İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na verilen hapis ve siyaset yasağı cezası tartışmaları sürerken, şimdi "terör soruşturması" gündemde.
İçişleri Bakanlığı, İBB’ye bağlı kuruluş ve iştiraklerde işe alınan personelin terör örgütleriyle ilişkili olduğunu iddia ediyor. Bununla ilgili tevdi raporu da İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın özel soruşturma bürosuna teslim edildi. Kısacası İBB’nin, terör örgütleriyle ilişkisi olan kişileri, bilerek ve isteyerek işe aldığı iddia ediliyor. Bu kapsamda belediye yönetimin terör örgütleriyle ilişkisi olduğu iddiaları araştırılacak.
Mahkemenin verdiği gerçekten anlaşılması zor bu karar kesinleşirse İmamoğlu yasalar gereği belki hapis yatmayacak olabilir ama hem İBB Başkanlığı görevini bırakmak zorunda kalacak hem de -eğer aday gösterilecekse- cumhurbaşkanlığı seçimine katılamayacak.
Ortada çok büyük bir mağduriyet olduğu gerçek. Çünkü iktidar yanlılarının önemli kısmı dâhil büyük çoğunluk, İmamoğlu’na verilen cezayı haksız buluyor. Hele ki siyasi yasağı…
Gerçekten çok ilginç bir ülkede yaşıyoruz ve bazı şeyler hiç değişmiyor.
1998 yılında, mahkemenin bugün herkesin eleştirdiği kararıyla dönemin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Tayyip Erdoğan’a ceza vermiş ve siyaseten yasaklanmıştı. İnsanlar bu durumu protesto etmek için Saraçhane Meydanı’na koşmuştu. Ben de muhabir olarak canlı yayında bu gelişmeleri Saraçhane Meydanı’ndan izleyicilere aktarmıştım.
İsmailağa Cemaati'ne bağlı Hiranur Vakfı'nın kurucusu Yusuf Ziya Gümüşel'in kızını, henüz 6 yaşındayken, 29 yaşındaki bir başka cemaat üyesiyle evlendirmesi, ortaya atılan iddialar Türkiye’nin psikolojisini bozdu.
Sarsıldım. Karnıma ağrılar girdi. İddianameyi ve ilgili haberleri güçlükle okuyorum, yazı yazmakta bile zorlanıyorum.
Gıda fiyatlarındaki aşırı artışla ilgili olarak hükümet sorumluluğu üstüne almayıp market zincirlerini gıda terörü yapmakla suçluyor, tartışmalar sürüyor.
BİM İcra Kurulu Üyesi ve aynı zamanda Gıda ve Perakendecileri Derneği Başkanı Galip Aykaç sorumlunun marketler olmadığını dile getirdi.
Ülke olarak çok önemli sorunlarımıza karşı şahane bir çözümümüz var; müzik yasağı.
Covid-19 pandemisi ile ilgili önlemler yavaş yavaş kaldırılırken, bir tek müzik yasağı sürdürülmüştü. Yani müzik yasağı sürdürülünce, virüsün yayılması engellenmiş oluyordu.
Cumhurbaşkanı’nın “Esad’la görüşme olabilir. Siyasette küskünlük olmaz. Eninde sonunda adımlarımızı atarız” açıklamasına hemen hemen kimse karşı çıkmadı.
Karşı çıkmadı ama tartışmalar da sürüyor.
Hayatım boyunca, seveninin de nefret edeninin de kendine göre haklı nedenleri olan iki insan tanıdım. Bunlardan biri Hıncal Uluç’tu.
Bir dönem çok sık bir araya gelirdik. Özellikle Türker İnanoğlu’nun davet ettiği akşam yemeklerinde. En azından 15 günde bir Türker İnanoğlu arar, bizleri bir araya getirirdi. Masanın müdavimleri arasında Uygar Eremektar, Zafer Balkan, Şengül Balıksırtı, Erdal Şafak, Erman Yerdelen, Ünal Özüak, ben ve Hıncal Abi vardık.
Türkiye’nin en büyük sorunlarından biri hiç kuşkusuz düzensiz göç.
Kayıtlı kayıtsız milyonlarca göçmen ülkenin her tarafına yayıldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın G-20 zirvesi sonrası İYİ Parti’ye, “6’lı Masa'yı terk edin” çağrısını yaptığında Akşener İzmir’deydi.
Parti kurmayları sessizliğe büründü ve Akşener’in açıklama yapmasını bekledi.
Özellikle ekonomik göstergeleri dile getirip, halkın alım gücünün her gün zayıfladığını ve enflasyonun korkunç seviyelere geldiğini söyleyerek hükümeti eleştiren yorumculara, kendi programlarımda hep şu soruyu sordum: Tüm bu duruma rağmen, AK Parti neden hâlâbirinci parti? Halk bu kadar zor durumdaysa, neden hâlâ AK Parti’yi tercih ediyor?
Doğrusunu isterseniz, şu ana kadar bu soruya doyurucu yanıt alamadım.
AK Parti türbana anayasal güvence içeren değişiklik konusunda ısrarlı. Her ne kadar AK Parti’nin anayasa değişikliğine destek için HDP’yi ziyaret etmesi, değişikliğin kendisinden dahi daha çok konuşulsa da partiler bu konuda taktik geliştiriyor.
Çünkü Ankara kulislerinde AK Parti’nin anayasa değişikliği için referanduma gitmesi halinde, oylamanın 2023 başkanlık seçimi ile aynı gün yapılacağı söyleniyor.
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun Türkiye’deki uyuşturucu trafiği ve kara para konusuyla ilgili iddialarını hiç kuşkusuz kanıtlaması gerekir.
“Uyuşturucu paralarını cari açığı kapamak için kullandılar” gibi bir suçlama, belge ve bilgi olmadan söylenemez.
Gerçekten ilginç bir ülkede yaşıyoruz. Her seçim, "tarihi" olarak nitelendiriliyor. 9 Kasım’da yapılacak İstanbul Ticaret Odası (İTO) seçimi de yine böyle değerlendiriliyor.
Birçok isim İTO seçimlerini hem İBB Başkanlığı seçiminin rövanşı hem de 2023 genel seçimlerinin ön hazırlığı olduğunu düşünüyor.
AK Parti’nin tanıtım toplantısına gazetecilere yapılan davetin tartışması sürüyor.
Bugüne kadar iktidarın hiçbir toplantısına davet edilmeyen bazı gazeteciler Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, parti lideri olarak konuşma yapacağı "Türkiye Yüzyılı" başlıklı vizyon toplantısına davet edilmişti.