Vatan sağ olsun!

1960’lı yılların başında…

Kıbrıs’ta EOKA terörünün en azgın olduğu yıllar.

Son hedefleri Ada’nın kuzey batısındaki beş Türk köyüydü.

Dillirga bölgesinde sıkışmış beş Türk köyü sekiz aydır ateş altındaydı.

Yoğun topçu ateşiyle dört Türk köyü teslim alınmıştı.

Direniş en kritik köy olan Erenköy’e sıkışmıştı.

***

Rumların askeri gücü…

2 bin asker, silahlı zırhlı araçlar, toplar ve iki hücumbot.

Peki ya bizimkiler?

15’i komando ve kalanı gönüllülerden oluşan toplam 600 mücahit!

Zırhlı araç yok…

Top yok...

Tüfek sınırlı…

***

Erenköy’ün komutası Rıza Vuruşkan’daydı.

Kıbrıslı direnişçilerin arasında Toros kod adlı Rauf Denktaş’da vardı.

***

Birleşmiş Milletler, Erenköy’de sıkışmış sivil halkın tahliyesini sağlayabileceğini duyurdu. Çoğu çocuk ve yaşlılardan oluşan 700 kişi BM gözetiminde çatışma bölgesinden çekilebilecekti.

Ancak sivil halktan hiç kimse bu tahliye talebini kabul etmedi.

Köyün içindeki mağaralara çekildiler.

***

8 Ağustos sabahı Erenköy’ün içine yoğun bir havan bombardımanı başladı. İki Rum Hücumbotu Erenköy’ü ateş altına aldılar.

Havan saldırısının ardından Rum zırhlı birlikleri yavaş yavaş köye doğru ilerlemeye başlamışlardı.

Erenköy için çember giderek daralıyordu.

Türk direnişçilerin ve halkın o geceyi çıkarması mümkün gözükmüyordu.

Mücahitler helalleştiler.

Son geceleri olduğunu biliyorlardı.

Rıza Vuruşkan Albay uzun menzilli telsizin başına geçti.

Ankara’ya son mesajını çekti.

“Saldırı bütün şiddetiyle devam etmektedir. Rumlar kesin sonuç almak kararındadır. Yarın sabaha kadar direnebiliriz. Yardıma gelmezseniz bunu engelleyen büyük bir milli sebep olduğuna inanarak öleceğiz.

Vatan sağ olsun!”

***

İşte tam o sırada Ankara’dan bir mesaj geldi:

“Mevzilerinizi işaretleyin.”

***

Saat 16.30…

Türk jetlerinin kulakları sağır eden sesi duyuldu.

Gelen uçaklardan birinin pilotu Cengiz Topel’di.

Trabzon Çaykara’lı tütün eksperi bir babanın oğluydu.

Haydarpaşa Lisesi’nden mezun olduktan sonra Kuleli Askerî Lisesi’ne girmişti.

1964 Kıbrıs olayları sırasında hava yüzbaşıydı.

***

Cengiz Topel yüzbaşı, uyarı uçuşu yapacak ve Erenköy’de sıkışmış Türk direnişçilerin etrafındaki Rum çemberini dağıtacaklardı.

Dörtlü takım uçuşu denilen bir uçuşla hareket edeceklerdi.

Ancak önce iki jet havalandılar.

Kıbrıs açıklarına geldiklerinde irtifayı iyice düşürdüler.

Erenköy’e az bir mesafe kala sorti yaptılar.

En önde ‘kol başı’ yüzbaşı Topel’in uçağı vardı.

***

Saat 16.30 da Erenköy’ü kuşatan Rum birlikleri kulakları sağır eden jet sesiyle şaşkınlığa düştüler. Ama kısa sürede şoku atlatıp ateş pozisyonu aldılar.

Mücahitler ise birbirlerine sarılıp ağlarken mağaralara saklanmış olan Kıbrıslı Türkler sevinç çığlıkları atıyorlardı.

***

Malatya üssünden havalanan Türk jetlerinin bomba bırakmadan uzaklaşması Rumları daha da cesaretlendirdi.

Saldırılarını arttırdılar.

Saat 17.30

Türk jetleri bir kez daha Kıbrıs semalarında belirdi. Bu kez tam kol uçuşu yapıyorlardı.

İlk hedefleri Erenköy açıklarında demirlemiş Rum hücumbotlarıydı.

