Abdullah Ağar

Abdullah Ağar

[email protected]

Son Yazıları

Türkiye, İtalya ve Üçüncü Roma!

Pandemi sırasında Avrupa Birliği'nin güçlüleri tarafından yalnız bırakılan İtalya’da, koca bir hayal kırıklığıyla birlikte çok güçlü bir öfke ve güvensizlik yükselmişti. Açıkçası AB içinde baş gösteren bu çatlağı da Putin çok iyi gözlemlemiş ve doldurmaya soyunmuştu. Böylece AB’nin göbeği -AB Kuruluş anlaşmasının imzalandığı- Roma’da Rus askerleri, Antonov uçakları, Kamazlar, Urallar, Uazlar, Ziller boy göstermişti.

AB zenginlerinin maske peşine düşüp, İtalya gibi ikincil ülkelerin bir maskeye kurban edildiği bu dönemde, İtalya büyük bir travma yaşamıştı. Yakın geçmişte yaşanan bu gerçeklerin ve güvensizliklerin üzerine şimdi İtalya’da artık bir de Meloni var.

Yazının Devamı

Libya-Suriye, Türkiye-Rusya…

Türkiye’nin, Doğu Akdeniz, Afrika ve Libya politikası adına Libya ile olan ilişkileri ve anlaşmaları büyük önem taşıyor. Bu kadar mücadele edilmiş, bedel ödenmiş ve ilerleme kaydedilmişken bu strateji ve politikayı değiştirmesi mümkün değil.

Ama bu politika ve iş birliğinden rahatsız olanlar çok.

Yazının Devamı

30 yıl önce bugün, 27 Ekim’de nasıl şehit düştük..

Dün anlatmaya başlamıştım.

26 Ekim sabahı başlayan çatışma bir bütün gün boyunca nefes almaksınız devam etti.

Yazının Devamı

Unutulmamaya muhtaç gerçekler: 30 yıl önceki...

Karanlığın içine süzülüyor, daha koyu olan vadiye doğru iniyoruz. Gecenin sessizliğinde hep alıştığımız gibi, önümüzdeki kişiyi takip ederken, en baştaki Muharrem Üsteğmenim kolu yavaş yavaş derin vadinin içine çekiyor. Gecenin karanlığı ve arazinin zorluğu; bilindiği gibi. İniş zorluyor. Belki de çok uzun yıllardır insan ayağının değmediği bir ormanın içindeyiz. Kurumuş, çürümüş, devrilmiş, dere yatağını doldurmuş ağaçların ve dallarının arasında kendimize yol bulmaya çalışıyoruz. Koca koca, yüksek kayaların en kolay inilebilen yerlerinden, bazen tutunarak, bazen yardımlaşarak, bazen de kıçımızın üstünde kayarak inmeye çalışıyoruz. Yani her şey bildiğimiz gibi, dağ gibi.

O kadar tırmaladık ki, artık ne kadar vakit geçtiğini kestiremez oldum. Çattığımız arazi, bizi kolayca aşağıya taşımadı. Sonra çiseleyen yağmur, terleyip içten ıslanmış bizleri, dıştan da ıslatarak, sahnedeki yerini aldı. Saatler geçtikçe, yoruldukça, yıprandıkça, zorlandıkça, zifiri karanlığın içinde yaptığımız tek şey, etrafı kontrol ederek, bizden olmayan sesleri, örneğin patlayabilecek ya da patlayan bir namlunun sesini duymaya ya da bir namlu ağız alevini görmeye çalışmaktı. Ve araziyle boğuşa boğuşa aşağıya doğru inmek, dibi bulmak, sonra da Khantur dağının eteklerine sardırmaktı.

Yazının Devamı

İran’ın kamikaze dronları

Rusya’nın yüksek teknoloji barındıran hassas vuruş kabiliyetli füze sistemlerinin Ukrayna savaşında ciddi oranda azaldığı ifade ve iddia ediliyordu. Bunlar içerisinde İskender, Kalibr ve Khinzal gibi taktik balistik füze sistemleri de var.

