Yarayı açık bırakmak daha çabuk iyileştirmez! Yara tedavisinde doğru bildiğiniz yanlışlar... Uzmanlar açıkladı
Uzmanlar, küçük büyük farketmeksizin yara tedavisinde pek çok insanın doğru bilgiden çok yanlış bilgiye sahip olduğunu söylüyor.İnsanlar her yarayı bir olarak görseler de her yara kişiye özeldir ve farklı tedaviler gerektirir. Yaraların mutlaka kontrol edilerek, uygun bakımla tedavi edilmesi, geçmediği takdirde mutlaka yara konusunda uzman doktorlar tarafından tedavi edilmesi büyük önem taşır.
Evde, işte, okulda ve sokakta pek çok şekilde yaralanmak mümkün olabiliyor. Bazen düşmek, bazen bir bıçak kesiği, kağıt kesiği... İnsanlar pek çok şekilde yara alabiliyor, ancak genelde bunlara hep benzer müdahaleler yapılıyor. Yıllardır bilinçsizce, kulaktan dolma bilgilere yapılan yara tedavileri bazen durumu daha da kötüleştirebilir. İşte o nokta dikkat edilmesi gerekenleri uzmanlar açıkladı... İşte yara tedavisinde doğru bilinen yanlışlar...
YARALARI OKSİJENLİ SU VE TENTÜRDİYOTLA TEMİZLEMEYİN
Ufak sıyrıklar ve yaralar mikrop kapmasın diye oksijenli su ve tentürdiyot ile temizlenir. Ancak bu mikroplardan korusa da yaralı bölgede bulunan ve iyileşmeyi sağlayacak olan hücrelere de zarar verir. Aynı zamanda bu tarz alkol içeren maddeler bölgeyi tahriş ederek alerjik bir hal almasına sebep olabilir. Bunun yerine temiz su ve sabun ile yıkadıktan sonra bir bezle örtmek çok daha faydalı olacaktır. Diyabetli hastaların bu tür yaralanmalarda ilk müdahalenin ardından doktora başvurması gerekmektedir.
KAŞINAN YARA ENFEKSİYON KAPMIŞ OLABİLİR
Genelde kaşınan yaralar için iyileşme belirtisi denir. Ancak bu da pek doğru olmayabilir. Yani evet iyileşme belirtilerinden biri kaşınmadır fakat kaşınmasının tek sebebi her zaman iyileşme olmayabilir. Yaralı bölgede yaşanan kaşıntı ve rahatsızlık hissi ilaç alerjisini, tahrişi, hatta enfeksiyon başlangıcını dahi işaret edebilmektedir. Bunun için yara yakından takip edilmeli, herhangi bir şüphe de doktora başvurulmalıdır.
YARAYI AÇIK BIRAKMAK DAHA ÇABUK İYİLEŞTİRMEZ
Yaranın iyileşmesi için oksijen gereklidir ancak yaranın kuru değil nemli kalması gerekir. Kurumuş kabuklu yaranın iyileşme süreci oldukça uzun olacaktır. Bu durum iyileşmeyi geciktirir. Yara kabuğu mikrobu engellemesi sebebiyle iyi olsa da iyileşme açısından iyi değildir. Böyle durumlarda yaranın hava almasını sağlayan, nemli tutan ve mikroplardan koruyan pansuman malzemeleri bulunmaktadır.Yapılması gereken; yara temizlendikten sonra, kirli bir yara ise antibiyotikli pomat da sürülerek pansumanla kapatılması ve günlük olarak pansumanın değiştirilmesidir.
KÜÇÜK YARALARI KENDİ HALİNE BIRAKMAYIN
Çoğu kişi küçük yaraların önemsiz olduğunu ve kendi kendine iyileşeceğini düşünür. Ancak bu düşünce oldukça yanlıştır. Yara bedeni mikroplardan koruyan derinin bütünlüğünün bozulmasıdır. Buradan vücuda giren mikroplar çok daha büyük yaralara neden olabilecek enfeksiyonlar yaratabilmektedir. Özellikle diyabet gibi rahatsızlıkları olan kişiler en ufak sıyrığı bile önemsemelidir. Yara iyice temizlendikten sonra en azından bir yara bandı ile kapatılmalı ve takip eden bir hafta boyunca enfeksiyon olup olmadığı kontrol edilmelidir.