Jetlerden bırakılan bombalardan biri Feton hücum botuna isabet etti.

Ağır hasar alan gemi kıyıya çekildi.

Ardından…

Türk jetlerinin Rum mevzilerine atışları başladı.

Erenköy’ü çepeçevre saran Rum mevzileri dağılmaya başladı.

***

Bu kez sırada Eskişehir hava üssünden havalanan jetler vardı.

Yüzbaşı Cengiz Topel komutasındaki dörtlü kolun hedefi Rumlara mühimmat bırakan gemiydi.

Yüzbaşı Topel, gemiyle göz teması sağladığında bomba bırakma irtifası olan 3.500 feete kadar dalışa geçti.

Ve tam isabetle gemiyi vurdu.

Bunu gören diğer hücumbot kaçma manevrasına başladı.

Yüzbaşı Topel bu kez ona doğru dalış yaptı.

Tam o sırada gemiden ateşlenen uçak savar mermisi Topel’in uçağını isabet aldı.

***

Diğer kolda uçuş yapan Üsteğmen İzzet Öztarhan telsizden seslendi.

“Cengiz Yüzbaşım uçağından dumanlar çıkıyor atla… Yüzbaşım cayır cayır yanıyorsun atla.”

Cengiz Topel uçaktan atladı.

Paraşütünü başarıyla açtı.

Bir Rum köyünün bitimindeki yola inmeyi başaran Cengiz Yüzbaşı tedbiren üzerindeki kimlik ve haritaları ateşe verdi.

Türk köylerinin bulunduğu bölgeye doğru koşmaya başladı.

Arkasından gelen bir jeepte bulunan üç Rum askeri Cengiz Topel’i esir aldı.

Topel Güzelyurt’a götürüldü.

***

EOKA’cı Rumlar ellerindeki esiri propaganda amaçlı kullanmak istiyorlardı.

Bunun için uluslararası esir hukukunu hiçe sayarak Cengiz Topel’e işkence yapmaya başladılar.

Topel’in suskunluğu Rum askerlerini daha da çileden çıkardı.

Şimdi burada duralım.

Cengiz Topel’in Rumların eline geçtikten sonra neler yaşandığına dair birkaç anlatım vardır.

Anlatım diyorum…

Çünkü gerçekte neler yaşandığı belki de tam olarak hiçbir zaman bilinemeyecek.

***

Birinci anlatım.

Elleri kelepçeli halde yere yatırılan Cengiz Topel’e üç el ateş edildi. Ağır yaralanan yüzbaşı hastaneye kaldırıldı.

Ve ertesi gün öldü.

***

İkinci anlatım.

Yakalanır yakalanmaz hastaneye götürüldü ve orada görev yapmakta olan İngiliz doktordan ağır yaralı raporu alınmak istendi. İngiliz doktor raporu vermekten çekindi. Çünkü sağlam durumdaki yüzbaşıya işkence yapmalarından endişe etmişti.

Ancak korkulan oldu ve Cengiz Topel’e çok ağır işkenceler yapılarak öldürüldü.

***

Topel’in naaşı iki gün boyunca Türk askerine teslim edilmedi.

Birleşmiş Milletler devreye girerek cenazeyi Türk tarafına teslim etti.

Yapılan otopsi raporunda çok ağır işkencelerin vücudunda bıraktığı izlere rastlandı.

***

12 Ağustos’ta Lefkoşe Genel Hastanesi’ndeki cenaze törenine büyük bir kalabalık katıldı.

Şehit Yüzbaşı Cengiz Topel, Edirnekapı Sakızağacı Hava Şehitliği’ne defnedildi.

Erenköy bugün Rum kesimi topraklarında yer almasına karşın yapılan anlaşmayla KKTC’ye verildi.

***

Bugün Türkiye’nin çeşitli şehirlerinde Cengiz Topel Caddesi, sokağı ve İlkokulu görebilirsiniz.

Cengiz Topel Caddesi’nden geçerken oraya ismini veren kahramanımızın hikâyesini bir kez daha hatırlayalım.

Ona rahmet minnet ve şükran dileklerimizi iletelim.

***

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’miz dün 39 yaşına girdi.

Cengiz Topel’in şahsında tüm kahraman şehitlerimizin ruhu şad olsun…

Nice yıllara güzel Kıbrıs…!