMALARI MÜMKÜN OLAMAZDI"
- (15 Temmuz gecesi) Ne olursa olsun beni sağ teslim almaları mümkün olamazdı. Ben o gece kararımı vermiştim, ölümü göze almıştım. Ben Meclis'te konuşma yaptığım sırada büyük bir patlama sesi geldi. Bazı milletvekilleri "Meclis'i kapatalım, sığınağa gidelim" dediler. Ben düşündüm, dedim ki "Biz şimdi Meclis'i kapatırsak millet bize korktu der, onlar da sokağa çıkmaz. Sokaktakiler sokakta kalmaz. Biz bu Meclis'i kapatmayalım" dedi. Bunu da Meclis Başkanımız Kahraman'a söyledim. O da kabul etti. Mecls'i kapatmadık. Ben konuşamam devam ettim, o sırada ikinci patlama yaşandı.