Uzun yıllar önce başlayan ‘her şey’ CHP liderinin “Başörtüsü sorununu yasa ile çözelim, bundan sonra böyle bir konu tartışılmasın, tamamen sorun olmaktan çıksın” önerisi sonrası tekrar gündeme geldi.
Yıllardır “Bu sorun zaten ortadan kalkmıştır” diye övünenler bir anda “Yasa yetmez, anayasal güvenceye alalım. Cesaretin varsaaa…” diye el yükseltti.
Facia haberini alır almaz Mustafa’yı aradım. Bartınlı ya, belki bir şey biliyordur diye. O da hemen telefona sarılmış, olay çok yeni, net bilgiler alamamış.
Sonra haberleri takip ettim. TV100 açık. Önce iki dediler. Sonra 20… Sonra 40. Nihayetinde haber netleşti. 41 madenci can verdi.
Kılıçdaroğlu’nun başörtüsü çıkışı birçok açıdan eleştiriliyor. Eleştirilerin önemli bir bölümüne ben de katılıyorum, fakat ben yanıtlanması gerektiğine inandığım iki de soru sormak istiyorum.
1- Madem başörtüsü kapanmış bir konuydu… Madem AK Parti bu meseleyi çözmüştü… O zaman başörtüsü için neden anayasal önlem alınma hazırlığı yapıldı?
Ekonomik kriz her geçen gün boğazımızı daha fazla sıkıyor. Bu zamana kadar çok krizle karşılaştık. Ancak her kesimi bu kadar derinden etkileyen, böylesi bir krizi hatırlamıyorum.
Günbegün fakirleşmemize rağmen, ben ülke olarak başka bir soruna dikkat çekmek istiyorum. Paramız değer kaybediyor ama biz ülke olarak başka büyük bir hazineyi kaybettik; “Güvenme duygumuzu.”