Uzmanlar uyarıyor! Grip deyip geçmeyin! Bu virüs ağır hasarlara yol açıyor...

Mevsim geçişlerinde ve soğuk havalarda yüksek ateş, baş ağrısı, halsizlik gibi birçok belirtisiyle birlikte ortaya çıkan grip hastalarda hasarlara sebep olabiliyor. Havaların soğumasıyla birlikte birçok kişi nezle veya grip oluyor. Kulak Burun Boğaz Uzmanı Prof. Dr. Şenol Polat, hem nezle (soğuk algınlığı) hem de grip üst solunum yolu enfeksiyonları olduğunu, her iki hastalığın da sebebin virüsler olduğunu belirtiyor.

Gripte influenza virüsü etkendir

Grip genellikle sonbaharda başlıyor ve ilkbahar sonuna kadar başta üst solunum yolu enfeksiyonu olmak üzere nadiren alt solunum yolu enfeksiyonuna neden oluyor.

Üst solunum yolunu tutan ve enfeksiyonuna neden olan diğer viral enfeksiyonlar soğuk algınlığı veya nezle olarak adlandırılıyor. Prof. Dr. Polat, yüzden fazla virüsün nezleye sebep olabileceği ancak aralarında en sık karşılaştıklarımızın rinovirüs, adenovirüs, respiratuvar sinsityal virüs ve koronavirüs olduğunu belirtiyor.

“Grip hastalığında klinik biraz daha ağır seyredebilir”

Grip bulgularında; ateş, burunda sarı-yeşil akıntı, tıkanıklık, yüz ağrısı, baş ağrısı ve bazen öksürük olduğunu ve yaygın kırgınlık, kas ağrıları ve halsizliğin çok belirgin olduğunu belirtiyor. Kişilerin bu süreçte istirahat ihtiyacı oluyor.

Prof. Dr. Polat; grip hastalarında komplikasyon riskinin nezleye göre daha fazla olduğunu belirtiyor ve sözlerine şu şekilde devam ediyor; “özellikle alt solunum yolu enfeksiyonları (zatürre vb.), orta kulak enfeksiyonları, sinüzit gibi hastalıklar görülebilir ve virüs enfeksiyonu üzerine bakteriyel enfeksiyonlar da görülebilir.”

Peki, nezle belirtileri nelerdir?

Prof. Dr. Polat, nezle hastalarında etken olan virüse ve kişinin ek hastalıklarının olup olmamasına bağlı olarak daha çok burunda su gibi akıntı, burunda tıkanıklık, hapşırmalar, gözlerde yaşarmalar görüldüğünü belirtiyor. Ateş daha düşük seyirli ilerliyor, hastanın genel durumu daha iyi oluyor ve ağır bir vücut kırgınlığı görülüyor. Bunların yanı sıra, grip ile karşılaştırıldığında komplikasyon riskleri daha düşük seyrediyor.

Eğer gerekirse nezle tanısında hızlı antijen ve antikor testleri yardımcı oluyor. Tedavide ağrı kesici ateş düşürücüler, burunda tıkanıklık ve akıntıyı giderici semptomatik tedaviler öneriliyor. Prof. Dr. Polat, her iki hastalıkta da istirahat ve sıvı desteğinin büyük önem taşıdığının altını çiziyor.

Grip ve nezle önlenebilir mi?

Sonbahar aylarına girerken ve okulların açılması ile birlikte hem grip hem de nezle hastalıklarında artış kaçınılmaz oluyor. Ancak, bazı önlemlerle risk azaltılabiliyor ve hastalıkların daha hafif geçirilmesi sağlanabiliyor.

Prof. Dr. Polat; önlemler arasında en önemli unsurun hijyene dikkat edilmesi olduğunu vurguluyor ve sözlerine şöyle devam ediyor; “Elleri yıkamak, mesafe kuralına dikkat etmek, kapalı alanlarda daha az vakit geçirmek önemlidir. Özellikle hasta kişilerle yakın temasta bulunulmamalı, odalar sıkça havalandırılmalı ve yüzeyler dezenfekte edilmelidir.”

Özellikle riskli grupların aşılanması çok faydalı

Prof. Dr. Polat, grip için başta 65 yaş üzeri kişiler olmak üzere şeker hastalığı, organ yetersizliği (böbrek, kalp, akciğer vb.), yüksek tansiyon, kronik hastalıkları olan, aşırı kilolu, yaşlı veya çocuklarla çalışan, kemoterapi gibi ilaç alan, bağışıklık sistemi hastalığı olan kişilerin ve sağlık çalışanlarının riskli kabul edilmesi gerektiğini, grip aşısı olmalarının büyük önem taşıdığını belirtiyor.