Hatta bunlarla ilgili rakamlar dahi ortaya atıldı. Karadan karaya atılan İskender füzelerinin 900’den 124’e; denizden karaya atılan Kalibr’lerin 500’den 272’ye; havadan atılan Kh-101, Kh-555 füzelerinin de 444’ten 213’e düştüğü iddia edildi. Doğru ise, bu rakamlar, Rusların stratejik rezervinin yüzde 30-35’lere kadar indiğini gösteriyordu.

Yazının Devamı

Savaş ve hüküm…

Dünkü yazımda Rus Ordusu'nun içinde yaşanan ve 30 civarında Rus asker ve subayın hayatını kaybetmesiyle sonuçlanan özgün bir olayı dile getirmiştim. Savaşa yakın Rus topraklarındaki Belgorod şehrinde yaşanan olayda "Bu bizim savaşımız değil" diyen Dağıstan, Azerbaycan ve Adıgey kökenli üç sözleşmeli askerin sözleşmelerini fes etmek istemeleri; Tacik bir askerin, "Müslümanlar için kutsal savaşın bu olmadığını, inançsızlarla savaş" olduğunu söylemesi; birlik içinde istikrarsızlık üreten bu çıkışlara karşılık Rus Komutan Albay Lapin’in birliği toplayıp askerlere hitap etmesi ve bu hitapta, "Eğer Allah Müslümanlara Rusya için savaşmalarına izin vermiyorsa o zaman Allah zayıf ve korkaktır" demesi; bunun üzerine inançlarla ilgili bir kırılmanın yaşanması, Başkurtlar, Tatarlar ve diğer Müslüman subay ve askerlerin yaşadığı şok ve en nihayet üç Tacik askerin yaylım ateşi açmasıyla birlikte Rus Albay dahil 30 civarında asker ve subayın hayatını kaybetmesinden bahsetmiştim.

Sonra da Rus Ordusu'nda baş gösteren bu sorunun, aslında Rus Ordusu'na ve devletine ait olmadığını; kullanılanlara ait olduğunu, aynı inanç kökünden gelseler bile değişik nedenlerle bir inanç bunalımına neden olduklarını, sonuçta Müslümanların Müslümanlara karşı savaştığı ya da savaştırıldığı bu yaman çelişkinin tarihin, iç savaşların ve savaşların vahim bir olgusu olduğunu ve İslam tarihinin en büyük bunalımlarına, çaresizliklerine karşılık geldiğini; Vahye/Kur'an’a inandığını ifade ve iddia etmesine rağmen bunu hayata geçirememesi ve bundan akıl, düzen, güç üretememesi nedeniyle egemenlerin oyuncağı olmalarından bahsetmiştim.

Yazının Devamı

Ukrayna savaşı üzerinden çatışma, karmaşa ve...

Ortadoğu’da işgal ve istilaların, savaş ve iç savaşların ürettiği bütün öfkeyle, hışımla vekaletler savaşı sürüp giderken acı bir gerçekle yüzleşmiştik: Aynı Allah’a, Kitap’a ve dine inandığını söyleyen Müslümanlar birbirini doğruyordu.

Müslümanlık iddiasındaki halklar, topluluklar, güç odakları, devlet dışı aktörler ile etnik-dini-mezhebi-meşrebi ve siyasal İslamcı terör örgütleri; birbirlerini ‘Tagut’, ‘Mürdet’, ‘Zındık’, ‘Kafir’, ‘Münafık’ olmakla itham edip saldırıyorlar ve birbirlerini öldürüyorlardı. Kendi teolojik öğretileriyle de kendilerini sağlama alıyor, kendileri ölürse şehit, cennetlik; karşı taraftan öleni ise cehennemlik olarak tanımlıyorlardı.

