ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı;
Irak ve Suriye’den sorumlu olması,
Batı Trakya’daki Türk azınlık seçim için sandık dahi kurulmamasına izin verilmemesine, bütün retlere, engellemelerine, maniplelerine rağmen el kaldırılarak müftüsünü seçecek.
Konu neden önemli?
Peki şu Yunanistan ne etti de bu silah sistemini saldırı maksatlı kullanmayı başardı?
Ama önce Ege’de ve Doğu Akdeniz’de ortaya çıkan fiili durumu bir okumaya çalışalım.
Devletin aklında artık buna dair bir tanımlama ve artık buna bağlı hareket tarzları mı var?
Çünkü böyle sürerse, Yunanistan’ın yaptıkları vahim bir yere doğru gidiyor.
Zira bu konu sadece Irak’ı, Irak halkını, Irak’ın siyasi bunalımını, Irak’a müdahale ya da maniple edenleri, onların menfaatlerini ilgilendirmiyor. Tarihi, geleceği ve jeopolitiği ilgilendiren teolojik, teopolitik, güvenlik, enerji jeopolitik bağlamları var.
Bütün bu halleriyle sadece Irak’ın ve Irak’a müdahale edenlerin konusu değil. Türkiye’nin tam ortasında olduğu, hatta olmak zorunda olduğu bir bunalım karşımızdaki. Hatta, büyük bir bunalım gibi kendini gösterse de Irak, Suriye açmazına hapsolmuş gündem ve aranan olası çözüm adına çok daha zengin parametreleri ve inisiyatifleri içinde barındırıyor.
‘Ben seni vuracağım, vurma niyeti taşıyorum ya da en azından vurma niyetiyle seni taciz ediyorum’ demek. Yani tespit-takip-imha süreçlerinde ‘imha’nın tetiği ezme, düğmeye basma safhası. Zaten bu nedenle, bu türden hareketler NATO başta bütün dünyada “düşmanca hareket” olarak nitelendiriyor.
Ve mütekabiliyete hatta misliyle mütekabiliyete kapı açıyor.
Atlantik’in ürettiği güvensizlik ve çatlaklardan beslenen, gelişen, böylece Aleksander Dugin’in jeopolitik kurgularını ve hayalleri kamçılayan, Putin Rusya’sının da ilgi ve etki alanlarında kimi zaman büyük bir gümbürtüyle, kimi zamanda sessiz ve derinden taşlarını döşediği, en azından döşemeye çalıştığı Rus başat Yeni Avrasyacılığının Türkiye kısmı, Suriye’de yaşanacak olası süreçle gelişecek mi, ayak sürümeler eşliğinde yaşanan sürüncemelerle akametleri mi oynayacak, yoksa Badiye denilen Suriye çölünün kızgın kumlarına mı gömülecek?
Tabii oluşum sadece kendi döngüsünde değil. Ortalık olası Ankara-Moskova-Şam siyasi üçgeninin güllük gülistanlık bir atmosferde şekillenmesine engel olabilecek hassasiyetler ve aktörlerle dolu.
Bir suikast, kaç amaç?
Yoksa ayaza çekmiş suikastlar mevsimi mi başlıyor?
Tabii bir de gündeme yansımayanlar vardı. Bunlara dair yapılan açıklamalarda bir başlık daha kendisini gösterdi. Ukrayna’nın savaştan sonra yeniden imarı.
Şu ana kadar Ukrayna altyapısının ciddi oranda hasar gördüğü biliniyor. Çok net hesaplanması bugün mümkün olmasa bile 1 trilyon doları aşmış bir yıkımdan ve zarardan bahsediliyor.
Sonra bunlarla ilgili istikrar tedbirleri ortaya çıktı, asimetri ve kontrolsüz öfke bir şekilde dizginlendi, siyasi liderler, ÖSO komutanları, aşiret ileri gelenleri duruma müdahil oldu, ortalık sakinleşti. En azından şimdilik.
Dün ise çok daha başka gerçekle yüzleştik. Önce, Şanlıurfa Birecik sınırları içinde kalan Çiçekalan Hudut Karakolu’muza Suriye'nin kuzeyinden havan atışları yapıldığı haberleri geldi. Ardından da havadan tahliye görüntüleri. Sonra da şehit ve yaralı haberleri.
Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı, Barış Pınarı, Bahar Kalkanı/İdlib bölgelerinde Türkiye’ye karşı gösteriler, protestolar kendini gösterdi.
Bunların bazılarında Türk bayrağı yakıldı.
Öncelikle Yunanistan, Yunanistan’ın kontrolü için.
Yunanistan ve Güney Kıbrıs’ın yakın geçmişte kaşı gözü oynuyordu. Hatta ABD’nin küresel hasımları Rusya ve Çin’le angajmanlar geliştiriyorlardı.
İkili ilişkiler: Bunlar içinde yakın zamanda sorunlar yaşanan Akkuyu Nükleer Santrali dahil nükleer işbirliği, petrol ve doğalgaz alımı, karşılıklı ticaret ve turizm olmalı.
- Sn. Erdoğan Sn. Putin’in özellikle doğalgazla ilgili bir teklifinin olduğunu söylemişti –
ABD eski Başkanı Trump ile girdiği polemikler, oturduğu ABD Temsilciler Meclisi Başkanlık koltuğunda sergilediği tribal, tepkisel, ihtiraslı davranışlarla tanıdığımız Nancy Pelosi, dün kişisel kariyerinin en sükseli gününü yaşadı.
Siyaset, savaş, istikrarsızlık ve ihtiras tarihine damgasını vurmuş Anne Boleyn, Truvalı Helen, Marie Antoinette, Cleopatra, Kösem Sultan gibi tarihe geçecek bir oyunun başrolü oldu. Neredeyse bütün dünyanın izlediği bir gerginliğin değil parçası değil, bütün dünyayı etkileyecek bir savaşın kışkırtıcısı olarak tarihe geçecekti.