Üzeri Örtülen Meseleler! Ay ile Lilith 150'lik Açıda...

Ay ile Lilith arasında oluşan 150’lik açı, hayatımıza hem bireysel hem de toplumsal düzeyde ilginç dalgalar getirebilir. Bu açı, görünüşte birbirinden bağımsız gibi duran duygularla olayların tuhaf bir şekilde iç içe geçmesini anlatır. Bastırılmış duyguların su yüzüne çıkması, unutulduğu sanılan kırgınlıkların yeniden hissedilmesi mümkün. Özellikle tercih edilmeme, dışlanma ya da reddedilme gibi hikâyeler, hafızanın tozlu raflarından çıkıp bizi yeniden sarsabilir. Geçmişte üzeri örtülen meselelerin yeniden gündeme gelmesiyle, ruhumuzdaki eski defterler açılabilir.

Üzeri Örtülen Meseleler! Ay ile Lilith 150'lik Açıda... - Resim : 1

Bu süreç ilişkileri de önemli sınavlardan geçirecek. Sadakat, dürüstlük ve güven kavramları ciddi biçimde sorgulanabilir. Üç kişilik aşk hikâyeleri, saklı ilişkiler veya dürüstlüğün olmadığı birliktelikler artık daha fazla gizlenemeyebilir. Seçilmediğini ya da arka plana itildiğini hissedenler, içlerinde biriktirdikleri öfkeyi kontrol etmekte zorlanabilirler. Ayrıca, kendimizi sorguladığımız, "Acaba yeterince iyi miyim?" sorusunu sıkça tekrarladığımız hassas bir dönemden geçiyoruz. Bazen küçücük bir kıvılcım bile büyük duygusal patlamalara neden olabilir.

Toplumsal açıdan da bastırılmış öfkeler ve isyanlar ön plana çıkabilir. Kadın hakları ve cinsiyet eşitsizlikleri konusunda tepkiler artabilir. Bugüne kadar dışlanmış ya da görmezden gelinmiş topluluklar seslerini daha güçlü duyurmaya başlayabilirler. Skandallar, beklenmedik kazalar ya da üçüncü tarafların karıştığı uluslararası krizler gündeme oturabilir. Küçük görünen bir olayın bile büyük toplumsal tartışmalara dönüşme ihtimali çok yüksek.

Haberlerde de benzer konuların sıkça karşımıza çıkması şaşırtıcı olmaz. Örneğin birçok ülkede ödül törenlerinde veya uluslararası yarışmalarda yaşanan adaletsizliklere dair tartışmalar alevlenebilir, jüri kararlarına tepkiler büyüyebilir. Ünlü isimlerin gizli ilişkilerinin açığa çıkmasıyla magazin dünyasında sadakatsizlik skandalları yankılanırken, mültecilere ya da azınlıklara yönelik dışlanma ve şiddet olayları dünya gündeminde ses getirebilir. Dev şirketlerin rekabet kurallarını ihlal etmeleri nedeniyle çıkan krizler manşetlere taşınabilir. Ayrıca kadınların uğradığı ayrımcılıkla ilgili protesto ve açıklamalar haberlerin önemli başlıkları arasında yer alabilir.

Böylesi duygusal açıdan hassas günlerde en büyük görevimiz duygularımızın karanlık tarafına kapılmamaktır. Öfkeyle, kıskançlıkla ya da değersizlik hissiyle ani kararlar almamalıyız. Hayat belki de bu dönemle bize, uzun zamandır görmezden geldiğimiz karmik düğümleri çözme fırsatı veriyor. Zihinle kalp arasında sağlam köprüler kurarak hem bireysel hem de toplumsal anlamda daha sağlıklı, dengeli ve olgun adımlar atabiliriz.