Uğur Şahin: Yeni dalga kapıda, yeniden maske takmaya başlayabiliriz

Vehbi Koç Vakfı İnsanlığa Üstün Hizmet Ödülü'nü Özlem Türeci ile birlikte alan Prof. Dr. Uğur Şahin, yaptığı açıklamada "Yeni dalga kapıda. Zararsız olacağına dair elimizde bir veri yok. Yaz sonu sonbahar gibi yeniden maskelerimizi takmaya başlayabiliriz" diye konuştu.

Uğur Şahin: Yeni dalga kapıda, yeniden maske takmaya başlayabiliriz

Bu yıl ilki verilen Vehbi Koç Vakfı İnsanlığa Üstün Hizmet Ödülü'nün sahibi, geliştirdikleri koronavirüs aşısıyla milyonlarca insanın hayatını kurtaran BioNTech kurucuları Prof. Dr. Özlem Türeci ve Prof. Dr. Uğur Şahin oldu. Şahin ve Türeci, sıtma, tüberküloz, HIV, otoimmün hastalıklar ve kanser alanında çalışmalarının devam ettiğini belirterek, çalışmalarını Türkiye'de de devam ettirmek istediklerini açıkladı

Vehbi Koç Vakfı İnsanlığa Üstün Hizmet Ödülü'nün ilki, geliştirdikleri aşı sayesinde Covid-19 pandemisi sırasında milyonlarca insanın kurtarılmasına katkı sağlayan bilim insanları Prof. Dr. Özlem Türeci ve Prof. Dr. Uğur Şahin'e verildi.

Ödül, Türeci ve Şahin'e Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ömer M. Koç tarafından takdim edildi.

"Teknolojilerimiz bilimimiz başka ciddi hastalıklara da hizmet edebilir"

Türeci ve Şahin, tören öncesi düzenlenen basın toplantısında basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

Prof. Dr. Özlem Türeci, çalışmalarına ilk başladıkları andan itibaren planlarının insanlığa hizmet etmek olduğunu kaydederek, "Bizler kanser doktoruyuz. Amacımız kanser için ilaç geliştirmekti ama şimdi daha fazla imkanımız var. Teknolojilerimiz, bilimimiz başka ciddi hastalıklara da hizmet edebilir. Sıtma, tüberküloz, otoimmün gibi hastalıklarla ilgili çalışmalar yapmak; hem dünyanın başka coğrafyalarına hem de başka hastalık dallarında genişlemek istiyoruz. Bunu sürdürülebilir bir şekilde yapmak istiyoruz. Bu gayretlerimiz bir bileşen etkisi yapacaktır. Yavaş yavaş inşa edilecek, fayda sağlayacaktır" dedi.

 "Türkiye'de aktif olmak istiyoruz"

Çalışmalarının daha çok kanserle mücadele alanında devam edeceğini belirten Türeci, sıtma, tüberküloz, otoimmün gibi hastalıklarla ilgili çalışmaların yanı sıra pandeminin tam olarak bitmediğini o nedenle Covid-19 çalışmalarının da devam ettiğini söyledi.

Türeci, çalışmalarını Türkiye'de de devam ettirmek ve Türkiye'de daha aktif olmak istediklerini dile getirdi.

Prof. Dr. Uğur Şahin ise, "Türkiye'de kanser ve immünoterapiler kapsamındaki klinik araştırmalarımızı artırmak istiyoruz. Çalışmalarımız sürüyor. Bir kuruluşla birlikte Türkiye'de klinik bir ekip oluşturmak istiyoruz. Türkiye'de bir genel müdür görevlendirdik ve klinik ekibimiz için çalışmalarımız sürüyor. Öyle tahmin ediyoruz ki önümüzdeki yıl BioNTech markası altında klinik çalışmalarımızı başlatacağız. Ayrıca iş birliklerimiz kapsamında Türkiye'de devam eden birtakım klinik çalışmalarımız var. Akciğer kanseriyla ilgili çalışmalarımız da bunlar arasında. Hem aşı hem de immünoterapiyle ilgili çalışmalarımızla ilgili önümüzdeki dönemde daha fazla bilgi paylaşacağız" açıklamasında bulundu.

Türeci: Bağışıklık sistemini taklit eden bir teknoloji üzerinde çalışıyoruz

Pankreas kanseriyle ilgili çalışmalarına değinen Türeci, "Pek çok farklı immünoterapi ve yenilikçi tedavi tipleri üzerine çalışmalarımız devam ediyor. İnsanın kendi bağışıklık sistemini taklit edebilecek ve yabancı virüslere veya enfeksiyonlara karşı derhal tepkiye geçebilecek bir teknoloji üzerinde çalışıyoruz. Bu teknoloji çerçevesinde vücudun kendi kendine bağışıklık sistemini üretebileceği savunma mekanizmasını bu teknoloji üzerinden gerçekleştirebiliyoruz. Bireyselleştirilmiş kanser aşılarından bahsettiğimizde kulağa bilim kurgu gibi gelebiliyor ama bizim teknolojimiz bunu yapmaya müsait" dedi.