Yazının Devamı

Bir savaşı ihtiraslarla yönetmeye kalkmak!

-          Rusya’nın Karadeniz’deki savaşını, yapacağı olası Odessa çıkartmasını, harekata katılacak birliklerini ve savaş gemilerini koruyan muhafız/amiral gemisi Moskova Kruvazörünün vurulması,

-          Savaşı yöneten 10 civarında Rus generalinin etkisiz hale getirilmesi,

Yazının Devamı

Kıyamet savaşı

Bir kez daha Ukrayna savaşının ürettiği riskleri konuşuyoruz.

Putin, nükleer silah kullanır mı? Kullanırsa taktik nükleer mi olur, stratejik nükleer mi olur?

Yazının Devamı

Savaş Uçağında, Havada, Ege’de Güç, Denge...

Dünkü yazımda ABD’nin F-16 satışı ve modernizasyonu ile ilgili Türkiye’ye akıllara zarar ve asla kabul edilemez bazı dayatmalarda bulunabileceği…

Aslında çoktan bulunmaya başladığını…

Yazının Devamı

F-16 Viper alınsa bile...

Türkiye’yle uzun zamandan beri çekişen, YPG/PKK, FETÖ gibi terör örgütlerine sağladığı destek ve himayeyle büyük bir güven bunalımına ve ayrılığa neden olan, üstüne Türkiye’nin ABD’ye olan bağımlılıklarını bir baskı, bir biat, bir cezalandırma, hatta bir entrika aracı olarak kullanan ABD, yine eşgüdüm roller benimseyerek, Türkiye’nin hava savunma zafiyetlerini gidermek için Rusya’dan aldığı S-400 hava savunma sistemlerini gerekçe göstererek, Türkiye’yi F-35 programından çıkarmıştı.

Ancak Atlantik güvenlik oluşumunun;

Yazının Devamı

İnsanlığın sırtındaki nükleer hançer

Savaşın iki temel parametresi;

1-Manevra Kuvvetleri.

Yazının Devamı

Kafamda bir kurşun var ve ben gazi sayılmıyorum!

Gazilere vefa, saygı ya da onlara verilen onur, sadece onlara değil! Aslında bir milletin kendine ve mücadelesine verdiği değeri yansıtan son derece önemli bir karine.

Yani devletin ve milletin gazisine gösterdiği saygı ve onur, aslında kendisine saygı duyması ve kendini onurlandırması.

Yazının Devamı

Azerbaycan ile Ermenistan sınırında neler oluyor?

Güney Kafkaslar bir kez daha ağır bir çatışmanın içine girdi. Azerbaycan 2020 yılında yaptığı 44 günlük savaşta tam 2.914 şehit, 11.000 yaralı vermişti. Yani savaşı, her gün ortalama 50 şehit vererek kazanmıştı. Çok ağır bir bedeldi. Bu patlak veren çatışmalarda da acı bir tesadüfle yine bir seferde 50 şehit verdi.

Yani bütün bu yaşananlar ‘savaş gibi’ filan değildi, resmen savaştı. Bu apansız krizde Azerbaycan Savunma Bakanlığı unsurları 42, bizim sınır muhafızları olarak tanımlayabileceğimiz Serhat Koşunları da 8 şehit verdi. Buna karşılık Ermenistan tarafında daha ağır bir zayiatın ortaya çıktığı, 200’den fazla Ermeni askerini etkisizleştirildiği görülüyor.

Yazının Devamı

El Hol Deash Kampı-2

Bugün de meseleye El Hol kampı üzerinden bakalım.

Aslında El Hol’ü uzun uzun anlatmak gerekir. Çünkü el Hol Türkiye’de çok bilinmiyor. YPG/PKK’nın en çok istismar ettiği, en çok sarıldığı konudur El Hol. Haseke’nin güneydoğusunda Deash’lıların YPG/PKK kontrolünde tutulduğu devasa bir hapishane/kamp alanıdır.

Yazının Devamı