Yassıtepe’de Miken uygarlığına ait mezar alanı bulundu

Ege Üniversitesi Arkeoloji Bölümü öğretim üyesi ve Kazı Başkanı Doç. Dr. Zafer Derin başkanlığındaki kazı çalışmalarında bugüne kadar üst üste 9 köyün gün yüzüne çıkarıldığı, tarihi 8 bin 500 yıl öncesine kadar uzanan şehirdeki binlerce yıl öncesine ait çipura, öldürücü tür olan zehirli vatoz, deniz kestanesi, istiridye ve midye gibi birçok kalıntıdan ilk İzmirlilerin bugünün şehir sakinleri gibi deniz ürünlerini tükettiği belirlendi.

İzmir Arkeoloji Müzesi ekiplerinin de katılımıyla yürütülen kazı çalışmalarının sonunda, Miken uygarlığına ait çok önemli bir mezar alanı bulundu. Ayrıca mezar alanında 3 bin 400 yıllık kokulu zeytinyağının taşındığı ‘pelike’, içine krem konan ‘pyxis’ ile akik taşından yapılma takılar da bulundu.

“İZMİR’İN İLK TİCARİ HAYATININ BAŞLADIĞI SÜREÇ”

Kazı Başkanı Doç. Dr. Zafer Derin, “Burası Yassıtepe Höyüğü’nde bir mezarlık alanı. Günümüzden 3 bin 400 yıl öncesine dayanan bir mezar grubu. Taş sandık ve küp mezarlar bulunuyor. Bu mezarlar, İzmir’in ilk ticari hayatının başladığı bir sürece ait. Çünkü, Yunanistan’daki bir uygarlık olan Miken’deki tüccarlara ait mezarlar. Mikenler, Ege adaları, Yunanistan ve bütün Akdeniz havzasında egemen olan ticari ve siyasi bir grup. Bu toplumun da Batı Anadolu’daki izlerini Yassıtepe Höyüğü kazılarında bulduk. İnsanlar yakılmamış. Ölülerini taş mezar ve sandıklara koymuşlar. Yanlarına da kokulu zeytinyağının taşındığı ‘pelike’ yani çift kulplu testi ile krem taşınmasında kullanılan ‘pyxis’ adı verilen kapları koymuşlar. Ayrıca yine ‘pyxis’ler ve ‘pplike’ler gibi kendi yörelerinden getirdikleri akik taşından yapılma takıları da mezarlara bırakmışlar” ifadelerini kullandı.

“İZMİR İÇİN DE ÖNEMLİ BİR KÜLTÜREL DEĞER VE KEŞİF"

Doç. Dr. Zafer Derin, sözlerine şöyle tamamladı: “Bunlara Batı Anadolu’nun birçok bölgesinde rastlanabiliyor. Ancak İzmir kent merkezinde ilk kez bu mezarlık alanının bulunması önemli. Belki ‘Levantenlerin öncüleri’ de diyebileceğimiz bu toplulukların, ilk ticari yaşamı da bu yıldan itibaren yoğun bir şekilde gerçekleştirdiğini gördük. Bu eserler günümüzden 3 bin 400 yıl öncesine ait. Mezarlık alanının daha öncesinde de kullanıldığını, altındaki buluntulardan anlıyoruz. İzmir’in kent için de önemli bir kültürel değeri ve önemli bir keşif."