Türeci, sözlerine şöyle devam etti: "Her kanser kendine has bir yapıya sahiptir, moleküler yapısı kendine hastır. Dolayısıyla biyoloji teknolojilerinin de bu bireysellik üzerine odaklanarak çalışması gerekir. Bizim teknolojimizi kuvvetli kılan şey bu. mRNA odaklı aşılar bu konuda gerçekten çok başarılı çünkü tasarımı ve üretimi itibarıyla tamamen talep üzerine ve kişiselleştirilmiş şekilde aşı üretimini kapsıyor. mRNA teknolojileriyle üretilmiş aşı hastaya uygulandığında, hastanın bağışıklık sistemi kanser hücrelerine karşı bağışıklık tepkisi vermek üzere uyarılmış oluyor ve vücut bu şekilde tedavi sürecine girmiş oluyor. Özellikle pankreas kanserindeki çalışmalarımız bize bu aşının, tümörlerin giderilmesi konusunda gerçekten çok başarılı olduğunu gösterdi. Çok kısa sürede tedavi olasılığını artırıyor."

Kanser aşısının faz 2 çalışması devam ediyor

'Üç ila beş yıl içinde somut veriler elde edebileceğiz'

Bazı aşılarının tamamen bağışıklık tepkisini artırmak üzerine tasarlandığını ve tümör oluşumunu engellemeyi amaçladığını ifade eden Türeci, "Biz sadece tedaviyi değil, kanseri önlemek üzerine de çalışmalarda bulunuyoruz. Kişiselleşmiş aşı ve pek çok kanser tipi üzerinde çalışıyoruz. Şu anda kanserle ilgili Faz 2 çalışmalarına devam ettiğimiz bir çalışmamız var. Bu kapsamda aşıların işe yarayıp yaramadığını göstermenin yanı sıra karşılaştırmalı çalışmalar da yapmamız gerekecek. Üç ila beş yıl içinde bu aşıların kanser hastalarına uygulanıp uygulanamayacağına dair daha somut veriler elde edebileceğiz" diye konuştu.

 "Yeni bir aşı üretecek potansiyele sahibiz"

mRNA teknolojisi çerçevesinde birden fazla aşı üzerinde çalıştıklarını belirten Şahin, "Sıtma, tüberküloz, HIV de dahil olmak üzere pek çok aşı çalışmamız var. Henüz kamuya açıklamadığımız çalışmalarımız da var. Eğer yeni bir pandemiyle karşılaşacak olursak elimizdeki teknolojiyi yeni bir aşı üretmek için kullanabilecek potansiyele sahibiz. Bu yeni virüsle de başa çıkabilecek bir teknolojiye sahip olacağımızı temin edebilirim. Bu aşıyı geliştirmek birkaç haftada sürebilir birkaç ay da sürebilir ama uzun süreceğini sanmıyorum. Artık koronavirüs pandemisinde gösterdiğimiz hızlı tepkiyi aynı şekilde gösterebileceğimize inanıyorum" ifadelerini kullandı.

"İlk virüs artık yok"

Aşılama kampanyasının başarılı olduğuna dikkat çeken Şahin, "İlk virüsü etkin şekilde kontrol altına almış durumdayız. İlk başlangıçtaki virüs artık yok. Şimdi Omicron var. Bu varyant başlangıçtaki virüsten çok farklı. Virüs değişiyor, buna evrim diyoruz. Bu en baştan beri beklediğimiz bir şeydi" dedi.

Uğur Şahin: Yeni bir dalga kapıda

"Gelecekte bizi neyin beklediğini bilmiyoruz" diyen Şahin, sözlerine şöyle devam etti: "En azından çok yoğun ve olaylı geçmeyecek bir sonbahar ve kışın bizi beklediğini söyleyebiliriz. Ancak şunu da belirtmek lazım ki yeni bir dalga kapıda. Bunun zararsız olacağına dair elimizde bir veri yok. O yüzden hazırlıklı olmakta fayda var. Her şeyi önceden ve en kötü senaryoya göre hazırlamamız gerekir ki sağlıklı bir dalga geçireceğimizi garanti edebilelim. Omicron'a uyarladığımız aşılarımız olmuştu. Uyarlanan aşıların daha iyi performans gösterdiğine dair veri paylaştık. Umuyoruz ki aşılara ihtiyacımız olmayacak, şayet olursa bu aşıların kullanılabilir olduğunu belirtmek isterim. Çünkü bir sonraki dalganın kontrol dışına çıkmaması için bunu şimdiden yapmamız gerekiyor."

"Yaz sonu sonbahar gibi yeniden maskelerimizi takmaya başlayabiliriz"

Şahin, virüsün daha ne kadar bizimle olacağı sorusuna ise şu yanıtı verdi: "2020'de bana sorulduğunda, 'Bu virüs en az 10 yıl bizimle olur.' demiştim. Buna alışmak zorundayız. Buna karşı yapacağımız iki yol var: Bir tanesi aşıları benimsemek. Şu anda Omicron aşısına yakın frekansta olan aşılar geliştiriyoruz. Yeni aşının onayını önümüzdeki sonbahar-kış gibi almaya çalışacağız. İkincisi yeni normal olarak bunu kabul etmek zorundayız. Yaz sonu, sonbahar gibi yeniden maskelerimizi takmaya başlayabiliriz."

200 bin dolarlık ödül bilimsel çalışmalar ve öğrenciler için kullanılacak

Türeci ve Şahin'e takdim edilen ödülün 200 bin dolar olduğunu belirten Vehbi Koç Vakfı Genel Müdürü Cihan Özsönmez, Türeci ile Şahin'in bu ödülü nakit olarak almayı tercih etmediklerini, söz konusu tutarın ortak belirlenecek AR-GE çalışmaları ve ihtiyaç sahibi öğrenciler için kullanılacağını söyledi. Haberturk