Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, hafta sonu dört meslektaşımla birlikte beni de sohbete davet etti. Tahmin edebileceğiniz gibi tek konu deprem ve depreme hazırlık oldu.
Bakan Kurum, deprem bölgesinin yeniden inşası ile ilgili hazırladığı projeleri anlattı. Kurum şehir merkezlerinin tekrar planlandığını, ayrıca rezerv alanlara da yeni konutlar yapılacağını anlattı.
Seçime katılacak partilerin, milletvekili aday listelerini YSK’ya teslim etmelerine çok az bir zaman kaldı. Listesini YSK’ya teslim eden ilk parti MHP oldu. Diğer partilerde ise hummalı çalışma devam ediyor.
Partilerin milletvekili listelerinde neler olduğunu merak ettim. Ankara’daki kaynaklarımdan AK Parti milletvekili listeleriyle ilgili öğrendiklerim beni gerçekten çok şaşırttı.
Millet İttifakı’nın kurulma aşamasında, CHP’nin, DEVA, Gelecek, Saadet, Demokrat ve İYİ Parti’ye kendi listelerinden yer vereceği ifade edilmişti.
CHP’nin ortaklarına hem de seçilecekleri sıralardan milletvekili verecek olması parti teşkilatları içinde de tartışmalara yol açmıştı.
Türkiye’de göz göre göre futbol tarihimizin en büyük haksızlıklarından, en büyük adaletsizliklerinden biri yapılıyor ve Fenerbahçe ile Galatasaray el ele vermiş bu duruma alkış tutuyor. İnanılır gibi değil.
Depremin ardından Hatayspor ile Gaziantep ligden çekilmek zorunda kalınca, TFF, bu iki takımın kalan maçlarının hükmen mağlup sayılacağı kararını açıkladı.
Memleket Partisi lideri Muharrem İnce ile CHP arasında bir anlaşma sağlanması, cumhurbaşkanlığı seçimlerinde orta yol bulması ihtimali kulisleri hareketlendirmişti.
İddialara göre Memleket Partisi, iki bakanlık ve beş milletvekilliği istemiş, ancak CHP bir bakanlık ve üç milletvekilliği önermişti.
Başlık çok iddialı oldu, farkındayım. Özellikle iki liderin buluşmasından sonra yapılan açıklamalar, “Muharrem İnce kesinlikle adaylıktan vazgeçmeyecek” yorumunu daha da ön plana çıkardı.
Fakat benim Ankara kulislerinden aldığım bilgi, Memleket Partisi ve CHP arasındaki görüşmelerin tamamen bitmediği yönünde.
Bir kez daha gördük ve anladık ki, bir TV dizisi dahi Türkiye’yi ikiye bölmeye, kutuplara ayırmaya yetiyor. Benim izlediğim tek dizi olan "Kızılcık Şerbeti"nden söz ediyorum.
Dizinin son bölümünün final sahnesi çok çarpıcıydı. Başkasını sevdiği halde muhafazakâr ailesinin zoruyla, aynı dünya görüşüne sahip başka bir muhafazakâr ailenin oğluyla evlendirilen Nursema’nın isyanını izledik.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan NTV canlı yayınında yaptığı açıklamalarda, partisinin önümüzdeki seçimlerdeki taktiği üzerine de ipucu vermiş oldu.
Anlaşılan o ki AK Parti, güçlü ve üst düzey isimleriyle sahada olacak. Bu yüzden hemen hemen tüm bakanlarını önemli büyükşehirlerde milletvekili listelerine yerleştirerek seçmenin karşısına çıkacak.
Altılı Masa’yı devirdikten sonra İYİ Parti lideri Meral Akşener, “Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş cumhurbaşkanı yardımcıları olacak” teklifiyle tekrar Masa’ya dönmüş, yine bağrışmaların koridorlarda yankılandığı bir toplantı gerçekleşmiş ama sonuçta imzalar atılmış ve Kemal Kılıçdaroğlu Millet İttifakı’nın adayı olarak açıklanmıştı.
Hatırlayacaksınız, 13 Mart’ta yine bu sayfadan, “Meral Akşener kandırıldı mı?” başlıklı yazımda, İYİ Parti liderinin nasıl ikna edildiğini, cumhurbaşkanı yardımcısı olmayacağını söyleyerek gittiği Saadet Partisi Genel Merkezi’ndeki son toplantıda hangi manzarayla karşılaştığını, neden kandırıldığını hissettiğini, hatta Masa’daki diğer liderlere sesini yükselttiğini, sonrasında kendisini de cumhurbaşkanı yardımcıları listesine yazdırdığını ve özellikle Mansur Yavaş’a çok gönül koyduğunu, Mansur Yavaş’ın da Meral Hanım’a, “Böyle olduğunu ben de bilmiyordum” dediğini yazmıştım.
Altılı Masa dağılıp dört gün sonra, “İmamoğlu ve Yavaş’ın cumhurbaşkanı yardımcısı yapılması” formülüyle tekrar bir araya gelmesinin ardından birçok kişi gibi ben de kendi kendime aynı soruyu sormuştum:
“Ne yani, belirsiz bir zaman sonra Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş cumhurbaşkanı yardımcısı olacak diye mi Meral Akşener ikna oldu?”
Altı Masa’da krizler aşıla aşıla Kemal Kılıçdaroğlu ismi ortak aday olarak açıklandı.
Şunun altını çizmek gerekir ki Kılıçdaroğlu, yerel seçimlerden bu yana olağanüstü bir liderlik gösteriyor. Gerek birbirinden çok farklı onca ismi bir araya getirmede gerek ortak hareket etme konusunda gerekse de kriz yönetiminde Kılıçdaroğlu ne denli mahir olduğunu kanıtladı.
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanı adayı ilan edilmesi parti içinde heyecan yarattı. Grup toplantısından önce Kılıçdaroğlu, CHP’nin eski genel başkanları Altan Öymen ve Hikmet Çetin ile eski SHP Genel Başkanı Murat Karayalçın’ı Meclis’te ağırladı.
Üç tecrübeli siyasetçi hem Kılıçdaroğlu’nu adaylığından dolayı tebrik etti hem de seçim sürecini konuştu.
Kılıçdaroğlu’nun adaylığını kabul etmeyen Meral Akşener’in Masa’yı devirmesinin ardından herkes aynı soruyu soruyor: “Ne yani bu zamana kadar iki lider aday hakkında hiç mi konuşmadı?”
Masa’nın dağıldığı gün, İYİ Parti’nin yöneticilerine ben de sordum. Hemen hemen hepsi aynı yanıtı verdi. İYİ Parti’nin önemli bir ismi, yemin billah ederek o son toplantıya kadar aday ismi üzerinde konuşulmadığını söyledi.
Türkiye’yi sarsan, hatta tüm ülkeye depremi bile unutturan "son 6’lı Masa toplantısı" hakkında meslektaşlarım elde ettiği bilgileri yazdı, anlattı.
Masa'nın devrilmesinden bir gün sonra ulaştığım kaynağım, bana içeride neler konuşulduğunu, kimin ne dediğini, nasıl davrandığını anlattı ve ben de sizlere aktarıyorum.
Ankara’da olup biteni yakından takip eden, özellikle CHP’yi çok iyi bilen tecrübeli bir isimle sohbet ederken, yaklaşık iki ay önce Ankara’da gerçekleşen ve herkesten saklanan ilginç bir buluşmanın detaylarını öğrendim.
Buluşmanın enteresanlığı bir yana, karşılıklı talepler de çok önemli.